Batı, Suriye yaptırımlarını kaldırma sürecine giriyor

Avrupa Birliği (AB) ve ABD başta olmak üzere son dönemde Suriye'ye yönelik Beşşar Esed rejiminden kalan yaptırımların kaldırılması yönünde adımlar atılması dikkati çekiyor.

Batı, Suriye yaptırımlarını kaldırma sürecine giriyor

Avrupa Birliği (AB) ve ABD başta olmak üzere son dönemde Suriye'ye yönelik Beşşar Esed rejiminden kalan yaptırımların kaldırılması yönünde adımlar atılması dikkati çekiyor.

Suriye'deki siyasi ve toplumsal dönüşüm süreciyle birlikte bölgesel ve küresel aktörler de Suriye politikalarını yeniden şekillendiriyor.

Ülkede 61 yıllık Baas rejiminin çökmesinin ve yeni bir hükümetin kurulmasının ardından Batılı ülkelerin uyguladığı yaptırımlar anlamını yitirirken, yaptırımların kaldırılması Suriye'nin yeniden inşası için büyük önem taşıyor.

AB'den yaptırımları kaldırma kararı

Suriye'ye uygulanan yaptırımlara ilişkin son karar dün Brüksel'de yapılan AB Dışişleri Bakanları toplantısında alındı.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Suriye'ye yönelik ekonomik yaptırımların kaldırılmasına karar verildiğini bildirdi.

"Bugün Suriye'ye uyguladığımız ekonomik yaptırımları kaldırma kararı aldık." mesajını paylaşan Kallas, "Suriye halkının yeni, kapsayıcı ve barışçıl bir Suriye inşa etmesine yardımcı olmak istiyoruz." ifadesini kullandı.

Yeni adım kapsamında AB, üyesi ülkelerinin Suriye'nin savunma ve içişleri bakanlıklarına yeniden yapılanma, kapasite geliştirme, terörle mücadele ve göç gibi konularda işbirliği için fon sağlamalarına izin vermesi, Suriye Merkez Bankası'na yönelik yaptırımların da kalkması ve bankanın fonlarının serbest bırakılarak uluslararası faaliyetlere yeniden başlaması bekleniyor.

AB, yaptırımları ilk aşamada askıya almıştı

AB, Suriye'ye uygulanan yaptırımlar konusunda olumlu olarak nitelendirilebilecek yönde ilk adımı şubat ayında atmıştı.

AB ülkelerinin dışişleri bakanları 24 Şubat'ta Brüksel'de gerçekleştirdikleri toplantıda, Suriye'ye yönelik bankacılık, enerji ve ulaşım gibi sektörleri hedef alan yaptırımları askıya almaya karar vermişti.

Yaptırımların kalkması konusunda nihai bir karar alınmazken her an geri dönülmesine açık kapı bırakan "askıya alma" teriminin kullanılması dikkati çekici olmuştu.

AB, bu aşamada Suriye'de petrol, gaz ve elektrik dahil enerji ile ulaştırma sektörlerindeki önlemlerin askıya alınmasını kararlaştırdı.

Sanayi Bankası, Popüler Kredi Bankası, Tasarruf Bankası, Tarım Kooperatif Bankası ve Suriye Arap Havayolları yaptırım listesinden çıkarılırken, Suriye Merkez Bankası'na da fon ve ekonomik kaynakların sağlanmasına izin verilmişti.

Avrupa ile Suriye bankaları ve finans kuruluşları arasında bankacılık ilişkileri kurulması yasağına belirli muafiyetler getirilirken, özellikle enerji ve ulaştırma sektörleriyle ilişkili işlemlerle insani yardım ve yeniden inşa amaçları için gereken işlemlere izin verilmesi kararı alınmıştı.

Burada, kişisel kullanıma yönelik lüks ürün ve malların Suriye'ye ihracına da izin verilirken, Beşşar Esed rejimi döneminden yöneticilere, kimyasal silah ve yasa dışı uyuşturucu ticaretiyle silah ticareti gibi çeşitli alanlardaki yaptırımların devamına karar verilmişti.

