Fransa’da 16 yaş altına başörtüsü ve oruç yasağı gündemde: “İslamofobi yeni eşiğe ulaştı”
Fransa’da sağcı senatörler, 16 yaş altına başörtüsü ve Ramazan orucu yasağı önerdi. Tartışma, İslamofobi, taraflı anketler ve seçim atmosferiyle birleşerek ülkeyi yeniden sert bir kutuplaşmaya sürükledi. Müslüman gençler arasında artan dindarlık baskıcı politikaların sonucu olarak yorumlanıyor.
Fransa, yeniden din temelli büyük bir siyasi ve toplumsal tartışmanın merkezinde. 16 yaş altındakiler için başörtüsü ve Ramazan orucu yasağı öneren yeni parlamento girişimleri ülkede geniş çaplı tepki ve kutuplaşmaya yol açtı.
Söz konusu öneriler, Fransız toplumunun en hassas başlıklarından birini yeniden gündeme taşırken; taraflı soruşturmalar, indirgemeci kamuoyu yoklamaları ve “öteki”nden korku üreten bir siyasi iklimin Cumhuriyet değerlerini aşındırdığı eleştirilerine neden oldu. Yaklaşan seçimler nedeniyle bu tartışmanın uzun süre gündemde kalması bekleniyor.
Sağcı Senatörlerden 16 Yaş Altına Başörtüsü ve Oruç Yasağı
25 Kasım’da yayımlanan “İslamcılık: Ulusal Birliğimize Engel” başlıklı 100 sayfalık raporda, Cumhuriyetçiler Partisinden 29 senatör, 16 yaşın altındakilere başörtüsü ve Ramazan orucunun yasaklanması çağrısında bulundu. Ayrıca okul gezilerinde başörtülü velilerin refakatçi olmasının yasaklanması önerildi.
Senatörler, bu uygulamaları “çocuk üzerinde psikolojik eğitimsel şiddet” olarak nitelendirerek, başörtüsünü “cinsiyet ayrımcılığının sembolü, sosyal kontrol aracı ve belirli alanları işaretleme yöntemi” şeklinde tanımladı.
Tartışmalı İvop Anketi ve İslamofobi Eleştirileri
18 Kasım’da İvop (Ifop) tarafından yayımlanan, Fransalı Müslümanların dinî eğilimlerini inceleyen araştırma ise önyargılı olduğu gerekçesiyle büyük eleştiri topladı. Le Monde gazetesi, araştırmanın “aşırılıkla mücadele” iddiasındaki bazı dergi ve internet sitelerinin siparişiyle, özellikle de Müslüman Kardeşler ağıyla bağlantılı olduğu öne sürülen çevrelerce finanse edildiğini ortaya koydu.
Araştırmacı François Burgat, İvop anketinin teknik açıdan sorunlu olduğunu belirterek, “İslamofobinin arttığı günümüzde genç Müslümanlarda dinî yönelimin güçlenmesi şaşırtıcı değil fakat bu bir tehdit gibi sunuluyor” dedi.
“30 Yıllık Süreç” – Müslümanlara Yönelik Artan Hedef Gösterme
Aktivist ve akademisyen Esmahan Chouder, yaşananları “uzun süredir devam eden İslam karşıtlığının yeni bir halkası” olarak nitelendirdi. Chouder’a göre son 30 yılda “eşitlik, laiklik, aşırılıkla mücadele” gibi kavramlarla kamufle edilen İslam karşıtlığı bugün çok daha açık, cesur ve yaygın bir hâl aldı.
Bu tür yasa önerilerinin genellikle seçim dönemlerinde ortaya çıktığını belirten Chouder, “Toplumu oyalayan ve kutuplaştıran bir gündem yaratılıyor. Artık bu bir saplantı hâline geldi” dedi.
Genç Müslümanlarda Artan Dinî Bağlılık
İvop araştırması, Fransa’daki genç Müslüman nesilde ibadet ve dinî sembollere bağlılığın belirgin şekilde arttığını gösterdi. Burgat’a göre bu durum, dışlanma hissi ve devletin Müslümanlara yönelik baskıcı politikalarıyla bağlantılı:
“2020’den beri devlet yalnızca bir azınlığın aşırılıkçı eylemlerini değil, Müslüman toplumun geniş kesimlerinin normal dinî pratiklerini de hedef alıyor.”
“İç Düşman” Algısı ve Yeni Soruşturmalar
Fransa İslam Konseyi (CFCM), kısa süre önce Müslümanlara yönelik bir “soruşturmanın” Fransa Yahudi Kurumları Temsil Konseyinin (CRIF) talebiyle, bir Fransız girişimci ve bir İsrailli ajan tarafından yürütüldüğünü açıkladı. Konsey, kişisel verilerin korunması konusunda ulusal otoriteyle temasa geçeceğini duyurdu.
Esmahan Chouder'a göre CRIF, özellikle Gazze’deki katliam sürecinin ardından “İslamofobinin silahlı kolu” hâline gelmiş durumda:
“Yükselen baskı atmosferinde Müslümanlar sürekli iç düşman, toplumun uyumunu tehdit eden unsur ya da cumhuriyet için risk olarak etiketleniyor.”
Bu baskı, birçok Müslümanın kendi güvenli alanlarına çekilmesine ve yalnızca kendileriyle benzer kişilerin bulunduğu çevrelere yönelmesine yol açıyor. Chouder, gençlerin özellikle büyük bir haksızlık ve öfke hissettiğini vurguluyor.



