Hamas: İsrail ateşkesi bilerek ihlal ediyor, anlaşma çöküşün eşiğinde

Hamaslı yetkili Gazi Hamad, işgalci İsrail’in ateşkes anlaşmasını yüzlerce kez ihlal ettiğini, çoğu sivil olmak üzere yüzlerce kişinin şehit edildiğini ve anlaşmanın çökme noktasına geldiğini açıkladı.

Hamas: İsrail ateşkesi bilerek ihlal ediyor, anlaşma çöküşün eşiğinde

İslami Direniş Hareketi (Hamas) yöneticilerinden ve müzakere heyeti üyesi Dr. Gazi Hamad, İsrail işgalinin ateşkes anlaşmasını geniş çaplı ve kasıtlı biçimde ihlal ettiğini belirterek, bu ihlallerin Gazze Şeridi’nde katletme ve teröre dayalı yeni bir güvenlik gerçekliği dayatmayı amaçladığını söyledi.

Hamad, düzenlediği basın toplantısında, anlaşmanın 9 Ekim 2025 tarihinde Mısırlı, Katarlı, Türk ve Amerikalı arabulucuların huzurunda imzalandığını hatırlatarak, söz konusu tarafların anlaşmanın çökmesini önlemek için müdahil olmaları gerektiğini vurguladı.

Ateşkesin yürürlüğe girmesinin üzerinden 66 gün geçtiğini belirten Hamad, anlaşma metninin “açık, ayrıntılı ve hiçbir yoruma yer bırakmayacak kadar net” olduğunu, buna rağmen işgalin maddelerle oynadığını ve tek bir maddeyi bile ihlal etmeden bırakmadığını ifade etti.

Hamas’ın anlaşmaya ilk günden itibaren tam bağlılık gösterdiğini dile getiren Hamad, Gazze’deki saha gelişmelerini izleyen arabulucuların da, anlaşma süresi boyunca hareket tarafından herhangi bir ihlal kaydedilmediğine tanıklık ettiğini söyledi.

Planlı ve sistematik ihlal

Buna karşılık Hamad, işgal hükümeti ve ordusunu “tekrarlanan ve planlı” ihlaller yapmakla suçladı. İhlallerin sürekliliğinin, bunların münferit olaylar değil, resmi kararlar doğrultusunda gerçekleştirildiğini gösterdiğini belirtti. Bu ihlallerin; öldürmeler, saha infazları, sivillere ateş açılması, bombardımanlar, hedef alma ve Gazze Şeridi içinde suikastları kapsadığını ifade etti.

İşgal güçlerinin “sarı hattı” büyük mesafelerle aştığını, ayrıca insani yardımlar dosyasında da ciddi ihlaller yapıldığını belirten Hamad, Refah Sınır Kapısı’nın kapalı tutulduğunu, gerekli ekipmanların girişinin engellendiğini ve bunun Gazze’deki insani durumu daha da ağırlaştırdığını söyledi.

Hamad, bu “açık ve skandal” ihlallerin anlaşmanın açık bir şekilde çiğnenmesi anlamına geldiğini, arabulucular ve uluslararası toplumu anlaşmanın uygulanmasını sağlama ve çöküşünü önleme sorumluluğuyla karşı karşıya bıraktığını dile getirdi.

Ateşkesin başlangıcından bu yana ihlal sayısının 813’ü aştığını, bunun günlük ortalama 25 ihlal anlamına geldiğini açıklayan Hamad, bu durumun anlaşmanın devamlılığını ciddi biçimde tehdit ettiğini belirtti. Hamas’ın bu ihlalleri sürekli takip ettiğini ve ayrıntılı raporlar hazırlayarak günlük olarak arabuluculara sunduğunu, ayrıca raporların anlaşmanın uygulanmasını izleyen ortak odaya da iletildiğini kaydetti.

Hamad, işgalin tüm “kesin ve tartışmasız kanıtları” hiçe saydığını, aksine ihlalleri tırmandırdığını ve Gazze’de suikast, gözaltı, öldürme ve hedef alma operasyonlarını sürdürdüğünü açıkça ilan ettiğini söyledi.

