Meşal: İşgali reddediyoruz, silah teslimi asla kabul edilemez

Halid Meşal, İsrail’in Gazze’de soykırım uyguladığını belirterek silahsızlanmayı reddettiklerini, ABD ve Batı’ya ise Hamas’la doğrudan müzakere çağrısı yaptıklarını söyledi.

Meşal: İşgali reddediyoruz, silah teslimi asla kabul edilemez

Hamas’ın yurtdışı lideri Halid Meşal, işgali ve her türlü vesayeti reddettiklerini belirterek Batı’ya tutumlarını gözden geçirme çağrısı yaptı. Meşal, Filistinlilerin özgürlük arayışının desteklenmesi ve işgalin sona erdirilmesi gerektiğini vurguladı.

Halid Meşal, Katar’ın başkenti Doha’da gazeteci Jeremy Scahill tarafından Drop Site için yapılan kapsamlı röportajda, “İşlerimize müdahale edenlere ve düşmanımızı destekleyenlere karşıyız. Ancak Amerika, Avrupa ve tüm dünya ile kültürel ve medeni bir etkileşim kurmaya açığız. Bu bölge tarihsel olarak medeniyetlerin beşiği olmuştur ve karşılıklı çıkarların yönetilmesi mümkündür” dedi.

Meşal, ABD’ye Hamas ve diğer Filistinli siyasi gruplarla doğrudan ve gerçek bir müzakere sürecine girmesi çağrısında bulunarak, bu sürecin ikili ve dostane ilişkilerin kurulmasına zemin hazırlayabileceğini ifade etti.

“Gazze’de yaşananlar soykırımdır”

İsrail’in Gazze Şeridi’nde işlediği suçların eşi benzeri görülmemiş olduğunu vurgulayan Meşal, bunun açık bir soykırım savaşı olduğunu söyledi.

“Bugün Filistin halkına karşı bir holokost, bir imha savaşı yürütülüyor” diyen Meşal, sadece 365 kilometrekarelik küçük bir alanda en ağır ve en vahşi yok etme ve öldürme araçlarının kullanıldığını dile getirdi.

“Silah teslimi kabul edilemez”

Filistinli lider, silahların teslim edilmesi fikrini kesin bir dille reddettiklerini belirterek, İsrail’e güvenin olmadığını vurguladı.

“Filistin halkının İsraillilere ve işgale güveni yoktur. İsrail’in tarihi katliamlar, ihanetler ve tüm anlaşmaların ihlaliyle doludur” diyen Meşal, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ve ondan önceki liderlerin sicilinin de katliamlarla dolu olduğunu söyledi.

İşgalin Filistin Yönetimi ile ilişkilerini hatırlatan Meşal, Oslo Anlaşmalarını imzalayan Yaser Arafat’ın zehirlenerek öldürüldüğünü, İsrail’le en açık şekilde iş birliği yapan Mahmud Abbas’ın ise bugün Ramallah’taki karargâhında etkisiz ve kuşatma altında olduğunu ifade etti.

Netanyahu, Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir’in Filistin Yönetimi’ni fiilen tasfiye ettiğini ve vergi gelirlerine el koyduğunu belirten Meşal, Filistin kültüründe İsrail’e güvenin tarihsel olarak bulunmadığını söyledi.

“İsrailli, Filistinlinin gözünde suçlu ve hain bir düşmandır. Bu nedenle Filistinlinin silahına sarılması son derece doğaldır. Bu silah lüks ya da tali bir mesele değil, işgal altındaki varlığımızla doğrudan bağlantılıdır” dedi.

Meşal, normal koşullarda vatandaşların devletleriyle siyasi yollarla ilişki kurduğunu, ancak işgal altında direnişin kaçınılmaz ve doğal olduğunu ifade etti.

“Silahsızlandırma dayatması çatışma doğurur”

ABD eski Başkanı Donald Trump döneminde gündeme gelen silahsızlandırma planına da değinen Meşal, Hamas’ın bu konuda tutumunun net olduğunu söyledi.

