BAE’de 24 muhalife müebbet hapis: Eleştiriye sıfır tolerans
BAE Yüksek Mahkemesi, aralarında eski hükümlülerin de bulunduğu 24 düşünce mahkûmunun müebbet hapis cezasını onayladı. İnsan hakları örgütleri kararı siyasi intikam olarak niteledi ve ifade özgürlüğünün bastırıldığını vurguladı.

Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) Federal Yüksek Mahkeme, kamuoyunda "Adalet ve Onur Örgütü" davası olarak bilinen toplu yargılama sürecinde 24 düşünce mahkûmunun müebbet hapis cezasını onayladı. Karar, insan hakları örgütleri tarafından "ifade özgürlüğüne darbe" ve "sivil toplumu susturma girişimi" olarak nitelendirildi.
Siyasi dava, hukuki kılıf
84 kişinin yargılandığı davada sanıkların büyük kısmı, daha önce "BAE 94" davası kapsamında ceza alıp tahliye edilmiş kişilerden oluşuyor. Pazartesi günü açıklanan nihai kararla birlikte, 24 kişi hakkında müebbet hapis cezası kesinleşti. Federal Yüksek Mahkeme’nin kararlarına itiraz edilememesi, hukuki yolları kapatıyor.
Yetkililer, sanıkları "terör" ve "devlet güvenliğini tehdit" suçlamalarıyla mahkûm ettiklerini açıklarken; Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) gibi kurumlar, bu suçlamaların keyfi ve siyasi olduğunu savunuyor.
Düşünce suçu ve yargı yoluyla infaz
HRW, kararın açıkça adaletsiz olduğunu belirterek, bazı sanıkların cezalarının tamamlanmasına rağmen yeni suçlamalarla hapiste tutulduğuna dikkat çekti. Örgüte göre yargılananlar yalnızca ifade özgürlüğü, örgütlenme ve dernek kurma hakkını kullandıkları için cezalandırılıyor.
Sanıkların düzenli avukat erişiminden mahrum bırakıldığı, duruşmaların gizli yapıldığı ve cezaevlerinde kötü muameleye maruz kaldıkları bildirildi.
Sivil toplumun sistematik bastırılması
Uzmanlara göre dava, BAE'de on yılı aşkın süredir sürdürülen sistematik bir baskı politikasının parçası. Hükümet; bağımsız dernekler, eleştirel medya ve barışçıl siyasi muhalefeti ortadan kaldırmak için belirsiz terör yasalarını kullanıyor.
Güvenlik devleti imajı: Dışarıda hoşgörü, içeride baskı
BAE yönetimi dışarıda kendini “tolerans ve açıklık ülkesi” olarak pazarlarken, içeride ise 2011’den bu yana siyasi reform talep edenlere yönelik yaygın tutuklamalar, işten atmalar, vatandaşlıktan çıkarmalar ve medya karalama kampanyaları yürütüyor. Güvenlik birimleri, bağımsız denetim olmaksızın neredeyse sınırsız yetkilerle hareket ediyor.
Uluslararası sessizlik endişe yaratıyor
Kararın ardından insan hakları örgütleri ve bazı uluslararası aktörler, BAE'yi ifade özgürlüğüne saygı göstermeye ve mahkûmları serbest bırakmaya çağırdı. HRW, başta ABD ve İngiltere olmak üzere, BAE’nin ticari ortaklarına bu konuda baskı yapma çağrısında bulundu.
Ancak uzmanlara göre, Abu Dabi'nin Batı’daki büyük yatırımları ve siyasi etkisi, bu tür insan hakları ihlallerinin gündeme gelmesini zorlaştırıyor.
Sonuç: Demir yumrukla yönetilen vitrin adalet
BAE'de adil yargılamadan yoksun şekilde verilen müebbet kararları, ülkedeki ifade özgürlüğü alanının neredeyse tamamen kapandığını gösteriyor. Mahkemelerin siyasi araçlara dönüştüğü bu ortamda, barışçıl muhalefet bile suç sayılıyor. Uluslararası toplumun sessizliği ise bu baskı politikalarına zemin hazırlıyor.
Kaynak: thelenspost.com