Arefe: Bir dönüm noktası ve yeni bir başlangıç

Kurban bayramı, öncesi ve sonrası ile mü’minler için af, merhamet ve bağışlanmayı taşıyan muhteşem fırsatlar içeren bir dönüm noktası ile yeni bir başlangıçtır.

Arefe: Bir dönüm noktası ve yeni bir başlangıç

Arefe zilhicce ayının 9. gününe denir. Kurban bayramından bir önceki gündür. Bazı tarihlerden önceki gün ya da zaman dilimi gibi bir anlam da yüklenmiştir.

Anlamı ve Bugüne niçin “Arefe” denmiştir?

Lügatte kelime anlamı “anladı”, “kavradı” demek olan Arefe’nin birkaç manası vardır: Tanışmak, anlayıp öğrenmek, itiraf etmek ve güzel koku.

1- Tanışmak: Hz. Âdem (a.s.) ve Hz. Havva Arefe gününde Arafat’ta buluştukları için bugüne Arefe ve bu yere Arafat ismi verilmiştir.
2- Anlamak: Cebrail (a.s.) Hz. İbrahim’e (a.s.) hac ibadetinin nasıl yapılacağını öğretmiş; sonra da Arefe günü Arafat’ta vakfe yaptığı zaman ona “Artık öğrendin mi?” diye sormuş; Hz. İbrahim de (a.s.) “Evet, öğrendim” demiş; bunun üzerine oraya Arafat, o güne de Arefe günü adı verilmiştir.

Ayrıca, İbrahim a.s. üç gece peşpeşe aynı rüyayı görüp, üçüncü gecenin sabahında oğlunu kurban etmesi gerektiğini anlamıştır. Bu da zilhicce ayının 9. günüdür. Bu güne “Arefe” denmesinin bir sebebi de budur.
3-İtiraf manasına göre, hacılar Arefe gününde vakfe yaptıkları zaman Allah’ın rab oluşunu ve yüceliğini, kendilerinin de kulluk ve fakirliklerini, Allah’a son derece muhtaç olduklarını itiraf ederler. Nitekim Hz. Âdem de (a.s.) eşi Hz. Havva ile buluştuğu zaman birlikte “Ey Rabbimiz, biz nefsimize zulmettik. Bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen muhakkak biz hüsrana uğrayanlardan oluruz. قَالاَ رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ

الْخَاسِرِينَ” (Âraf Suresi, 23) diye itirafta bulunmuşlardır.

4-Güzel koku manası ise, mü’minler Arefe gününde Arafat’ta günahlarından istiğfar ederler, günahların manevi kirlerinden temizlenerek adeta güzel manevi kokular sürünmüş olurlar. Nitekim hadiste haccı şartlarına uygun şekilde yapıp dönen kimsenin annesinden doğduğu günkü gibi ter temiz hale geldiğinin buyurulması, (Buhari. Hac:4.) mü’minlerin günah kirlerinden arınıp bugünde manen çok güzel kokularla süslenmelerine işaret etmektedir.

b-Arefe Gününün Önemi:  Hz. Peygamber’in “günlerin en faziletlisi” dediği, Arefe kendinden önceki gün (Terviye) ile alakalı ve kendinden sonraki güne (Bayram) işaret eden mübarek bir gündür.

Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz a.s. bu ayın ilk on günü hakkında büyük müjde ve teşviklerde bulunmuşlardır. Arefe günü, bu on günün en hayırlısıdır.. Bu teşviklerde Kurban Bayramı arefesinin ayrı bir yeri vardır. Çünkü insanlara gönderilen İlahi hükümlerin artık tamamlandığını bildiren “Bugün dininizi tamamladım” (Maide Suresi, 3) mealindeki âyet-i kerimesi bugün nazil olmuştur. Bu hususta bir Yahudi’nin Hazret-i Ömer’le (r.a.) yaptığı konuşma, Arefe gününün mana âlemimizdeki yerini berrak bir şekilde ortaya koymaktadır:
Bahsi geçen Yahudi, Hz. Ömer’e “Ey Ömer, sizin kitabınızda okumakta olduğunuz bir âyet vardır ki, biz Yahudilere inmiş olsaydı, onun indiği günü bayram yapardık” der.
Hz. Ömer şu cevabı verir:
“Biz bu âyet-i kerimenin indiği günü de, yeri de hakkıyla takdir ediyoruz. Bu âyet Rasulullah a.s. a bir Cuma günü Arafat’ta’de iken nazil olmuştur.”

Arefe bir dönüm noktası ve yeni bir başlangıçtır:

Arefe günü, Hazreti Âdem (as) ile Hazreti Havva’nın Arafat’ta buluşup tövbe ettikleri; dünyadaki hayatlarına yepyeni bir başlangıç yaptıkları gündür.

