Kanada’da Müslüman karşıtlığı tırmanıyor: ”Filistinli aileler nefret suçlarının hedefi”
Kanada'nın çok kültürlü yapısı, İşgalci İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sonrasında yükselen Müslüman karşıtlığı (İslamofobi) ve Filistin karşıtlığıyla ciddi bir sınavdan geçiyor.

Kanada, dünyanın dört bir yanından gelen binlerce farklı kültürden insana ev sahipliği yapıyor.
Öte yandan, İşgalci İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve uyguladığı ablukanın ardından ülkede yaşayan Müslümanlar, zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Müslüman ve Filistin karşıtı söylemler, ülke genelinde hızla artıyor.
Toronto Belediye Başkanı Olivia Chow, geçen ay Instagram hesabından kente yeni gelen Filistinli mültecileri karşıladığı bir video paylaşmasıyla gündeme geldi.
Belediye Başkanı Chow'un Filistinli bir aileyi karşıladığı videoda, "Selamün Aleyküm! Toronto'ya hoş geldiniz!" ifadeleri yer aldı.
Video, kısa sürede 51 bin görüntüleme ve yaklaşık 1000 yorum aldı ancak yorumların yarısından fazlası Müslüman karşıtı ifadeler içeriyordu. Bazı yorumlarda mültecilerin görünüşleriyle alay edildi ve "açlık çektiklerine dair hiçbir ibare olmadığı" iddia edildi.
Paylaşım, kısa süre sonra kaldırıldı ve birkaç saat sonra yazılı mesaj yayımlandı. "Görüntülerdeki ailenin güvenliği" gerekçe gösterilerek video yerine yazılı bir açıklama paylaşıldığı aktarıldı.
Belediye Başkanı Chow'un ofisinden basına yapılan açıklamada, görüntülerin "güvenlik endişesi" nedeniyle kaldırıldığı belirtildi. Bu durum Kanada'daki Müslümanların durumunu daha açık bir şekilde gözler önüne serdi.
"Nefrete Karşı Birleşmiş Kanadalılar" isimli kuruluşun kurucusu Fareed Khan, gazetecilere yaptığı değerlendirmede, "(Kanada'da) Ekim 2023'ten bu yana, Müslüman karşıtlığı ve Filistin karşıtı ırkçılık Kanada genelinde 11 Eylül (2001'de New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan eylemler) sonrasındaki seviyelerin bile üstüne çıktı. Bunun nedeni, bu söylemlerin son 24 yılda, özellikle de son 10 yılda normalleşmesidir." ifadelerini kullandı.
Torontolu aile art arda İslamofobik saldırıların hedefi oldu
Kanada basınında yer alan haberlere göre, kısa bir süre önce Marycarmen Lara-Villaneuva, eşi Khurram Shahzad ve iki çocuğu, Toronto'nun doğusundaki evlerinde aylarca gözdağına ve tehditlere maruz kaldı.
Ramazanın son günü olan 29 Mart'ta, bir erkek 05.30 civarında İslamofobik hakaret ve tehditler savurarak ailenin evinin kapılarını kırmaya çalıştı. Bu kişi kapıyı kıramadan olay yerinden ayrıldı. Lara-Villaneuva saldırının, ailenin bahçelerine yerleştirdiği dekoratif cami ve "Ramadan Kareem" yazılı ışıkları sebebiyle yapıldığını düşündüklerini belirtti.
Olaydan yaklaşık iki hafta sonra, bir kadın Lara-Villaneuva'ya yaklaşarak evinin dışında bulunan Filistin'i destekleyen bir pankart nedeniyle onu "terörist" olmakla suçladı. Polis, ramazandaki olay nedeniyle suçlanan kişinin 10 Mayıs'ta Lara-Villaneuva ve bir komşusuna ölüm tehdidinde bulunduğunu ve 16 Temmuz'da Shahzad'a Müslüman karşıtı hakaretler ettiğini açıkladı.
Yerel basın kuruluşu CP24'e konuşan Lara-Villaneuva, ailesini korumak için adımlar attıklarını ancak bu adımların bir yere kadar işe yarayacağını ve kendi evlerinde, kendi topluluklarında böyle bir duruma maruz kalmanın oldukça yorucu olduğunu söyledi.
Lara-Villaneuva, "Korku içinde yaşamaya alışmak zorundaydık ama daha ne kadar böyle yaşamamız gerekiyor?" dedi.
