Burkina Faso, ABD ve Fransa’ya egemenlik dersi veriyor
Burkina Faso Devlet Başkanı İbrahim Traoré, Bill Gates’in “Target Malaria” projesini ülkesinde tamamen durdurarak Batı’nın Afrika’daki deneysel projelerine açık bir meydan okuma sergiledi. Kararın ardından Traoré, altın rafinerisi, tarım ve sanayi tesisleri, altyapı projeleri ve gençlik programlarıyla kapsamlı bir ulusal kalkınma hamlesi başlattı.
ABD’ye meydan okuyan genç bir Afrikalı lider, Fransa’nın hâkimiyetini kıran bir askerî komutan ve bugün Bill Gates’e de karşı durarak ülkesini projeleri için bir deney alanına çevirmeyi reddeden bir güç… Burkina Faso’nun egemenliğini yeniden tesis eden ve eşi görülmemiş bir sanayi uyanışının kapılarını açan yükselen bir liderlik.
Traoré’nin Gates projesiyle hikâyesi
Batı’yı sarsan ve Afrika’yı heyecanlandıran bir isim: İbrahim Traoré.
Afrika’nın kalbinden çıkan genç bir lider olarak, ülkesinin iradesinin dışarıdan finanse edilen projelere indirgenmesine razı olmadı. ABD’ye meydan okumasıyla, Fransa’nın nüfuzuna karşı dimdik duruşuyla tanınan ve Burkina Faso’yu ulusal egemenliğin bir sembolüne dönüştüren Traoré, geçtiğimiz ağustos ayında yeni bir cesur karara imza attı: Bill Gates’in “Target Malaria” adlı projesini kesin bir dille reddetti.
Bu proje, “sıtmayla mücadele” gerekçesiyle ülkeyi genetiği değiştirilmiş sivrisinekler için canlı bir laboratuvara dönüştürmek istiyordu.
“Target Malaria” Projesi
Bill ve Melinda Gates Vakfı’nın Avrupa’daki kuruluşlarla birlikte yürüttüğü proje, 2019’da Burkina Faso’da başladı. Amaç, sıtma taşıyan dişi sivrisineklerin sayısını azaltmak için genetiği değiştirilmiş sivrisinekler salmaktı. Denemeler, Bilimsel gözetim altında Bana köyünde başlatıldı.
Fakat proje başlangıçtan itibaren çevreciler, sağlık aktivistleri ve yerel halk tarafından yoğun tartışma ve endişeyle karşılandı. Uyarılar, genetik müdahalenin doğaya ve ekosisteme verebileceği geri dönülmez zararlara dikkat çekiyordu.
2023’te milletvekilleri ve Sağlık Bakanlığı projeyi tamamen gözden geçirme talebinde bulununca tartışma daha da alevlendi.
İşte o anda Traoré güçlü bir lider olarak ortaya çıktı ve dışarıdan dayatılan hiçbir projenin ülkesine kabul ettirilemeyeceğini açıkça ilan etti: Afrika toprakları Batı’nın deney laboratuvarı değildir.
Ağustos 2025: Tarihî karar
Ağustos 2025’te Traoré beklenmedik bir karar açıkladı: Projenin tamamen durdurulması, tüm laboratuvarların kapatılması ve genetiği değiştirilmiş örneklerin imha edilmesi.
Ulusal egemenliğin çıtasını yükselten bu karar, ülkeyi dış teknoloji bağımlılığından koruyan tarihî bir adım olarak tanımlandı.
Sivil toplum ve yerel örgütler kararı coşkuyla karşıladı. Çevrenin ve halk sağlığının korunması için büyük bir zafer olarak görüldü.
Proje, artık uluslararası fon sağlayıcıların çıkarları ile Afrika ülkelerinin kendi kaderini tayin etme iradesi arasındaki çatışmanın canlı bir örneğine dönüşmüştü.
Traoré, ulusal kararlardan taviz vermeyen bir lider olarak yükseldi; bir ülkenin gerçek egemenliğinin kritik anda verilen doğru kararla başladığını gösterdi.
Her projenin, kaynağı ne olursa olsun önce halkın onayından geçmesi gerektiğini vurguladı.
Uluslararası yankılar
Karar dünya basınında geniş yer buldu.
Birçok medya kuruluşu bunu “yabancı bağışçıların müdahalelerine karşı benzeri görülmemiş bir başkaldırı” olarak tanımladı.
Raporda ayrıca Traoré’nin yalnızca projeyi reddetmediği; halk sağlığını korumak için gözetim planı kurduğu, çevresel etkilerin izlenmesini sağladığı belirtildi.
Bu adım, Afrika liderlerine ders niteliğinde bir örnek olarak gösterildi.
Ulusal uyanış
Bill Gates’in projesini reddettikten sonra Traoré yalnızca siyasî mücadeleyle yetinmedi; ülkesinde kapsamlı bir ulusal kalkınma hamlesi başlattı.
1. Altın rafinerisi – 2024
Ülkenin ilk yerli altın rafinerisi açıldı.
Bu tesis:
-
ham altını yerli ürüne dönüştürerek ekonomiyi güçlendirdi,
-
binlerce istihdam oluşturdu,
-
ham altın ihracatına bağımlılığı azaltarak milli serveti ülkede tuttu.
Altın artık ulusal gücün sembolü hâline geldi.
2. Tarım ve sanayi kalkınması
Hükümet büyük ölçekli tarım ve sanayi projelerine yöneldi.
Bunlardan biri, saatlik 5 ton üretim kapasiteli modern domates fabrikasıydı.
Bu proje:
-
gıda güvenliğini artırdı,
-
yerli tarımı canlandırdı,
-
dışa bağımlılığı azalttı.
3. Altyapı seferberliği
Elektrik, su, yol ve sanayi altyapıları geliştirilerek ekonomi için sağlam bir temel oluşturuldu.
4. Gençlere eğitim seferberliği
Gençler için madencilik, tarım ve sanayi alanlarında kapsamlı eğitim programları başlatıldı.
Gençler artık ekonomik kalkınmanın pasif izleyicileri değil, aktif aktörleri hâline geldi.
Bu ulusal uyanış, Burkina Faso’yu bölgesel bir güç olarak yeniden konumlandırdı.
Yeni Afrika mesajı
Traoré yalnızca Burkina Faso’yu yeniden inşa etmedi; tüm Afrika’ya bir mesaj gönderdi:
Gerçek güç, dışa bağımlılığın reddi ve ulusal iradeye sahip çıkmakla başlar.
Onun gözünde Afrika kendi geleceğini kendisi çizebilir; dış güçlerin, bağışçıların ve yabancı projelerin müdahalesi olmadan.
Bill Gates’in projesini reddedişi artık Afrika’nın küresel güçlere verdiği bir meydan okumanın sembolü hâline geldi.
Traoré’nin ekonomik ve endüstriyel kalkınma modeli, Afrika’nın yeni bağımsızlık çağının canlı bir örneği olarak görülüyor:
-
Altın üretiminden tarıma,
-
sanayiden tarihî kararlara,
-
stratejik bağımsızlıktan sürdürülebilir kalkınmaya…
Her adım, ulusal iradenin zaferini temsil ediyor.
Sonuç
Burkina Faso, Traoré’nin liderliğinde Afrika’da yeni bir güç haritası çiziyor. Artık yalnızca bir hammadde ülkesi değil; kaynaklarını koruyabilen, kendi kararlarını verebilen bağımsız bir devlet.
İbrahim Traoré, Afrika’nın yeni uyanışının canlı bir sembolü ve dışa bağımlılığa karşı direnişin adı hâline geldi.



