Katledilen Boşnaklar'da 'sarışın ve mavi gözlü'ydü ama..!

Ürdünlü ilim adamı ve akademisyen İyad Kunaybi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda, Batının ikiyüzlülüğünü bir kez daha ifşa ettiği 'onlar bizden', 'mavi gözlü ve sarışın' gerekçesini; Avrupa'nın göbeğinde katledilen, işkence gören ve tecavüze uğrayan Boşnak Müslümanları örnek göstererek durumun sadece 'renk ırkçılığı' ile sınırlı olmadığını asıl düşmanlığın 'Müslüman' kimliğine olduğuna dikkati çekti. 

Katledilen Boşnaklar'da 'sarışın ve mavi gözlü'ydü ama..!

Avrupa’ya gitmeye çalışan mültecilerin kıtaya varmaması için her türlü zorluğu çıkaran, sınırlarına duvarlar ören, denizlerde botlarını delerek ölmelerine sebep olan, Batılı ülkelerin, Rusya'nın Ukrayna saldırıları sonrası Avrupa'ya yönelik başlayan göç akını karşısında gösterdiği farklı tutum Avrupalı ülkelerin karanlık zihniyetini bir kez daha gözler önüne serdi.  

Ürdünlü ilim adamı ve akademisyen İyad Kunaybi ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda, Batının ikiyüzlülüğünü bir kez daha ifşa ettiği 'onlar bizden', 'mavi gözlü ve sarışın' gerekçesini; Avrupa'nın göbeğinde katledilen, işkence gören ve tecavüze uğrayan Boşnak Müslümanları örnek göstererek durumun sadece 'renk ırkçılığı' ile sınırlı olmadığını asıl düşmanlığın 'Müslüman' kimliğine olduğuna dikkati çekti. 

İyad Kunaybi, şimdiye kadar gazeteciler ve siyasilerden, özü şu olan beş açıklamaya şahit oldum:

"Ukraynalılar Suriyelilerle, Iraklılarla ve Afganlarla aynı değil. Onlar sarışın ve mavi gözlü Avrupalılar. Bu yüzden onlar için ayağa kalkmalı ve onların güvenliklerine önem vermeliyiz."

Hatırlayın ki tüm dünya izlerken katledilen, işkence gören ve tecavüze uğrayan Bosna Hersek Müslümanları da sarışın ve mavi gözlü Avrupalılardı.

Ancak bir şey vardı ki o, diğer Avrupalı milletlerin, onların kanının değersiz olduğunu düşünmesine neden oluyordu: Onlar Müslümandı.

Tüm bunlara rağmen, kuklalar halen okullarda çocuklarımıza, "İslam'daki şiddet metinlerini reddetmeyi" empoze etmeye çalışıyor. Çocuklarımıza İslam fetihlerini, hakkında tereddüt duyulacak bir şey olarak öğretiyorlar. Ve çözümün, herkesin uluslararası hukukun gölgesi altında toplanması olduğunu söylüyorlar.

"...Onlar, bir mü’min hakkında ne bir yemin ne de bir antlaşma gözetirler." (Tevbe - 10)

"...Eğer Allah’ın, insanların bir kısmı ile diğer kısmını engellemesi olmasaydı yeryüzünde düzen bozulurdu. Fakat Allah’ın âlemler için büyük lütufları vardır." (Bakara - 251)