Bir yıl daha gitti ömürden / Ahmet Rençber

Ömrümüzün bir senesi daha gitti, kabir hayatına biraz daha yaklaştık, ömür takvimimizden bir yaprak daha düştü…

Bir yıl daha gitti ömürden / Ahmet Rençber

Her yılın başında olduğu gibi bu yılda hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor. Tüm dünyada takvimler 31 Aralığı saatler ise 00 gösterdiğinde hayat adeta alt üst olur. Her yer savaş alanını andırır. Yakılan ateşler, havayı fişekler, o gece rast gele fırlatılır. Bu manzara sabaha kadar devam eder. Ve tonlarca para yakılıp kül olup gider. O gece kutlamalar esnasında vatandaşların iş yerlerine ve araçlarına verilen tahribatın hesabını kimse sormaz. Tabi bu manzaralar istinasız bütün ülkelerde aynıdır. Kimisinde azdır kimisinde çoktur ama mantık aynı mantıktır. Bu kafa yapısı ile alınan milli kumar piyango biletleri boş çıkınca  umutlar bir daha ki gelecek yıla kalır. Tabi bunun yanında kesilen hindiler, bu geceye mahsus verilen yemek partileri ve patlatılan şampanyalar ile bir yılın mutluluğunu yaşamış olurlar. Bunun mantığı  ben anlamış değilim. Ama şunu anlarım Hristiyan aleminde kendi dini bayramları olan 25 aralık ve onun devamın da yıl başında Noel’i kutlamak en tabi haklarıdır. Fakat bir Müslümanın başka dinlere ait olan bayramlarını yada özel günlerini kutlamak pekte uygun düşmez. Yılbaşı kutlamaların da olduğu gibi. Yılbaşı kutlanması helal mı haram mı sormuyorum. Bunun fıkhi boyutu vardır. Bununla ilgili araştırıp bilgi edinebilir. Ben bu sorunun peşinde değilim. Her yıl ömrümüzde alıp giden yılların peşindeyim. Ben boşa akıp giden, telafisi mümkün olmayan, zamanın peşindeyim. İşte 2022 yılı da bitmek üzere. Ve ömrümüzden giden bu yılların hesabını yapmadan yılların ne anlamı var.

Bunun muhasebesini yapmadan onun önemini nasıl anlayacağız. Sahi bu yıl bu dünya sofrasında bizim hayatımıza ne kattı ve ne kazandırdı? Bize sunulan bu sofradan ne kadar yararlandık? Bize düşen payımızı mı aldık? Yoksa hakkımız olmayan şeyler mi aldık?  Bu konuda ne diyorsunuz? Bunları hiç düşündük mü ve bununla ilgili tefekkür etmeyi düşündük mü? Amellerimizi ne kadar artırdık, ilim ve irfanımızı ne kadar geliştirdik, yaptığımız işleri Allah için mi yapıyoruz, yoksa meydanlarda gürüneyim diye mi yapıyoruz. Ölümü mü çok düşündük dünyayı mı? kalbimizdeki kini, nefreti, kibri  hiç kendi kendimize sorduk mu?  Şayet bu vasıflar bizde varsa bununla ilgili ne yaptık. Samimi ve dürüst olup olmadığımızı hiç kendi kendimize sorduk mu?  Bunların hesabı muhasebesini yapmıyorsak ömrümüzden kaç yılların geçtiğinin ne anlamı var ki. Allah’ın verdiği nimetlerden faydalanmak başkasının hakkı  olduğu gibi Müslümanların da da hakkı vardır. Müslümanlarda kutlamalar yapıp ve eğlenebilirler. Dini gün ve dini bayramlarda olduğu gibi. Ancak bunun da ölçüsü vardır.

İlla da o geceyi kutlamak gerekiyorsa Aralık 31 ve 1 ocak Mekke’nin Fethi günüdür. O gece ruhuna uygun onu anlamak, onu idrak etmek,  belki  bizi o güne götürür. Şayet o güne gidebilirsek yılbaşı ve onun gibi İslam’ın kabul etmediği düşünce ve eylemlerde insanlarda olmayacak. Bu ruh ve düşünce olmadan her konuda olduğu gibi yılbaşı kutlaması için de bir sahte eğlence programını önünüze sunarlar sabaha kadar alırsın demini belki o an unutursun keder ile xemını.

Acaba yılbaşı kutlamayı hak ediyor muyuz? Hangi ahlak ve hangi kimlik ile bu geceyi eğlenerek keyif ile kutlayacağız? Bununla ilgili maddi ve manevi olarak bunu kutlama hakkına sahip miyiz? Kesinlikle hayır. Yaşadığımız bu  coğrafya öyle bir yer ki insanlar açlıktan ölmemek için direniyor, kölelikten kurtulmak için savaşan bir coğrafyadan söz ediyorum. Bu durumda kim hangi insani ahlak ve hangi yüz ile bu kutlamayı yapmayı düşünebilir ki. Ne tez unuttuk köle olduğumuzu. Nerede senin özgürlüğün? Unutmayın sistemin müsaade ettiği yere kadar özgürsün sen. Tabi ki en  kötü kölelik ise sisteme olan köleliktir. Öyle ise yılbaşıyı düşüneceğimiz kölelikten kurtulma yollarını düşünelim. Ne zaman ki köle  olduğumuzun farkına vardığımızda işte o zaman özgürlük yakın demektir. Köleliğin duygu ve düşüncesinden kurtulmadan her daim yılbaşıyı kutlasan ne yazar. Ne zaman ki dünyayı ve olayları değerlendirirken aklımızı kiraya vermediğimiz zaman ve başkasının dilliyle konuşmadığımız zaman,  başkasının gözü ile olayları, meseleleri onlar gibi bakmadığımız zaman işte o zaman özgür olur ve istediğin zaman kutlama da yaparsınız. Bu vesileyle 2023 yılı tüm dünya için hayırlara vesile olmasını dilerim. Ne zaman özgür oluruz? Aklımızı kiraya vermediğimiz zaman.

Ahmet Rençber