Gazze'de çocuklar için ölüm günlük hayatın parçası haline geldi
UNICEF Sözcüsü Tess Ingram, Gazze Şeridi'nde UNICEF'in desteklediği beslenme merkezinde yardımı almak için bekleyen çocukların bile öldürüldüğünü belirterek, "Çocuklar oyun oynarken, ders çalışırken ve uyurken de öldürüldü. Bu kabul edilemez." dedi.

İsrail saldırılarında katledilen çocukların sayısı her geçen gün artarken, UNICEF verileri, son 5 aylık periyotta Gazze'de her ay yaklaşık 540 çocuğun yaşamını yitirdiğini, çocuk ölümlerine, bombardımanın yanı sıra ağır açlık ve yokluk şartlarının neden olduğunu gözler önüne seriyor.
UNICEF Sözcüsü Tess Ingram ve UNICEF Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) Bölge Savunuculuk ve İletişim Şefi Ammar M. Ammar, AA muhabirine, İsrail'in çocukları hedef alan saldırılarına ve Gazzeli çocukların yaşamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
UNICEF çalışmaları kapsamında Gazze'de bulunan Ingram, İsrail saldırılarında 18 binden fazla çocuğun yaşamını yitirdiğini, binlerce çocuğun da öksüz ve yetim kaldığını, son 2 yıllık süreçte Gazze'deki savaştan en çok çocukların yara aldığını dile getirdi.
"Bu saldırılar çocuklar derin uykudayken ve kaçamayacak durumdayken gerçekleştiriliyor"
Sözcü Ingram, sürekli olarak bombaların hedefi olan sivillerin kaçıp barınacak yer ararken yine İsrail saldırılarının hedefi olduğunu, özellikle ailelerin gece geç saatlerde uykularındayken bombardımana yakalandığı ve hayatlarını kaybettiğini vurguladı.
Saldırılarda yaralananların da tedaviden yoksun olduğunu belirten Ingram, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu saldırılar genellikle gece yarısı, çocuklar derin uykudayken ve kaçamayacak durumdayken gerçekleştiriliyor. Öldürülen çocukların çoğunun 2 ila 5 yaşlarında olduğu ortaya çıktı. Gece yarısı bir çadırda veya yoğun nüfuslu bir mülteci kampında bir saldırı olduğunu düşünürsek, 2 yaşından küçük bir çocuk ebeveyni tarafından kucaklanıp kaçabilir. 5 yaşından büyük bir çocuğun ise muhtemelen kendi başına kaçabilme yeteneği daha yüksektir. Ancak 2 ile 5 yaş arasındaki çocuklar ne hızlı koşabilir ne de taşınabilir ve bu korkunç saldırılarda giderek daha fazla öldürülen çocuklar da bunlardır. Maalesef bu çocuklar bu şekilde hedef oluyor."
Ingram, İsrail'in güvenli olması gereken tüm yerleri bombaladığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:
"Eskiden okul olan binalar, barınaklarımız ve diğer binalar, enkaza dönüşmüş evler de dahil olmak üzere, insanlar hala bu binalarda barınmaya çalışıyor. Bu binalar hala saldırıya uğruyor, kadınlar ve çocuklar öldürülüyor. Yakın zamanda Gazze Şeridi'nde UNICEF'in desteklediği bir beslenme merkezinde, besin yardımı almak için sıra bekleyen çocuklar da öldürüldü. Çocuklar oyun oynarken, ders çalışırken ve uyurken de öldürülüyor. Bu kabul edilemez bir durum ve uluslararası toplum, Gazze Şeridi'nde çocukların öldürülmesini ve yaralanmasını durdurmak için elinden gelen her şeyi yapmalıdır."
Sözcü Ingram, çocuk ve sivillerin hedefe konulmasının sona erdirilmesi için çabaladıklarını, ancak henüz bir çözüme varamadıklarını belirterek, "İsrail makamlarına, uluslararası insani hukuk kurumlarına, özellikle de çocuklar dahil sivillerin korunmasına tam olarak uyulmasını sağlamak için angajman kurallarını gözden geçirmeleri çağrısında bulunuyoruz. Ayrıca çocukların öldürüldüğü olaylarla ilgili kapsamlı ve bağımsız soruşturmalar yapılmasını talep ediyoruz." dedi.
