İşgal medyası: Hizbullah yenilmedi, yenilmeye de yakın değil!

İşgal gazetesi Yedioth Ahronoth, Lübnan'la yapılan son ateşkes anlaşmasını "1701 sayılı Kararın ABD liderliğinde geniş çapta uygulanması" olarak nitelendirirken, Tel Aviv'in savaş sırasında karşılaştığı zorlukları da kabul etti.

Gazete, haberinde, israil içindeki anlaşmayı eleştirenlerin temel gerçekleri, özellikle de " Hizbullah'ın ne yenildiğini ne de yenilmeye yakın olduğunu" gözden kaçırdığını belirtti. Raporda, grubun ciddi darbelere maruz kalmasına rağmen çatışma boyunca "savaşmaya devam ettiği" belirtildi.

Makale, israil işgalinin askeri üstünlüğünün tehditlerden arınmış yeni bir statüko oluşturmayı veya Lübnan'ı Hizbullah'ı silahsızlandırmaya ve bir güvenlik tampon bölgesi kurmaya zorlamayı neden başaramadığını sorgulayan israilliler arasında yaygın olan duyguyu vurguladı.

Raporda, "Lübnan'ı gerçek anlamda anlayan herkes, tanklarla, roketlerle ve hatta altyapıyı yok ederek belirli sonuçlara ulaşılamayacağını biliyor" ifadesine yer verildi.

Siyonist rejim askeri istihbaratının eski başkanı Tamir Hayman da bu hayal kırıklıklarını yineleyerek israil ordusunun "Lübnan'a yönelik saldırıda hedeflerinden hiçbirine ulaşamadığını" kabul etti. Hayman, israil işgal güçlerinin kuzeydeki yerleşimcilerin hızlı ve güvenli bir şekilde geri dönüşünü sağlama hedefinin gerçekleşmediğini kabul etti.

Hayman ayrıca Hizbullah savaşçılarına övgüde bulundu ve "israil ordusuna karşı verdikleri cesur mücadelenin, denklemlerin yalnızca savaş alanında belirlendiği ilkesini güçlendirdiğini" belirtti.

Ateşkes, özellikle kuzeydeki yerleşimlerde yaşayan pek çok israilli işgalci yerleşimcinin hayal kırıklığına uğramasına neden oldu. , Lübnanlı köylüler evlerine dönerken israilli işgalci yerleşimciler anlaşmanın ne Hizbullah'a karşı kesin bir zafer getirdiğini ne de savaşın hedeflerine ulaştığını belirtiyor. Bu hayal kırıklıkları israil işgali içinde ateşkesi bozma ve düşmanlıkları yeniden başlatma çağrılarını alevlendirdi .

'Yerleşimciler korkuyor, hayal kırıklığına uğruyor'

Bu, siyonist işgal medyasının da dile getirdiği benzer düşünceyi yansıtıyor; burada güney Lübnan'daki sakinlerin,   Lübnan ile israil işgali arasındaki ateşkes anlaşmasının uygulanmasının ardından evlerine döndükleriSiyonist işgal, kuzey sınır yerleşimlerindeki yerleşimciler arasında ise korku ve hayal kırıklığının hakim olduğu söylendi.

Siyonist işgalci Kanal 12,   kuzeyli işgalci yerleşimciler ile israil işgal güçleri arasında "derin bir güvensizlik" bulunduğunu bildirdi ve "bir yılı aşkın süredir kimsenin kuzeydeki gerçekliğe değinmediğini" belirtti. Ağ, kuzey sınırındaki bir yerleşim yeri olan Metula'da yaşayan birinin şu sözlerini aktardı: "Lübnan'la komşu olan israil ordusunun, güvenlik duygumuzu yeniden tesis etmek için çok daha fazlasını yapması gerekiyor."

Hükümetin yerleşimcilerin geri dönmesi yönündeki çağrılarına rağmen pek çok kişi şüphelerini dile getiriyor ve   Kanal 12   "geri dönecek bir yer olmadığını" ekliyor. Aileler normal rutinlerine devam etmekte zorlanırken yerinden edilme, eğitim de dahil olmak üzere günlük yaşamı da sekteye uğrattı.

Stratejik danışman Eyalet Frisch, savaş sırasında kuzeydeki yaklaşık 100.000 yerleşimcinin toplu tahliyesini eleştirerek, bunu "Hizbullah konusundaki histeriden" kaynaklanan "stratejik bir hata" olarak nitelendirdi. Eski israil askeri sözcüsü Avi Benayahu da bu görüşü yineleyerek ordunun kuzeyden tahliye edildikten sonra panik halinde olduğunu belirtti.