Avrupa’da 2030 yılı için Müslüman nüfus oranı tahminleri

Avrupa’da Müslüman nüfus oranının önümüzdeki yıllarda artması öngörülüyor. Tahminlere göre Balkanlar’daki Kosova, Arnavutluk ve Bosna-Hersek gibi ülkeler, Avrupa’da en yüksek Müslüman nüfus oranlarına sahip olmaya devam edecek. Bu ülkelerde oranlar %40’ın üzerinde seyrediyor, bazı bölgelerde ise %80’e kadar çıkabiliyor. Özellikle Kosova’da 2030 yılı için %93,5 oranında Müslüman nüfus tahmin ediliyor. Avrupa ile Orta Doğu arasında stratejik bir konumda bulunan Türkiye ise %98,6 oranla lider durumda.

Batı ve Kuzey Avrupa’da ise Fransa, Belçika ve İsveç gibi ülkelerde Müslüman nüfusun oranlarında dikkat çekici artışlar bekleniyor. Örneğin Fransa’da 2030 yılında Müslüman nüfusun %10,3’e ulaşması, Belçika’da %10,2 ve İsveç’te %9,9’a yükselmesi tahmin ediliyor. Bu artış, ağırlıklı olarak Müslüman çoğunluklu ülkelerden yapılan göç ve bu toplulukların diğer nüfusa kıyasla daha yüksek doğum oranlarına sahip olmalarından kaynaklanıyor. Ayrıca bu ülkelerin gelişmiş ekonomileri ve göç politikalarının nispeten açık olması da göçü artıran faktörler arasında.

Doğu ve Güney Avrupa’da ise Rusya ve Bulgaristan’daki Müslüman nüfus oranlarının yüksek seviyelerde kalması bekleniyor. Rusya’da 2030’da toplam nüfusun %14,4’ü Müslüman olacak ve böylece Avrupa’da en yüksek mutlak Müslüman nüfus sayısına sahip ülke olacak. Bu artış, hem iç demografik dinamiklere hem de eski Sovyetler Birliği’nin Müslüman çoğunluklu cumhuriyetlerinden yapılan göçe bağlı. Bulgaristan’da ise %15,7 oranında Müslüman nüfus bulunacak, burada önemli bir Türk azınlığı yaşıyor. Karadağ’da ise Müslümanların toplam nüfus içindeki payı yaklaşık %21,5 olacak.

Avrupa genelinde Müslüman nüfusun toplam oranı yaklaşık %8 civarında kalacak, ancak ülkeler arasında önemli farklılıklar görülecek. Bazı ülkelerde bu oran %2,5’in altında olurken, diğerlerinde göç ve doğum oranlarının yüksek olması nedeniyle daha yüksek seviyelere çıkacak. Örneğin Portekiz’de %0,6 olan oran, İspanya’da %3,7’ye ulaşacak. Bu demografik eğilimler, Hristiyanlık geleneğiyle tarih boyunca şekillenmiş Avrupa kıtasında sosyal ve kültürel entegrasyon açısından önemli zorluklar ortaya koyuyor.

Neden bu artış oluyor?

Avrupa’daki Müslüman nüfusun artışının arkasında hem demografik hem de göçmenlik kaynaklı birçok neden bulunuyor. Birincisi, Müslüman toplulukların diğer nüfusa kıyasla daha yüksek doğum oranlarına sahip olmaları önemli bir faktör. Ayrıca, Müslüman çoğunluklu ülkelerden Avrupa’ya yapılan yüksek göç oranları da nüfus artışını tetikliyor.

Diğer önemli bir faktör ise Avrupa’daki Müslüman nüfusun genç olmasıdır. Avrupa’daki Müslümanların ortalama yaşı yaklaşık 30 iken, gayrimüslim nüfusun ortalaması 43,8 civarında. Bu durum, Müslüman toplulukların daha fazla üreme çağında bireye sahip olduğu anlamına geliyor. Doğum oranlarının genellikle Avrupa’da doğmuş Müslüman ikinci nesilde yoğunlaşmasına rağmen, yeni göçlerin devam etmesi Müslüman nüfusun büyümesini sürdürüyor.

Müslüman nüfus artışının etkileri

Öncelikle, Müslüman nüfusun genç olması, Avrupa’da yaşlanan genel nüfus yapısı içinde önemli bir avantaj olarak görülüyor. Düşük doğum oranları nedeniyle birçok Avrupa ülkesinde nüfusun yaşlanması sorun yaratırken, genç Müslüman nüfus geleceğin iş gücünü oluşturuyor.

Ayrıca, Müslüman göçmenler özellikle inşaat, ulaşım ve hizmet sektörlerinde yerel iş gücü açığını kapatmada önemli bir rol oynuyor. Bu sektörler, yerel iş gücü sıkıntısı çeken alanlar arasında.

Müslüman nüfusun artması aynı zamanda Avrupa’daki tüketim piyasasını da dönüştürüyor. İşletmeler, kültürel ve dini ihtiyaçlara uygun ürün ve hizmetlere yönelik artan talebi karşılamak için yeni stratejiler geliştiriyor. Helal gıda ürünleri, özel eğitim programları ve cami inşaatları gibi hizmetler bunun örnekleri arasında yer alıyor.

Kaynak: Lisanews.org