"Tanık olduğumuz şey, yaşamın kendisinin yok edilmesidir"
UNICEF Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) Bölge Savunuculuk ve İletişim Şefi Ammar M. Ammar, 22 aydır aralıksız bombardımanın sürdüğü Gazze’de ölen ve yaralanan çocukların yanı sıra saldırılar nedeniyle 1,1 milyon çocuğun duygusal ve psikolojik gelişiminde onarılması güç travmalar oluştuğunu, ciddi zararlar görüldüğünü vurguladı.
Devam eden saldırıların çocuklar için günlük gerçekliğin korkunç bir parçası haline geldiğine vurgu yapan Ammar, "Bu süreçte ciddi ihlaller yaygınlaşmış durumda, yardımların engellenmesi, açlık, sürekli zorla yerinden edilme ve hastanelerin, okulların, su sistemlerinin ve evlerin yıkılması çocukların günlük gerçekliği haline gelmiştir. Esasen, Gazze'de tanık olduğumuz şey sadece çocuklara karşı bir savaş değil, yaşamın kendisinin yok edilmesidir." ifadelerini kullandı.
Çocukların, küçük bedenleriyle hedef oldukları saldırıların yanı sıra beslenme yetersizlikleri ile kendisini gösteren ciddi açlık krizleri ve hastalıklarla da baş etmeye çalıştıklarını belirten Ammar, 12 binden fazla çocukta görülen akut yetersiz beslenme rahatsızlıkları nedeniyle ölümlerin hızlandığını belirtti.
Ammar şöyle devam etti:
"Gazze'de yarım milyondan fazla insan, yaygın açlık, yoksulluk ve önlenebilir ölümlerle karakterize edilen kıtlığın pençesine düştü. Çocukların zayıf bedenleri, önlenebilir açlık ve hastalıklardan ölen bebeklerin görüntüleri yayılıyor ancak yine de, kararlı bir eylem hiç gerçekleşmedi. Çocuklar arasında yetersiz beslenme felaket bir hızla artıyor. Sadece temmuz ayında, 12 binden fazla çocuğun akut yetersiz beslendiği tespit edildi. Bu, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek aylık rakam ve yıl başından bu yana altı kat artış anlamına geliyor. Neredeyse her dört çocuktan biri şiddetli akut yetersiz beslenmeden mustarip. Şiddetli yetersiz beslenme, çocuklar üzerinde ve çocuklar için yıkıcı kısa ve uzun vadeli sonuçları olan en ölümcül formdur."
Ammar, UNICEF'in bölgedeki faaliyetleri hızlandırmaya çalıştığını ancak teknik imkanlar ve bölgede yaşanan İsrail ambargosu nedeniyle gıda, temel ihtiyaç malzemeleri ve tıbbi yardımın güçlükle ilerlediğini söyledi.
Gazze'ye yapılan yardımların çok yetersiz olduğuna dikkati çeken Ammar, "Gazze'ye ulaşan yardımlar çok az. Bu durumu değiştirmek için ihtiyacımız olan şey, engelsiz ve sınırsız insani yardım erişimi. Şu anda 2 binden fazla Tunus kamyonu Mısır ve Ürdün ile İsrail'in Aşdod kentinde bulunuyor. Acıyı hafifletmek için birkaç saat içinde yola çıkmaya hazırlar, ancak her gün sadece çok az sayıda kamyonun girişine izin veriliyor." diye konuştu.
Ammar, İsrail'in saldırılarını durdurması için uluslararası topluma birlik çağrısı yaparak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Uluslararası insani hukuk açıktır. Siviller ve özel durumdaki çocuklar korunmalı ve yardımların onlara güvenli bir şekilde ulaşmasına izin verilmelidir. Ancak insani yardım erişimi hala kısıtlıdır, hayat kurtaran yardım malzemeleri engellenmektedir ve çocuklara yönelik saldırılar devam etmektedir. UNICEF, İsrail'i sivillerin tam olarak korunmasını sağlamak için çatışma kurallarını gözden geçirmeye, çocukların zarar gördüğü veya öldürüldüğü olayları kapsamlı ve bağımsız bir şekilde soruşturmaya ve uluslararası insani hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine uygun olarak insani yardımların güvenli bir şekilde ulaşmasına izin vermeye çağırıyor. Ayrıca uluslararası topluma birçok kez, etkisini kullanarak kan dökülmesini durdurmak ve yardıma muhtaç çocuklara yardımın ulaşmasını sağlamak için kararlı adımlar atması ve önlemler alması için yalvardık. Ancak acı gerçek değişmeden devam ediyor ve her geçen gün daha da kötüye gidiyor."