Britanya-Filistin Komitesi'nin (BPC) yayımladığı yeni bir rapor, İngiltere’nin İsrail ile Gazze savaşı sırasındaki askeri işbirliğinin boyutlarını gözler önüne serdi. Rapora göre, İngiltere’nin sağladığı askeri üsler, silah ihracatı ve lojistik destek, İsrail’in askeri operasyonlarını sürdürmesinde kritik bir rol oynadı. Bu durum, İngiltere’nin bu ortaklığa derhal son vermesi yönünde çağrıları beraberinde getirdi.
BPC’ye göre İngiltere, Gazze’deki şiddetten doğrudan sorumlu olmasa da, "silah lisanslarının onaylanması, İsrail askeri teknolojisinin tedariki ve Britanya askeri üsleri aracılığıyla stratejik işbirliği" yoluyla bu sürece önemli bir katkı sağladı.
İngiltere’nin Ürettiği Bileşenler F-35 Saldırılarını Destekledi
Raporda, İngiltere yapımı parçaların İsrail’in Gazze’de yoğun şekilde kullandığı F-35 savaş uçaklarını doğrudan desteklediği belirtildi.
Özellikle 13 Temmuz 2024’te yaşanan bir saldırı örnek gösterildi. Bu saldırıda, bir İsrail F-35 uçağı, Gazze’de yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı El-Mawasi kampına üç adet 2.000 librelik bomba bıraktı. Bu saldırıda en az 90 sivil katledildi.
BPC Direktörü Sara Husseini, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Uluslararası Adalet Divanı, bir yıl önce İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının soykırım riski taşıdığı yönünde acil tedbirler talep etti. Dünya dehşet içinde izlerken, İsrail Gazze’de soykırım niteliğinde saldırılarını bir yıl daha sürdürdü. İngiltere, İsrail’e bu süreç boyunca aktif askeri destek sağladı." dedi.
İngiltere, 2024 yılının Eylül ayında İsrail’e doğrudan F-35 parçaları sevkiyatını askıya almasına rağmen, bu parçaların küresel bir havuza ihracına izin vermeye devam etti. Böylece İsrail, gerekli yedek parçaları dolaylı yollarla temin edebildi.
Raporda yer alan mahkeme belgeleri, İngiliz yetkililerin daha sıkı tedbirler getirilmesine direndiğini gösterdi. Yetkililer, F-35 ihracatının askıya alınmasının "küresel barış ve güvenliği tehdit edebileceğini" öne sürdü. Ancak rapor, bu tutumun İngiliz hükümetinin İsrail’in F-35'leri savaş suçu işlemek için kullanma "riskini" kabul etmesiyle çeliştiğini vurguladı.
İngiltere hükümeti ise İsrail’in "güvenlik hakkını" desteklediğini savundu. Bir hükümet sözcüsü, The New Arab (TNA) gazetesine yaptığı açıklamada, "Ayrıca insani yardım çabalarında öncü bir rol oynadık. UNRWA’ya (BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı) desteği yeniden başlattık, 300.000’den fazla hastayı tedavi eden sahra hastanelerini finanse ettik ve işgal altındaki Filistin topraklarına (OPT) bu mali yıl içinde 112 milyon sterlin destek sağladık." dedi.
İngiltere’nin Kıbrıs’taki Üsleri İsrail’e Askeri Sevkiyatta Kullanıldı
BPC raporu, İngiltere’nin Kıbrıs’taki iki egemen askeri üssü olan Akrotiri ve Dhekelia’nın İsrail’e askeri malzeme sevkiyatında kritik bir rol oynadığını da ortaya koydu.
İngiltere’nin sömürge geçmişinden kalan bu üsler, İsrail’e askeri kargo taşınmasını kolaylaştırmada kilit noktalar haline geldi. Akrotiri, Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne (RAF) ait önemli bir üs olarak silah, istihbarat ve askeri personelin İsrail’e hava yoluyla taşınmasını sağladı. Çoğu zaman ABD’nin Avrupa’daki askeri üslerinden gelen kargolar, Kıbrıs üzerinden İsrail’e ulaştırıldı.
Dhekelia ise bir İngiltere-ABD ortak istihbarat merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Raporda, "Bu üsler ortak faaliyet alanları olarak çalışsa da, Britanya topraklarındaki tüm operasyonlar İngiltere hükümetinin onayını gerektirir." ifadelerine yer verildi.
Aralık 2024’te İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Akrotiri üssünü ziyaret etti ve burada konuşma yaparak askerlerin "gizli operasyonlardaki" rollerini övdü. Starmer, "Tüm dünya size güveniyor. Burada yaptığınız birçok şey kamuya açıklanamasa da çabalarınız büyük fark yaratıyor." dedi.
İngiltere’nin Savaş Suçlarına Ortaklığı
BPC raporu, İngiltere hükümetinin İsrail’in savaş suçlarını önlemek bir yana, bu suçlara "aktif olarak ortaklık ettiğini" öne sürdü.
Raporda, İngiltere'nin sadece Gazze'de değil, bölgedeki daha geniş çaplı askeri operasyonlarda da İsrail’e destek verdiği iddia edildi. Buna örnek olarak, İngiltere’nin İsrail’in askeri altyapısını İran’dan gelen tehditlere karşı koruma çabaları ve Yemen’deki Husilere yönelik saldırılara katılımı gösterildi.
Ayrıca, raporda İsrail ile İngiltere arasındaki askeri işbirliğinin ekonomik boyutuna da dikkat çekildi. İngiltere, ABD liderliğindeki F-35 programının önemli bir ortağı konumunda. Lockheed Martin UK şirketine göre, her F-35 savaş uçağının %15’inden fazlası İngiltere’de üretiliyor. BAE Systems, Martin Baker ve diğer 80’e yakın İngiliz şirketi bu projeye katkı sağlıyor.
Bu bağlamda, insan hakları savunucuları ve kampanya grupları İngiltere hükümetine İsrail ile tüm askeri işbirliğini derhal durdurma çağrısı yaptı.
BPC sözcüsü, "Hükümet, parlamento denetimi olmaksızın gizli operasyonlar yürütüyor ve Filistin halkına yönelik zulmü destekliyor. İngiltere sadece suç ortağı değil, uluslararası hukukun ihlaline aktif olarak katılıyor. Derhal harekete geçilmezse, Gazze ve ötesinde süren şiddetin kalıcı hale gelmesine katkıda bulunacaktır." ifadelerini kullandı.
İngiltere Savunma Bakanlığı ise iddiaları reddederek, hükümetin Gazze’deki insani yardım çalışmalarında "öncü rol oynadığını" savundu.
Bir hükümet sözcüsü TNA’ya yaptığı açıklamada, "İsrail’in güvenlik hakkını desteklemeye devam ediyoruz ve tüm taraflara ateşkes anlaşmasının tüm aşamalarını eksiksiz uygulamaları çağrısında bulunuyoruz. Amacımız, İsrailliler ve Filistinliler için kalıcı barış ve güvenlik yolunu açmaktır." dedi.