'Hür Gençlik'ten Mısırlı mahkumlara mektup

HÜDA PAR İstanbul İl Gençlik Kolları, Mısır zindanlarında tutuklu bulunan mahkumların özgürlüklerine kavuşması için mektup yolladı.

'Hür Gençlik'ten Mısırlı mahkumlara mektup
'Hür Gençlik'ten Mısırlı mahkumlara mektup
'Hür Gençlik'ten Mısırlı mahkumlara mektup
'Hür Gençlik'ten Mısırlı mahkumlara mektup

HÜDA PAR İstanbul İl Gençlik Kolları, 2013 yılında Mısır'da yaşanan askeri darbe sonrasında tutuklanan mahkumların özgürlüklerine kavuşması için "Bir Mektup Yolla Umut Olsun" kampanyasına destek verdi.

Onlarca üye ve gönüllüsüyle birlikte Sirkeci Merkez Postanesine gelerek tek tek mektuplarını yollayan "Hür Gençlik" yolladıkları mektupların ardından postane önünde basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasında Mısır ve İslam dünyasında yaşanan hak ihlallerine dikkat çekildi.

"Zalimleri lanetliyor mazlumlar için kurtuluş diliyoruz"

HÜDA PAR İl Gençlik Kolları adına basın açıklamasını okuyan Enes Karakaya, "Kudüs, Gazze, Suriye, Mısır, Irak, Yemen, Doğu Türkistan, Arakan'a bakalım, dünyanın insan hakları karnesine... En ağır ihlallerin, suçların nasıl pervasızca işlendiğini, cezasızlığı sorgulayalım. Bizler hangi coğrafya için gözyaşı dökeceğimizi hangi topluluk ve insan için koşacağımızı şaşırmış insanlar topluluğuyuz. Dini, dili, ırkı ne olursa olsun tüm yeryüzündeki zalimleri lanetliyor tüm mazlumlar için kurtuluş diliyoruz." dedi.

"Darbeye destek veren ABD yönetimi tüm suçlardan da sorumludur"

Karakaya, "Bugün Mısır'daki mazlum kardeşlerimiz için bir araya geldik. Halk Devriminden sonra seçimle göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, General Sisi komutasındaki Mısır ordusu tarafından darbe ile düşürülmüştür. Mursi'yi devirdikten sonra Sisi Rejimi, başta İhvan hareketi olmak üzere darbe karşıtı gruplara yönelik katliamlar yapmaya başlamıştır. Cumhuriyet Muhafızları Katliamı, Manassa Katliamı, Rabia Katliamı, Nahda ve Ramses Meydanı katliamları halen hafızamızdadır ve binlerce kişinin ölümü ile sonuçlanmıştır. Darbeye destek veren ABD yönetimi, askeri darbe sonrasındaki tüm suçlardan da sorumludur ve Sisi'ye engel olma sorumluluğunu da taşımaktadır." diye konuştu.

"Mahkumlar aileleriyle görüştürülmüyor"

Darbenin ilk zamanlarında gerçekleştirilen katliamlar zamanla azalsa da özellikle siyasi muhaliflere yönelik kaçırılma, gizliden alıkonulma, zorla kaybettirilme, işkence ve infaz gibi en ağır insan hakları ihlallerinin sistematik bir hal aldığına vurgu yapan Karakaya, şunları kaydetti:

2016 yılında Mısır resmi kaynakları açıklamasına binaen bugün cezaevlerinde çoğu İhvan ve diğer muhalif siyasi gruplardan tutuklu insan sayısı 65 binin üzerindedir. Cezaevine giren ve çıkan kadınların yanı sıra bugün 154 kadın halen cezaevlerinde tutulmaktadır. Birçok kişiye idam cezası verilmiş ve maalesef bu idamların çoğunlukla gençlerden oluşan 60'a yakını ailelere bile haber vermeden infaz edilmiştir. En son yakın zamanda üç gencin infazı ile gerçekleşmiştir. Muhammed Mursi ise 7 yıllık işkence ve kötü muameleye daha fazla dayanamayarak mahkemede duruşma esnasında hayatını kaybetmiştir. Yaşanan tüm bu hukuksuzluk karşısında aralarında kadınların ve gencecik öğrencilerin de bulunduğu mahpuslar zaman zaman açlık grevi yaparak dayanılmaz hallerini duyurmaya çalışmaktadır. Mahpusların yakınları ve avukatlarıyla görüşmelerine ve hasta olanların tedavilerine izin verilmemektedir.

"Katliamların hesabı sorulmalı"

Uluslararası kuruluşların yaşanan hak ihlalleri ve katliamların hesabını sorması gerektiğini belirten Karakaya, son olarak şu ifadelere yer verdi:

Bizler dünyanın ve Türkiye'nin farklı yerlerinden insanlar olarak, Mısır cezaevlerindeki mazlumların yalnız olmadıklarını göstermek için onlara mektuplar gönderiyoruz ve göndermeye devam edeceğiz. Cezaevleri yöneticilerine eziyet ettikleri insanların yalnız olmadığını göstermek ve her mektubumuzla işkencelerine engel olacak bir set olmak istiyoruz. Mahpus kardeşlerimize umut, zalimlere ise korku olmak istiyoruz. Bu vesileyle bütün resmi, sivil, ulusal, uluslararası kurum ve kuruluşları Mısır'daki insan hakları ihlallerini durdurmaya davet ediyoruz. Uluslararası diplomatik heyetler devreye girsin, alimlerden oluşan heyetler devreye girsin, parlamenterler delegasyonları, BM ve AB'nin işkenceyi önleme komiteleri devreye girsin ve idamlar durdurulsun. İşkenceye son verilsin. Yetkisi olan tüm yargı mercilerini, uluslararası mahkemeleri, 2013'te yapılan katliamların sorumluları dahil olmak üzere, başta Sisi olmak üzere, tüm işkencecilerin yargılanması için göreve davet ediyoruz. Davamızın sonu Allah'a hamd etmektir.

"Vicdan sahibi tüm insanları bu idamlara karşı durmaya davet ediyoruz"

Yapılan kampanyaya destek vererek Mısır zindanlarındaki tutuklular için mektup gönderen HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük ise şu ifadeleri kullandı:

"2013 yılından bu yana Mısır zindanlarında tutuklu olan çocuklar, kadınlar, gençler ve yaşlılar olmak üzere yaklaşık 60 bin kişi cezaevinde. Bunların birçoğu gençlerden oluşuyor. Yargılamaların hukuki olarak belki mümkün olmayacağı insanlardan, kadınlardan oluşmaktadır. Bunun yanı sıra Mısır'da birçok insan hakları örgütleri, aktivistler İhvan tutukluları, seküler anlayışa sahip olan birçok insan, sırf muhalif oldukları, meşru hükümeti destekledikleri için şu anda cezaevlerindeler. Tabi bununla da kalınmadı. Son aldığımız bilgilere göre birçok gence idam kararı verildi ve bu idamlar peyderpey uygulanıyor. Çok dikkat çekmemek için gençlerin aralıklarla idam edildiğini, idam edilen gençler ailelerine teslim edildiğinde de hiçbir şekilde basına konuşmamaları için baskı yaptıklarını haber alıyoruz. Bu noktada Türkiye'deki Müslümanlar, siyasi partiler ve STK'lar başta olmak üzere vicdan sahibi tüm insanları bu idamlara karşı durmaya davet ediyoruz."

İLKHA