Gazze'de Anneler Günü'nde anneler, çocuklarına hasret kaldı
Sevgi ve fedakârlığın kutlandığı bir gün olması gereken Anneler Günü, Gazze’de savaşın gölgesinde acılarla dolu bir gün halini aldı.

Gazze'de 21 Mart'ta kutlanan Anneler Günü, katil İsrail'in ateşkes anlaşmasını bozarak yeniden saldırılara başlamasıyla bu yıl da geçen yıl olduğu gibi savaşın, kayıpların, yerinden edilmenin, hastalıkların, açlık ve susuzluğun yılı oldu.
Anneler Günü, hastanelerde çalışan kadın doktorlar kadar hasta çocuklarının başında bekleyen ve diğer çocuklarına sağ salim kavuşmanın hasretini çeken anneler için zor geçti.
Gazze'de "anne olmak" başka yerde anne olmaya benzemiyor
Gazze'nin güneyindeki Han Yunus’taki Nasır Hastanesi’nde görev yapan doktor Ala ez-Zeyyan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Gazze’de annenin artık sadece sıradan bir anne olmaktan çıktığını, en zor anlarda çocuklarına destek olan muazzam bir güç kaynağına dönüştüğünü" söyledi.
"Kaynakların kıt olduğu bu dönemde, anne her şeye rağmen çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan güvenli bir liman haline geldi." diyen Ala, kendileri için en büyük zorluğun sadece savaş koşullarında çalışmak değil, sevdiklerinden uzak kalmak olduğunu belirtti.
Ala, ailesinin Gazze'nin kuzeyinde kendisinin ise güneyde yaşadığını, yolların neredeyse tamamen kapalı olduğunu ve onlara ulaşmanın artık bir hayale dönüştüğünü kaydetti.
Anneler Günü'nü kutlayamayan Gazze'deki annelere anlamlı mesaj
Anneler Günü'nü Nasır Hastanesi'nde anneler ve çocuklarla geçiren Ebe Hanin Zuheyr ise "Çocuklarım Anneler Günü’nü bile bilmiyor ama onları kalbimle kucaklıyorum ve her an aklımdalar." ifadelerini kullandı.
Anneler Günü’nde Gazze’deki annelere özel bir mesaj gönderen Zuheyr, "Her anneye şunu söylemek istiyorum: Güçlü olun. Bu zorlu günler sonsuza dek sürmeyecek ve siz bunları aşabilecek güce sahipsiniz. Çocuklarınız için en büyük güç kaynağı sizsiniz ve onların yanında olmanız her şeyden daha önemli." dedi.
Özel günleri kutlayacak zaman yok
Hemşire Kamile el-Atraş ise Gazze’deki annelerin, özellikle sağlık sektöründe çalışanların savaşın başından bu yana aralıksız çalıştığına ve psikolojik desteğe muhtaç hale geldiğine işaret etti.
Kamile, "Hayat artık eskisi gibi değil. Dünya Kadınlar Günü veya Anneler Günü gibi özel günleri kutlayacak vaktimiz yok. Çocuklarımız evde ya da çadırlarda bizi bekliyor. Artık annelik hissini bile yaşayamaz olduk çünkü tüm vaktimizi hastanede yaralılara ve hastalara ayırıyoruz." dedi.
Gazze’deki annelerin zor koşullardaki yaşam mücadelesine değinen Kamile, şu ifadelere yer verdi:
"Gazze’deki bir anne ya yaralı, ya şehit eşi ya da çocuklarından ayrı. Huzurlu bir hayatı yok. Anneler artık sadece anne değil; aynı zamanda baba, büyükanne ve hala rolünü üstleniyor. Omuzlarımıza dayanılması güç yükler bindi. Gazzeli anneler tüm bu yükü tek başına kaldıramaz. Bu zor zamanlarda onların yanında olmalıyız."
Gül ve hediyelerle değil acı ve kayıplarla dolu Anneler Günü
Netzarim’den Han Yunus’taki Mevasi bölgesine göç etmek zorunda kalan anne İman el-Mısri de Anneler Günü'nü, Nasır Hastanesi'nde hasta oğlu Adem'in başında geçirdi. Beyin atrofisi olan ve doğuştan gelen hastalıklarla mücadele eden küçük Adem'e refakat eden anne Mısri'nin, diğer çocuklarını çadırda bırakmanın üzüntüsü ve savaşın yorgunluğu yüzünden okunuyor.
Mısri, "Böyle bir günde anneler çocuklarından hediye bekler. Onlarla beraber olmak ister. Biz ise şimdi bombalar altındayız, göç halindeyiz. Ne bir mutluluğumuz var, ne onurlu bir hayatımız." ifadesini kullandı.
Üç çocuğunu bırakıp göğüs hastalıklarından problemi olan ve yoğun bakıma alınan oğlu Muhammed Dahduh için Nasır Hastanesi'ne gelen anne Emine Dahduh da Anneler Günü'nde çocuklarına duyduğu özlemden bahsetti.
Anne Dahduh, her sene Anneler Günü'nde kendisine gül alan oğlu Muhammed'in yaklaşık bir ay önce hastalandığını, bunun sebebinin de savaş, sağlıksız yiyecekler, çevre kirliliği ve kirli içme suyu olduğunu söyledi.
24 Ocak 2024'te Yahudiler tarafından alıkonan ve hala kendisinden haber alınamayan 26 yaşındaki İyad'ın annesi Vurud Ebu Sabha da "tek dayanağımızdı" dediği oğlunun yokluğundan duyduğu üzüntüyü göz yaşları içinde anlattı ve oğluna kavuşacağı günlerin özlemini kurduğunu söyledi.
Ummu Vail Şahin ise "İki çocuğunu kaybeden ve onlardan geriye 3 torunu kalan bir annenin Anneler Günü nasıl olabilir." diye sordu.