AB'nin 14 yıllık Suriye yaptırımları

AB ülkeleri, yaklaşık 14 yıl önce Baas rejiminin sivillere yönelik şiddet uygulamasını sonlandırmak, rejimi reform konusunda harekete geçirmek, insan hakları ihlallerini durdurmak ve barışçıl bir siyasi geçiş sürecini teşvik etmek için çok sayıda kısıtlayıcı tedbiri uygulamaya başlamıştı.

Suriye'de şiddetin tırmanması ve insan hakları ihlallerinin ayyuka çıkmasının ardından Mayıs 2011'de Suriye'deki hükümet ve destekçileriyle tüm ikili işbirliklerini askıya alarak yaptırımlara başlayan AB, Suriye'ye yönelik çeşitli ekonomik yaptırımları hayata geçirmiş ve silah ambargosu uygulamaya almıştı.

Rejimle bağlantılı, insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulan kişilere yönelik seyahat yasakları, mal varlıklarının dondurulması gibi bireysel kısıtlayıcı tedbirler de alınmıştı.
Beşşar Esed'den bakanlara, rejimin iç çemberinde yer alan kritik isimler yaptırım listesinde yer almıştı.

Suriye'ye sektörel yaptırımlar da uygulayan AB, rejimin finans ağının kalbinde yatan sektörleri hedef almıştı. Bu çerçevede ham petrol ve petrol ürünlerinin ithalatı, hem askeri hem sivil amaçlı kullanılabilen malların ve bazı iletişim ekipmanının ihracatı kısıtlanmıştı.

Suriye Merkez Bankası'nın AB'deki varlıkları dondurulurken, Suriye'deki banka ve finans kuruluşlarının AB'de şube veya yan kuruluş açmasına, Avrupa finans kurumları ile işlem yapmalarına izin verilmemişti.

Suriye'nin kültürel mirasının parçası sayılabilecek ürünlerin ticareti yasaklanırken ülkeyle altın, kıymetli metaller ve elmas ticareti de yasak kapsamına girmişti.

Trump yönetimi de Suriye yaptırımlarını kaldırmak için harekete geçti

ABD Başkanı Donald Trump da geçen hafta Körfez turu kapsamında Riyad'da katıldığı Suudi Arabistan-ABD Ortak Yatırım Forumu'nda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerini anımsatarak, Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldıracaklarını duyurdu.

Trump, Suriye halkının çok büyük sıkıntılar, sefalet ve ölüm yaşadığını belirterek "Yeni hükümetle umarım ülkeyi istikrarlı ve barış içinde tutabilir. Suriye'de görmek istediğimiz budur." değerlendirmesinde bulundu.

Ayrıca Trump, geçen hafta Körfez İşbirliği Konseyi (KİK)-ABD Zirvesi'nden önce Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile bir araya geldi. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın da iştirak ettiği toplantıya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çevrim içi katıldı. Bu görüşme, ABD ile Suriye arasında 25 yıl sonra liderler düzeyindeki ilk temas oldu.

ABD Başkanı Trump'ın yaptırımların kaldırılacağını duyurmasının ardından ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Suriye'nin "istikrara kavuşması ve barışa doğru ilerlemesi" için yaptırımların hafifletilmesini sağlamaya yönelik adımlar attıklarını belirtti.

ABD Hazine Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da Suriye yaptırımları konusunda Başkan Trump'ın talimatlarının yerine getirilmesi için Hazine'nin Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi ile birlikte çalıştığı aktarıldı.

Açıklamada, "Suriye'ye yeni yatırım gelmesi için kritik öneme sahip gerekli yetkilendirmeleri uygulamayı dört gözle bekliyoruz. Hazine'nin eylemleri Suriye'nin ekonomisini, finans sektörünü ve altyapısını yeniden inşa etmeye yardımcı olabilir ve ülkeyi parlak, müreffeh ve istikrarlı bir geleceğe doğru yola koyabilir." ifadeleri kullanıldı.

ABD Başkanı Trump'ın Körfez turu kapsamında Suudi Arabistan ve Katar'ı ziyaret etmesinin ardından Dünya Bankası'ndan da Suriye'nin borcunun ödendiği haberi geldi.