Bu “kasıtlı ve açık” ihlallerin anlaşmayı ciddi biçimde sarstığını ve onu “ayakta duramaz hale getirdiğini” ifade eden Hamad, ateşkesin devamından sorumlu tüm taraflara, işgali caydırmak ve anlaşmanın çökmesini önlemek için acilen harekete geçme çağrısında bulundu.

Taraflar arasında ihlalleri ele almak üzere özel bir komite kurulması konusunda önceden anlaşmaya varıldığını hatırlatan Hamad, her ihlalin anında arabuluculara bildirilmesi ve tek taraflı adımlara başvurulmadan çözülmesi gerektiğini söyledi. İşgalin bu mekanizmayı görmezden gelmesinin durumu daha da karmaşıklaştırdığını ve ateşkesin sürme ihtimalini zayıflattığını vurguladı.

İhlallerin boyutunu ortaya koyan veriler

Hamad, ateşkesin başlamasından bu yana yaklaşık 400 şehit verildiğini, bunların %95’inden fazlasının sivil olduğunu belirterek, bunun özellikle çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere sivillerin kasıtlı biçimde hedef alındığının açık göstergesi olduğunu söyledi. Tüm ailelerin katledildiği vakalar bulunduğunu ifade eden Hamad, şehitlerin isimleri ve yaşlarının, çoğunun sivil olduğunu kanıtlamak için ortak odaya sunulduğunu aktardı.

İhlallerin; şehit ve yaralılar, ateş açma, askeri araçlarla ilerleme, hava saldırıları, evlerin bombalanması ve gözaltıları kapsadığını söyleyen Hamad, şehitlerin dağılımının çocuklar %36, kadınlar %15, yaşlılar %4 ve sivil erkekler %37 şeklinde olduğunu kaydetti. Bu oranların, ateşkes yürürlükte olmasına rağmen sivillerin hedef alındığını ortaya koyduğunu ifade etti.

Direniş unsurlarından bazı kişilerin de şehitler arasında bulunduğunu belirten Hamad, ancak ateşkes koşullarında İsrail’in onları hedef alma hakkı olmadığını vurguladı. İşgalin, patlayıcı veya ateş açıldığı iddiaları gibi gerekçeler uydurduğunu, hiçbir kanıt sunmadığını ve bu gerekçelerin “yalan ve yanıltıcı” olduğunu, arabulucuların da bunun farkında olduğunu söyledi.

Yaralı sayısının yaklaşık 991 olduğunu açıklayan Hamad, bunların 334’ünün çocuk (%33), 210’unun kadın (%22), 51’inin yaşlı (%5) ve 144’ünün sivil erkek (%39) olduğunu, direniş mensuplarının oranının ise yalnızca %1 civarında kaldığını belirtti. Bu durumun, mağdurların ezici çoğunluğunun sivil olduğunu açıkça gösterdiğini ifade etti.

Sarı hat

Hamad, işgalin “sarı hat” ihlallerine de değinerek, İsrail güçlerinin bu hatta uymadığını ve Gazze’nin tüm bölgelerinde askeri araç ve tanklarla defalarca ilerleyerek sözde “ateş kontrol bölgeleri” oluşturduğunu söyledi. Bu durumun, söz konusu bölgelerde sivillerin öldürülmesine yol açtığını belirtti.

Ateş kontrol bölgelerinin kuzey Gazze’de 700–1000 metre, Gazze kentinde 1300 metre, orta bölgede 1150 metre, Han Yunus’ta 1100 metre ve Refah’ta yaklaşık 1000 metreye kadar uzandığını kaydeden Hamad, bunun üzerinde mutabık kalınan hattın açık bir ihlali olduğunu vurguladı.

İşgalin ayrıca, kuzey Gazze, Gazze kenti, Han Yunus ve Refah’ta beton blokların yerleştirilmesine ilişkin anlaşmayı da ihlal ettiğini söyleyen Hamad, “sarı hattın aşılması” bahanesiyle açılan ateşin, hattın yüzlerce metre ötesine taşan ateş kontrol bölgeleri nedeniyle birçok sivilin ölümüne yol açtığını dile getirdi.