Tövbe edenlerin günahlarından arındıkları yeni ve tertemiz bir hayata başlangıç yaptıkları gündür. Dolayısıyla Arefe günü herkes için bir dönüm ve başlangıç günü olabilir. Hazreti Aişe (r.a.) anlatıyor:
“Allah, hiçbir günde, Arefe günündeki kadar çok bir kulu ateşten azat etmez. Allah mahlûkata rahmetiyle yaklaşır ve onlarla meleklere karşı iftihar eder ve:
“Bunlar ne istiyorlar?” der.” (Müslim, Hac 436) Arefe günü hem Arafat’ta olanlar hem de gidemeyenler için arınma ve bayram etme günleridir.

Hz. İbrahim de gördüğü rüyanın gerçek olduğunu anlamış, Allah tarafından tabi tutulduğu bu imtihanda başarılı olmuştur. Ailesi ile yeni bir başlangıca adım atmışlardır.

Arefe gününden bir önceki gün –Terviye- de önemlidir. Terviye, suya kandırmak; Arafat’a çıkan hacıların hayvanlarını suladıkları gün. Ayrıca gördüğü rüya üzerine düşünmek ve Hz. İbrahim’in gördüğü rüyasını düşündüğü gündür. Peygamber Efendimiz (sav) söyle, buyurmuştur:
“Terviye günü oruç tutan ve günah söz söylemeyen Müslüman cennete girer. Dolatısıyla Arefe öncesi ve sonrası çok kıymetli ve önemli bir gündür.

Bu gün bütün insanlık için özellikle de müslümanlar için bir dönüm noktası ve başlangıç günüdür. Hz. Peygamber a.s. ın Arefe günü Arafat’ta irad ettiklerini yeniden düşünmek gerekir. “Ey İnsanlar bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz nasıl mübarek bir şehir ise; canlarınız, mallarınız, ırzlarınız da öyle mukaddestir, her türlü saldırıdan emindir. Ashabım! Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski dalâletlere dönüp birbirinizin boynunu vurmayın. Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara bildirsin Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur.”

Peygamberimiz Arefe günü ümmeti için dua etmiştir: Duasının kabulü nedeniyle Arefe Günü, şeytanın üzüldüğü ve rezil olduğu gündür.

“Peygamber (s.a.v.) Arefe akşamı ümmetinin affedilmesi için dua etti. Duasına, ‘Muhakkak ki ben zalimden başkasını mağfiret ettim.’ diye cevap verildi. ‘Zalimden ise mazlumun hakkini alırım.’ buyruldu. Resul-i Ekrem:

‘Ey Rabbim, dilersen mazluma cennette mükâfatını verir zalime de mağfiret edersin.’ diye dua etti ise de Arafat’ta bu duasına Allahu Teâlâ’dan kabul gelmedi. Sabah vakti Müzdelife’de ayni duayı tekrarladı. Bu defa duası kabul edildi. Rasulullah memnuniyetinden ve sevincini belli ederek güldü. Bunun üzerine Ebu Bekir ve Ömer (ra):
‘Anam babam size feda olsun, bu saatte siz gülmezdiniz, sizi güldüren nedir?’ diye sordu. Rasulullah(sav):
‘Allah’ın düşmanı Iblîs, Allahu Teâlâ’nın duamı kabul ederek ümmetimi affettiğini anlayınca toprağı alıp başına çalmaya ve vay sana helak oldun diye feryada başladı. İste Şeytan’ın görmüş olduğum bu feryadı beni güldürdü, buyurdu.”
Allah kullarına karşı çok merhametlidir. Dolayısıyla Allah, kullarını affetmek için ya da tövbelerini kabul etmek için onlara fırsatlar sunmaktadır. Ve kullarını kendisine itaat eder bir halde görmeyi istemektedir.

Bunun için Allah, senenin her gününde kulları için hayırlı ve bereketli günler kılmıştır. Ve o günlerde yapılan amelleri imrendirmek için onların sevaplarını kat kat artırmaktadır.

Arafat (Mekânda Arefe)

Kurban Bayramı arifesinde, mukaddes topraklarda milyonlarca mü’min, Rablerine şükran, minnet ve bağlılık hislerini tekbirleriyle ve telbiyeleriyle ilan ederken, İslâm âleminin bu muhteşem bayramına hazırlanan diğer İslâm ülkelerindeki Müslümanlar da bambaşka bir heyecan ve sevinç havasına girerler. Mekke’deki kardeşlerinin tekbirlerine, sabah namazıyla birlikte başladıkları teşrik tekbirleriyle iştirak ederler. Haccın en önemli rüknü olan Vakfe, Arefe günü Arafat’ta yapılır. Arefe günü hac ihramıyla Arafat’ta bulunmak, bir müslüman için en büyük nasiplerden biridir. Çünkü bu Kutsal yerde ve bu Mübarek zaman diliminde yapılan ibadetler kabul olur, dualar geri çevrilmez.

 Arefe günü nasıl ihya edilmelidir?

1- Allah’ı zikir: Özellikle tekbir ile.
2- Arefe günü oruç tutulmalıdır.
3- Arefe gününe hürmet edilmeli, günaha girmemeye dikkat edilmelidir.
4- Arefe günü dua ve istiğfarı arttırmalıdır.