Dünya Bankası'ndan geçen hafta yapılan açıklamada, Suriye'nin bankaya olan 15,5 milyon dolar borcunun Suudi Arabistan ve Katar tarafından ödendiği bildirildi.

ABD, Suriye'ye yönelik yaptırımlarda bazı muafiyetler sağlamıştı

ABD Hazine Bakanlığı, 6 Ocak'ta, Suriye'ye insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak amacıyla devlet kurumlarıyla yapılan işlemlerin yanı sıra bazı enerji ile havale hareketlerine izin veren 6 ay süreli muafiyet sağlandığını açıklamıştı.

Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi'nin (OFAC) yayımladığı lisans ile Suriye'deki yönetim kurumlarıyla yapılan işlemlerin yanı sıra ülkeye veya ülke içinde petrol, petrol ürünleri, doğal gaz ve elektrik dahil enerjinin satışı, tedariki, depolanması veya bağışlanmasının desteklenmesine yönelik faaliyetler ile Suriye Merkez Bankası aracılığıyla yapılan işlemlerin de kapsama alındığı ticari olmayan, kişisel para hareketlerine 7 Temmuz'a kadar izin verilmişti.

ABD Hazine Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, sağlanan yaptırım muafiyetleriyle elektrik, enerji, su ve sanitasyon dahil Suriye genelinde temel hizmetlerin ve yönetim işlevlerinin sürekliliğinin sağlanmasının hedeflendiği, Esed ve çevresi, Suriye Hükümeti, Suriye Merkez Bankası ve Heyet Tahrir Şam'a (HTŞ) yönelik yaptırımların kaldırılmadığı aktarılmıştı.

ABD'nin Suriye yaptırımları, dünyanın en kapsamlı ekonomik kısıtlamaları arasında yer alıyor

ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımları, Aralık 1979'da ülkenin "teröre destek veren devlet" ilan edilmesiyle başlarken, bu durum, savunma ihracatı ve satış yasağını, sivil ve askeri olmak üzere çift kullanımlı ürünlerin ihracatına yönelik belirli kontrolleri ve çeşitli finansal kısıtlamaları beraberinde getirmişti.

Suriye'de 2011'de iç savaşın patlak vermesiyle yaptırımlar çok daha kapsamlı hale gelirken, Esed rejimine gelir sağlayan enerji ve finans sektörlerine yönelik ticaret yasakları, üst düzey yetkililerin mal varlıklarının dondurulması ve Amerikan şirketlerinin Suriye ile iş yapmasının engellenmesi bu yaptırımların başlıca unsurları olmuştu.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından Aralık 2019'da imzalanan ve Haziran 2020'de yürürlüğe giren "Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası" (Caesar Syria Civilian Protection Act) ya da kısa adıyla "Sezar Yasası" yaptırımları daha da genişletmişti. Esed rejiminin yanı sıra yabancı kişi ve kuruluşları da hedefleyen yasa ile Esed rejimine daha fazla yüklenilmesi ve dünya sisteminden dışlanması amaçlanmıştı.

Esed rejiminin finansman kabiliyetini engellemek amacıyla hükümete uygulanan yaptırımların hedefinde Suriye Merkez Bankası da yer almıştı.

ABD'nin Suriye'ye uyguladığı yaptırımlar, dünyanın en kapsamlı ekonomik kısıtlamaları arasında bulunuyor. Ekonomik kısıtlamalar, mal varlığı dondurmaları, sektör hedefli yaptırımlar, yabancı kişi ve kuruluşlara yaptırımlar, ABD'nin Suriye'ye uyguladığı yaptırımların temel unsurları olarak öne çıkıyor.

İngiltere, Suriye'de 12 kurum ve kuruluşa yaptırımları kaldırdı

İngiltere yönetimi de 24 Nisan'da Suriye'de savunma ve içişleri bakanlıkları da dahil olmak üzere bazı kurum ve kuruluşlara yönelik yaptırımları kaldırdı.

Hazine Bakanlığı'nın açıklamasına göre, ülkede 12 kurum ve kuruluşa yönelik yaptırımların kaldırılması kararı alındı.

Yaptırımların kaldırılmasıyla, söz konusu kurum ve kuruluşlar artık mal varlığı dondurulmayan kurum ve kuruluşlar arasına girdi.