Kalıcı ateş bölgesi

Hamad, basın açıklamasında, işgal güçlerinin sarı hattın dışındaki “kırmızı bölgeleri” sivilleri doğrudan öldürmek için kullandığını, bunun da kalıcı bir “ateş bölgesi” dayatıldığının açık kanıtı olduğunu söyledi. Bu uygulamanın, doğrudan ateş ve hedef alma sonucu çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesine neden olduğunu ifade etti.

İşgalin günlük olarak evleri havaya uçurduğunu ve yıktığını belirten Hamad, anlaşmanın başlangıcından bu yana yaklaşık 145 evin yıkıldığını söyledi. Bunun, yerleşim alanlarını yaşanamaz hale getirerek halkın gelecekte geri dönmesini engellemeyi amaçlayan bir politika olduğunu kaydetti.

Ateşkesin başlangıcından bu yana 392 bombardıman ve hedef alma, 46 askeri araç ilerleyişi ve 229 ateş açma olayı kaydedildiğini açıklayan Hamad, bu rakamların açık bir ateşkes anlaşmasına rağmen ihlallerin boyutunu gözler önüne serdiğini söyledi.

Hamas’ın anlaşmaya, canlı askerlerin ve naaşların teslimi dahil olmak üzere tam bağlılık gösterdiğini belirten Hamad, buna rağmen Refah Sınır Kapısı’nın kapalı tutulmaya devam ettiğini, hastaların, yaralıların ve insani vakaların yurt dışında tedavi görmesinin engellendiğini ifade etti.

İşgalin, yolların açılması ve enkazın kaldırılması için gerekli ağır ekipmanların girişini engellediğini, hastaneler ve kamu tesislerinin onarımı için gerekli malzemelere izin vermediğini belirten Hamad, bunun günlük yaşamı felç ettiğini ve halkın acılarını artırdığını söyledi.

Yardımlar dosyası

İnsani yardımlar konusunda işgalin “çift kullanım” bahanesiyle çok sayıda kalemin girişini engellediğini, yardımları siyasi baskı aracı olarak kullandığını ifade eden Hamad, yasaklananlar arasında temel ihtiyaç maddeleri, tıbbi malzemeler, ilaçlar ve barınma çadırlarının bulunduğunu kaydetti.

Hamad, UNRWA başta olmak üzere uluslararası kuruluşların, binlerce ton yardımın Ariş kentinde ve Mısır tarafında bekletildiğini, Gazze’ye girişine izin verilmediğini doğruladığını söyledi. Bunun anlaşmanın açık bir ihlali olduğunu ve insani krizi tehlikeli biçimde derinleştirdiğini vurguladı.

Yardımlara yönelik kısıtlamaların Gazze’deki günlük yaşamın tüm alanlarını doğrudan etkilediğini belirten Hamad, ayrıca işgalin, şehitler ve esirler de dahil olmak üzere kayıpların isimleri konusunda Filistin tarafını bilgilendirmediğini, çok sayıda kişiyle ilgili bilgiyi gizlemeyi sürdürdüğünü ifade etti.

Birçok şehit ve esirin akıbetine dair hâlâ hiçbir bilginin bulunmadığını, hayatta mı, ölü mü ya da kayıp mı olduklarının bilinmediğini söyleyen Hamad, bunun anlaşma maddelerinin ağır bir ihlali olduğunu dile getirdi.

Açıklamalarının sonunda Hamad, bu ihlallerin “kasıtlı, açık ve skandal” olduğunu, anlaşmayı başarısızlığa uğratmayı ve Gazze’de zorbalık ve suç mantığını dayatmayı hedeflediğini söyledi. Mısır, Katar ve Türkiye’nin yanı sıra ABD yönetimine de ateşkesi korumak için ciddi biçimde harekete geçme çağrısı yaptı.

Hamad, anlaşmanın başarısızlığa sürüklenmesinden işgal devletini tamamen sorumlu tutarak, işgalci İsrail’in “gece gündüz” anlaşmayı baltalamak için çalıştığını ve açık hükümlere rağmen ihlallerini sürdürdüğünü vurguladı.