HÜDA PAR kamu kurum ve kuruluşlardaki israfa dikkat çekti

İsraf ve suiistimalin bir ahtapotun kolları gibi devlet kurumlarını sardığını belirten HÜDA PAR, israf ve savurganlığını halkın sefaletinin üzerine inşa etmekte sakınca görmeyen bir devlet anlayışı ile karşı karşıya olunduğuna dikkat çekti.

HÜDA PAR kamu kurum ve kuruluşlardaki israfa dikkat çekti

HÜDA PAR Genel Merkezi, israf ve savurganlığını halkın sefaletinin üzerine inşa etmekte sakınca görmeyen bir devlet anlayışı ile karşı karşıya kalındığına dikkat çekerek, israf ve suiistimalin, bir ahtapotun kolları gibi devlet kurumlarını sardığına vurgu yaptı.

HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından; bakanlıklar, kamu kurumları ve belediyelerdeki israf düzenine dair yapılan yazılı açıklamada, "israfın toplum ve devlet kodlarında neden olduğu tahribatlar görülmeli, kamu kaynaklarının ve bütçenin bir emanet olduğunun idrakine varılmalı" denildi.

Türkiye’de ekonomik krize rağmen israfın devam ettiği kaydedilen açıklamada, "Türkiye’de ekonomik krizin etkileri her geçen gün daha da derinleşerek yayılmaktadır. Döviz ve altın karşısında Türk Lirasının hızla değer kaybetmesi ve yükselen enflasyona ekonomi yönetiminin yanlış politikaları da eklenince pek çok şirket iflas etmiş veya konkordato ilan etmiştir. Doğal olarak da on binlerce insan işsiz kalmış, istihdam hizmet sektörü dışında neredeyse bitmiştir. Hayat pahalılığı, dar gelirli vatandaşlar için tahammül edilebilecek düzeyde değildir. Buna rağmen bakanlıklar, kamu kurumları ve belediyelerdeki harcama cetvellerinin ifşası ile birlikte kemer sıkmanın sadece vatandaşa dayatıldığı, bürokrasinin ise israf ve savurganlığa devam ettiği görülmektedir." denildi.

"Devletin itibarı vatandaşının refah düzeyi ile orantılıdır"

Bürokrat ve siyasilerin abartılı protokol merasimleri, ağırlama ve seyahatlerdeki abartılı rakamların dar gelirli ailelere yük olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Devlet, derin ekonomik krize rağmen tasarrufa gitmemiş, aksine ‘itibardan tasarruf olmaz’ ilkesini benimsemiştir. Oysa devletin itibarı vatandaşının refah düzeyi ile orantılıdır. Kamu yararına kullanılması gereken mali kaynaklar, bürokrat ve siyasilerin abartılı protokol merasimleri, temsil ve ağırlama giderleri için çarçur edilmektedir. Her kamu kurumu ziyaretinde yüzbinlerce liralık hediyeler almakta beis görmeyen siyasiler ve bürokratlar, onurlarına verilen şölen ve yemekli toplantılarda fakir fukaranın sofrasından kısılan aşı tükettiklerinin farkında olmalıdırlar. Yine, siyasi ve bürokratların yurt içi ve yurt dışı seyahatlerinde bu harcama kalemleri katlanmakta, filo kiralamaları ile birlikte konaklama maliyetleri de abartılı rakamlarla dar gelirli vatandaşlara yük olmaktadır." ifadelerine yer verildi.

"Neredeyse her kamu kurumu basılı bir bülten çıkarmaktadır"

"Devletin dışardan aldığı danışmanlık hizmetleri her yıl milyarlarca liraya mal olmaktadır" denilen açıklamada şöyle devam edildi: "Öz kaynaklarla ulaşılabilecek pek çok hizmeti ihaleye çıkaran kamu kurumları, astronomik rakamlar harcayarak aracı şahıs ve kurumları ihya ederken milletin malını israf etmektedir. Kamu kurumları yıllık aldıkları ödeneklerden hiçbir şekilde tasarruf etmeyip kayıtlara girecek bütçe fazlası, sonraki yıla kesinti olarak yansıyacağından hiçbir ihtiyaç olmamasına rağmen son kuruşuna kadar harcamaktadırlar. Kamu kurumlarına kiralanmış hizmet binaları, taşıtlar ve makam araçlarının bütçeye maliyetleri yıllık 2 milyar liranın üzerindedir. Neredeyse her kamu kurumu basılı bir bülten çıkarmaktadır. Kamuoyunun haberdar dahi olmadığı bu dergiler ve basılı yayınlarla abartılmış matbaa ve editoryal hizmetler, kurumların bütçesini sarsmaktadır. Devlet, kendi personeli ile halledebileceği bilişim hizmetlerini, bütçenin önemli bir kısmını aktararak dışardan almaktadır."

"Kamu kurumları ve belediyeler, pek çok özel kuruluş için rant kapısı olarak görülmekte"

Belediyelerin tertip ettiği şenliklerde milyonlarca liranın harcandığına dikkat çekilen açıklamada, "Yine belediyeler, konserler ve şenlikler adı altında tertip ettikleri organizasyonlarda milyonlarca lira harcamakta; aynı eforu sosyal, bilimsel ve kültürel faaliyetleri desteklemek için harcamamaktadır. Kamu kurumları ve belediyeler, pek çok özel kuruluş için rant kapısı olarak görülmektedir. Bunun en büyük sebebi, hukuki ve ahlaki bir limitin bulunmayışıdır. İbn-i Haldun, devlet yönetiminin israf içerisinde bulunmasının öncelikle halkın vergi yükünü arttıracağını, bunun devlete olan güveni sarsacağını ve devletin ekonomik bir bataklığa saplanacağını ifade eder. Mevcut vergi uygulamaları, İbn-i Haldun’u haklı çıkarmaktadır." denildi.

"Bugün israf ve suiistimal, bir ahtapotun kolları gibi devlet kurumlarını sarmıştır"

Açıklamada, "Bugün israf ve suiistimal, bir ahtapotun kolları gibi devlet kurumlarını sarmıştır. Bu nedenle de devletin etrafına çöreklenen takım elbiseli, kravatlı hırsızlara hiçbir kaynak yetmemektedir. Bunun sonucu olarak; kamu çalışanı ve emeklisine yüzde 3-4’lük maaş artırımını bile çok gören, ancak yüzde 20’lerle, 30’larla zam yaparak verdiğinin kat kat fazlasını geri alan bir anlayış gelişmiştir. İsraf ve gösterişlerinden taviz vermeyen devlet büyükleri, hayat pahalılığı, işsizlik ve yüksek zamların halka yansımasının ne yazık ki farkında bile değildir. Bugün israf ve savurganlığını halkın sefaletinin üzerine inşa etmekte sakınca görmeyen bir devlet anlayışı ile karşı karşıyayız." diye kaydedildi.

Açıklamanın sonunda, "Bu durum ne devlet işleyişi ne toplum-devlet münasebetleri ve ne de ekonomi ve maliye politikaları açısından sürdürülebilir değildir. İsrafın toplum ve devlet kodlarında neden olduğu tahribatlar görülmeli, kamu kaynaklarının ve bütçenin bir emanet olduğunun idrakine varılmalıdır." uyarısında bulunuldu.

İLKHA