Lara-Villaneuva, bu konunun sadece kendileriyle ilgili olmadığını, toplumla, diğer ırksallaştırılmış ailelerle, diğer Müslüman ailelerle ilgili olduğunu vurguladı.
Shahzad, işi için bazen seyahat etmesi gerektiğini ve evden uzakta olduğunda endişelendiğini ve çok huzursuz olduğunu dile getirdi.
Shahzad, bu durumun ailesini ve evini olumsuz etkilediğine dikkati çekti.
Çift, diğer Müslümanları sessizlik içinde acı çekmek yerine nefret suçlarını bildirmeye teşvik etmek için kamuoyu önünde konuştuklarını belirtti.
"Buzdağının sadece görünen kısmı"
Fareed Khan, Kanada'da yaşadıkları deneyimi "Kanada genelinde Müslüman karşıtı nefret açısından buzdağının sadece görünen kısmı" olarak nitelendirdi.
Khan, "Gazze Soykırımı güçlü duyguları ve bölünmeleri körüklemiş, Müslümanlara, Filistinlilere, Araplara ve adalet çağrılarında onları destekleyenlere karşı önyargı ve ayrımcılığın artmasına yol açmış ve bunun sonucunda Toronto'daki çift gibi insanlar nefret eylemlerine hedef oldu." dedi.
Ülkedeki Müslüman karşıtlığına dair bazı veriler sunan Khan, "Kanadalıların yüzde 52'sinin Müslümanlara güvenmediğini, yüzde 43'ünün İslam'ı Kanada'da 'zararlı bir varlık' olarak gördüğünü ve yüzde 42'sinin Müslümanların karşı karşıya kaldığı nefretin esasen Müslümanların suçu olduğunu düşündüğünü yani kurbanı suçladığını" gösteren anket sonuçlarına atıfta bulundu.
2021'de İngiltere'nin başkenti Londra'da, Ontariolu bir sürücünün Müslüman bir ailenin dört üyesini öldürmesi ve küçük bir çocuğu yetim bırakmasının ardından oluşturulan Kanada İslamofobi ile mücadele özel temsilcisi Amira Elghawaby, "Kanada'nın Müslüman Toplulukları için Umutlu Bir Yol" başlıklı 2023-2024 raporunda, "Geçen birkaç ay içinde Kanadalı Müslümanlar, gelir kaybına, mevcut veya gelecekteki işlerine yönelik tehditlere, tacize, şiddete, Vandallığa ve dışlanmaya yol açan Müslüman karşıtı, Filistin karşıtı ve Arap karşıtı tepkilerin artmasıyla ilgili artan endişelerini paylaştılar." ifadesini kullandı.
Raporda, Elghawaby toplumsal değişimin zaman alacağını vurgularken "Müslümanların kim olduklarına ve neye inandıklarına dair yüzyılların olmasa da on yılların modası geçmiş basma kalıpların, mitlerinin ve klişelerinin üstesinden gelinmelidir." değerlendirmesini yaptı.
7 Ekim 2023 ila Mart 2024 tarihlerinde 1000'den fazla Müslüman ve Filistin karşıtı ırkçılık vakası rapor edildiğine dikkati çeken Elghawaby, "Basitçe söylemek gerekirse, Kanada'da bir Müslüman olmak gerektiği kadar güvenli değil." ifadesini kullandı.
Kanada hükümeti kendisini "Dünyanın dört bir yanından gelen insanlara hayatlarını kurmaları, ailelerini büyütmeleri ve kolektif başarısına katkıda bulunmaları için kucak açan bir ülke, çok kültürlü, çoğulcu bir ulus" olarak tanımlıyor. Ancak Elghawaby'nin raporu, Kanada'nın G7 ülkeleri arasında Müslümanların hedef alınarak öldürüldüğü en yüksek orana sahip olduğunu gösteriyor.
Ülke son yıllarda, 6 kişinin ölümüne ve 19 kişinin yaralanmasına neden olan 2017'de Quebec City İslami Kültür Merkezi Camisi'ne düzenlenen saldırı ve 2021'deki Londra, Ontario saldırısı gibi büyük olaylara şahit oldu. Kasım 2023'te yayımlanan Kanada Senatosunun raporu, Müslümanların "kafasına sıcak kahve dökülmesi, yumurta atılması, bir camide baltalı saldırı ve birkaç başörtüsü yırtılması vakası" gibi düzinelerce başka olayı belgeledi.