1-Allah'ı zikir:

Kur’ân-ı Kerimde şöyle buyurulur: “Arafat’tan (orada vakfeden sonra, seller gibi) boşanıp (Müzdelife’ye) aktığınız zaman Meş’ar-i Haramın yanında Allah’ı zikredin. O size nasıl hidâyet ettiyse siz de Onu öylece anın.” (2/198)

فَإِذَا أَفَضْتُم مِّنْ عَرَفَاتٍ فَاذْكُرُواْ اللّهَ عِندَ الْمَشْعَرِ الْحَرَامِ وَاذْكُرُوهُ كَمَا هَدَاكُمْ وَإِن كُنتُم مِّن قَبْلِهِ  لَمِنَ الضَّآلِّينَ

Bu ayette beyan edilen ve önemine işaret edilen gün, Arefe günüdür. Ve Allah bugünde zikir ve tesbihin arttırılmasını emretmektedir. Arefe gününün sabah namazının farzından sonra teşrik tekbirleri getirilmeye başlanmalıdır. Bu özel günde yapılacak en önemli zikir tekbirdir.

Teşrik Tekbirleri, aradan asırlar geçmesine rağmen, bütün mü’minler Hz. İbrahim, Hz. İsmail gibi Rabbinin rızasını umarak Zilhicce ayının Arefe günü, sabah namazından başlayıp bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar “Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallahu Vallahu Ekber Allahu Ekber Velillahi’l Hamd” diyerek minnet ve şükranlarını Rablerine sunarlar. Bu tekbire “teşrik tekbiri” denilir ve vaciptir.

Teşrik tekbirinin aslı; Hz. İbrahim (a.s.)’den rivayet edilen şu olaydır: Cebrail (a.s.) Allahû Teâlâ (c.c)’nın ihsan buyurduğu kurban ile Hz. İbrahim (as)’e geldiği zaman; onun oğlu Hz. İsmail (a.s.)’ı kurban etme hususunda acele edeceği endişesi ile “Allahu Ekber, Allahu Ekber” diye nida etmiştir. Hz. İbrahim (as) Cebrail’i görünce “La ilâhe illâ’llahu Vallahu Ekber” diyerek cevap vermiştir. Hz. İsmail (a.s.) de, kendisine bedel olarak gönderilen kurbanı görünce: “Allahu Ekber ve li’llâhi’l Hamd) diye tesbihte bulunmuştur. İşte teşrik tekbirleri, bu teslimiyeti ifade eder. Mü’minler “Teşrik Tekbiri” getirirken bu mahiyeti iyi tefekkür etmelidirler.

Bu, Rasulullah a.s. ın sünnetiyle de sabittir.

 2- Arefe günü oruç tutulmalıdır

Arefe günü oruç tutmak hadislerde teşvik edilmiştir. Arefe günü oruç tutmanın sevabı hakkında Peygamber Efendimizden rivayet edilen hadislerin mealleri şöyledir:

Ebu Katâde (r. A.)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.)’a Arefe günü tutulan orucun fazileti soruldu; O da; “Geçmiş bir yılın ve gelecek bir yılın günahlarına kefaret olur.” buyurdu. (Müslim, Sıyâm 196, 197)

3- Arefe gününe hürmet edilmeli, günaha girmemeye dikkat edilmelidir

Rasulullah(s.a.v):”Arefe gününe hürmet edin! Arefe, Allah’ın kıymet verdiği bir gündür.” diyerek Allahu Teâlâ’nm kıymet verdiği günü, hürmet ederek bilinçli bir şekilde yaşamaya gayret etmemizi istemiştir. Hürmet, verilen nimeti idrak etmekle ve verileni bilmekle, görebilmekle başlar. Arefe gününü günahlara girmeden oruçla, duayla, istiğfarla geçirmek kullarını Arefe gününde bağışlayacağını müjdeleyen Allahu Teâlâ’ya hürmetin ve şükrün bir ifadesidir.

4- Arefi günü çok dua ve istigfar edilmelidir

Arefe Günü Allah’ın, kullarına nazar ettiği, zerre kadar günahı olanı dahi affettiği bir gündür.

“Fakat tövbe ederek, iman edip iyi işler yapan kimseye gelince, o, kurtuluşa erenler arasında olmayı umabilir. (Tövbe: 67)

“Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” (Zümer/53) Ayetlerde buyurulduğu gibi, rahmetinden istifade etmeleri için kullarına fırsat dolu anlar bahşetmektedir. Bu zamanlardan biri de Arefe günüdür.

Allahu Teâlâ bazı geceler duaların reddedilmeyeceğini Peygamber Efendimize (sav) bildirmiştir. Rahmet kapılarının açıldığı dört mübarek gece şunlardır:

1- Fitr (Ramazan) Bayramı gecesi,

2- Kurban Bayramı gecesi,

3- Terviye gecesi (Zilhicce ayinin 8. gecesi),

4- Arefe gecesi, (Isfahanı)

Arefe gününü ve gecesini ibadetle geçirmek çok faziletlidir. Bütün güzel davranışları artırmak: Allahın seveceği şeyleri; namaz kılmak, Kur’an okumak, zikir, dua, sadaka, ana-babaya iyilik, iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak ve hayır ve itaat türünden her şey.