“Silahsızlanma sürecine girmeyeceğimizi açıkça söyledik. Böyle bir dayatma, bizi zorla silahsızlandırmak isteyenlerle çatışmaya ve şiddete sürükler” dedi.

Meşal, Hamas’ın yaklaşımının bazı güvenceler içerdiğini belirtti:

  1. Direniş silahlarının korunması, kullanılmaması, sergilenmemesi ve tamamen öz denetimle bir kenara alınması.

  2. Uluslararası istikrar güçlerinin, Gazze içinde değil, Filistinli taraf ile İsrail arasında sınır hattında konuşlandırılması.

  3. Uzun vadeli ateşkes önerisi: Beş, yedi ya da on yıl gibi süreler üzerinde uzlaşmaya açık olduklarını belirtti.

  4. Arabulucu ülkelerin ve bazı Arap ve İslam ülkelerinin, Filistin tarafına yönelik uluslararası garantiler sunması.

Asıl sorunun Filistin tarafının değil, güvenilmez yapısı ve yıkıcı silah gücü nedeniyle İsrail’in olduğunu vurgulayan Meşal, korunması gerekenin işgalci değil Filistin halkı olduğunu söyledi.

“Biz devletler gibi silahlı değiliz. Silahımız, kendimizi savunabilecek asgari kapasiteden ibarettir” dedi.

“Hamas’ın tasfiyesi bölgeyi daha da istikrarsızlaştırır”

ABD’de gündeme gelen “Hamas’ı ortadan kaldırma” planlarını değerlendiren Meşal, Washington’a bu yönde adım atmama çağrısı yaptı.

“Amerika istikrar istiyorsa, yangına benzin dökmemeli. Irak örneği gibi başarısız deneyimleri tekrar etmemeli” dedi.

Hamas’ın sadece silahlı bir örgüt olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir hareket olduğunu belirten Meşal, hareketin Filistin toplumunun dokusuna derinlemesine yerleşmiş olduğunu söyledi.

Gazze’de Hamas yönetimi öncesinde güvenlik boşluğu ve kaos yaşandığını hatırlatan Meşal, Hamas’ın bu ortamı istikrara kavuşturduğunu ve kamu güvenliğini sağladığını savundu.

“Gazze’de yabancı bir yönetim kabul edilemez”

Meşal, Gazze’de Filistinli olmayan herhangi bir yönetim ya da yabancı gücün kabul edilemeyeceğini ve bunun başarısızlığa mahkûm olduğunu söyledi.

“Böyle bir girişim yalnızca Hamas’la değil, tüm Filistin toplumu ile çatışmaya yol açar. Filistinliler yabancı güçleri işgalci olarak görür” dedi.

Hamas’ın yönetimden fiilen çekildiğini ve Mısır, Katar ve Türkiye’nin arabuluculuğunda Filistinli teknokratlardan oluşan bir yönetim modeli önerdiğini açıklayan Meşal, bu kapsamda 40 adaydan 8’inin seçildiğini belirtti.

Ateşkes anlaşmasının ilk aşamasında İsrail’in insani yardım, barınma, sağlık ve sınır geçişleri konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini vurgulayan Meşal, Hamas’ın ise tüm taahhütlerine bağlı kaldığını söyledi.

“İşgalden kurtulmanın iki yolu var”

Filistin halkının işgal altında yaşamayı kabul etmeyeceğini belirten Meşal, iki seçenek olduğunu söyledi: Direniş ya da uluslararası toplumun işgali sona erdirmesi.

“Biz daha kolay olanı tercih ederiz. Ama dünya size yardım etmezse, işgalciyi çekilmeye zorlamak için direnmekten başka çare kalmaz” dedi.

Siyasi çözüm konusunda ise gerçek bir demokrasiye inandıklarını ifade eden Meşal, Filistinlilerin kendi seçimlerini özgürce yapabileceğini ve kendilerini yönetebileceğini söyledi.

Hamas’ın 1967 sınırlarında bir Filistin devletine, İsrail’in bu sınırlara çekilmesi koşuluyla, sorumluluk bilinciyle yaklaşabileceğini belirten Meşal, mevcut İsrail politikalarının bunu imkânsız kıldığını vurguladı.