Eski İsrailli yetkili: Riyad “normalleşmeye hayır” demedi ama “zamanlama” ona uygun değil
İsrail işgali altındaki bölgenin eski Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisi Yoel Guzansky, Suudi Arabistan'ın normalleşmeyi reddetmediğini ancak mevcut koşulların ve zamanlamanın uygun olmadığını söyledi.

İsrail işgali altındaki bölgenin eski Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisi Yoel Guzansky, Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki ilişkilerin tamamen tıkandığını söylemedi ancak Gazze’de yaşanan katliam sonrası ilişkilerde önemli bir dönüşüm olduğunu belirtti.
Guzansky, Körfez uzmanı olarak kaleme aldığı ve İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth’ta yayımlanan makalesinde, yaşanan yıkım ve can kayıplarının yanı sıra Arap kamuoyunun Filistinlilere artan desteğinin, Riyad’ı “açık şekilde” işgal ile yakınlaşma sürecinden çekilmeye zorladığını vurguladı.
Suudi Arabistan’ın ABD arabuluculuğunda yürüttüğü normalleşme sürecini “kutsal kase” olarak gördüğünü ancak 7 Ekim’de patlak veren olaylarla birlikte bu sürecin tamamen çöktüğünü ifade eden Guzansky, başlangıçta Suudi tarafında temkinli bir yaklaşımın zamanla sertleştiğinin altını çizdi. Bu sertleşme, son dönemde Suudi Arabistan’ın izlediği tavırlarda net şekilde görülebiliyor.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın hızlı kararlar almaktan çok, uzun vadeli bir strateji izlediğine dikkat çeken Guzansky, Bin Selman’ın hem ülkeyi modernleştirme ve Batı ile ilişkilerini açma gayreti içinde olduğunu, hem de muhafazakâr dini kurumlar ve işgalle normalleşmeye karşı olan halkın hassasiyetini gözetmek zorunda olduğunu aktardı. Ayrıca İsrail’in “amaç değil, modernleşme ve Batı açılımının bir aracı” olduğunu iddia etti.
Guzansky, artık denklemin değiştiğini, İsrail ile yakınlaşmanın Riyad için hem siyasi hem de halk nezdinde bir yük haline geldiğini belirtti. Suudi Arabistan’ın geleneksel Arap söylemine dönerek İsrail’i açıkça kınadığını, Filistin yönetimine siyasi desteği artırdığını ve uluslararası diplomatik girişimlerde Filistin devletinin tanınması için aktif rol aldığını kaydetti.
Buna rağmen Suudi Arabistan’ın kapıyı tamamen kapatmadığını, ancak yeniden normalleşme sürecinin çok daha zor şartlara bağlandığını aktaran Guzansky, bunun sürekli bir savaşın sona ermesi, İsrail’in açık şekilde Filistin devletini kurma taahhüdü vermesi ve Filistin yönetimine somut destek sağlanması gibi şartlar olduğunu belirtti.
Suudi Arabistan’ın şu aşamada herhangi bir anlaşma peşinde olmadığını, beklemede olduğunu, iç kamuoyunu yatıştırmaya, İran’la ilişkilerini yeniden değerlendirmeye ve ABD’den gelecek karşılıklara odaklandığını söyledi.
Yazara göre Riyad’a normalleşme konusunda baskı yapmak veya süreci hızlandırmaya çalışmak doğru değil. Çünkü Suudi halkı, Birleşik Arap Emirlikleri’nden farklı olarak daha muhafazakâr, dini kurumlar daha katı ve iç politika daha karmaşık. Dolayısıyla Suudi Arabistan’da olacak bir normalleşme sürecinin yavaş, sembolizmi düşük, ekonomik ve teknolojik çıkarlar üzerinden gerçekleşeceği, siyasi ziyaretler veya sembolik hareketlerle hızlandırılamayacağı vurgulandı.
Guzansky, “Suudilerin şu an İsrailli turist gruplarını Riyad’da görmek istemediğini” ifade ederek, bunun Suudi Arabistan’ı tamamen kaybettiğimiz anlamına gelmediğini, sadece normalleşme yolunun sandığımızdan daha uzun olduğunu belirtti.
Kaynak: arabi21.com