İspanya Dışişleri Bakanı: İsrail’e karşı yeni yaptırımlara hazırız

İspanya Dışişleri Bakanı Albares, Gazze’deki ateşkes ihlalleri ve Lübnan’a yönelik bombardımanı “kabul edilemez” olarak niteledi ve İspanya’nın tutumunu tamamen gözden geçirebileceği uyarısında bulundu. Kalıcı ateşkes, engelsiz insani yardım ve birleşik bir Filistin yönetimi altında yeniden imar sürecinin öncelik olduğunu belirtti. İspanya, İsrail’e yönelik yaptırımlarını artırmaya hazır olduğunu açıkladı.

İspanya Dışişleri Bakanı: İsrail’e karşı yeni yaptırımlara hazırız

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının sürekli ihlal edilmesi ve aynı zamanda Lübnan’daki devam eden bombardımanın egemenlik ihlali oluşturması nedeniyle derin endişe duyduğunu açıkladı. Albares, bu gerilimin “kesinlikle kabul edilemez” olduğunu belirterek, bölgede barışa yönelik belirleyici bir ilerleme sağlanmadığı takdirinde İspanya’nın tutumunu tamamen gözden geçirebileceği uyarısında bulundu. Bu açıklamalar, artan uluslararası baskı ve bölgede yükselen şiddetin kontrol altına alınması çağrıları arasında geldi.

Bir televizyon programında konuşan Albares, ateşkesin günlük ihlallerinin ciddi bir endişe kaynağı olduğunu söyledi. Gazze Şeridi’ndeki hedefli suikastların sürmesi, insani durumun kötüleşmesi ve aynı anda Batı Şeria’da gerilimin tırmanması, İspanya’ya göre tarafların yakın zamanda varılan anlaşmaya bağlılığının gerçek ölçütü olarak değerlendiriliyor.

Gazze’de durum acil adımlar gerektiriyor

Albares, Gazze’deki ateşkesi korumak için üç temel önceliğin bulunduğunu belirtti:

  1. Şartsız ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması,

  2. İnsani yardımların önemli bir engel olmadan Gazze’ye ulaşmasının garanti altına alınması,

  3. Birleşik bir Filistin ulusal otoritesinin gözetiminde kapsamlı bir yeniden imar sürecinin başlatılması.

Bakan, Gazze’deki gıda güvenliğinin bu insani önceliklerin ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade etti. İspanya’nın, yardımların hızlı ve eksiksiz şekilde ulaştırılmasına büyük önem verdiğini vurguladı ve krizin temel nedenlerinin çözüme kavuşturulması gerektiğini söyledi.

Akdeniz için Birlik örgütünün rolü

Albares, bölgede barış ve istikrar sağlanmasında Akdeniz İçin Birlik (UfM) örgütünün kritik bir rol oynayabileceğine dikkat çekti. Bu örgütün iki önemli avantaj sunduğunu belirtti:

  • Avrupa ve Arap ülkelerinin seslerini iki devletli çözüm ve bağımsız Filistin devleti lehine birleştirmesi,

  • İsrail devleti ile Filistin devleti arasında barışçıl bir birlikte yaşamın mümkün olduğunun gösterilmesi.

Barselona’da düzenlenecek toplantının, Filistinliler ve İsraillileri eşit düzeyde bir araya getirerek müzakerelerin yeniden başlatılmasını hedeflediğini aktaran Albares, bu toplantının temel amaçlarından birinin karşılıklı tanıma sürecinde ilerleme sağlamak olduğunu söyledi. Bu tür adımların, hem Orta Doğu hem de tüm Akdeniz bölgesinde kalıcı barış için zorunlu olduğunu belirtti. Barselona’nın 30 yıl önce Akdeniz’de barışı güçlendirmeye yönelik önemli bir girişime de ev sahipliği yaptığını hatırlattı.

İspanya, geçmişte Filistin’i devlet olarak tanımış bir ülke olarak, bu yöndeki uluslararası çabaları desteklemeye devam ediyor.

İspanya’nın işgalci İsrail’e yönelik yaptırımları

Bakan Albares, İspanya’nın İsrail hükümetine karşı bazı cezai tedbirler aldığını ve eğer şiddet devam eder veya barış yolunda somut adımlar atılmazsa bu tedbirleri artırmaya hazır olduklarını söyledi. Tüm seçeneklerin masada olduğunu belirterek, temel hedefin tarafları müzakere masasına dönmeye zorlamak olduğunu vurguladı.

Ukrayna dosyası

Albares, Ukrayna konusunda da, gerçek bir barış anlaşmasının ancak şartsız ve kalıcı bir ateşkes ile başlayabileceğini söyledi. Ukrayna’nın egemenliğine saygı duyulması ve Avrupa’nın güvenliğiyle ilgili kararlarda Avrupa’nın tam katılımının zorunlu olduğunu aktardı. “Ukrayna hakkında Ukrayna olmadan, Avrupa güvenliği hakkında Avrupalılar olmadan hiçbir karar alınamaz” diyerek Avrupa ilkesini yineledi.

Son durum

Uluslararası toplumun, Gazze’de kalıcı ateşkes sağlanması yönündeki çabaları dikkatle izlediği değerlendiriliyor. Önümüzdeki dönemde İsrail ve Filistinli grupların, bölgedeki gerilimi tırmandıracak adımlardan kaçınmaları konusunda baskının artması bekleniyor. Yeniden imar süreci ise hem insani hem de siyasi açıdan en kritik başlıklar arasında yer almaya devam edecek.