Yardım gönüllüsünün vatandaşlığı elinden alındı

Mohammed Shakiel Shabir, İdlib’te insani yardım için bulunurken vatandaşlığı elinden alınan bir diğer İngiltere vatandaşı oldu.

Yardım gönüllüsünün vatandaşlığı elinden alındı

Tecrübeli bir insani yardım çalışanı olarak çalışan Mohammed Shakiel Shabir’in vatandaşlığı, Suriye’deki çalışmalarının etrafında biriken şüpheler gerekçe gösterilerek iptal edildi.

4 yıldan beridir muhaliflerin elinde olan İdlib’te insani yardım çalışmaları sürdüren  Mohammed Shakiel Shabir, İngiltere’ye dönmesi ulusal güvenlik konusunda muhtemel riskler oluşturulabilir nedeni gerekçe gösterilerek vatandaşlığının İngiltere İçişleri Bakanlığı tarafından iptal edildiğini öğrendi.

İngiliz hükümeti, El-Kaide ile bağlantılı gruplarla ilişkili olmakla suçlarken,  Mohammed Shakiel Shabir bu iddiaları komik ve gülünç olarak nitelendirdi. Kendisinin Türkiye menşeli İHH insani yardım vakfı ile birlikte 15 yıldan beri tam zamanlı olarak insani yardım çalışmaları yaptığını ve içerisinde Haiti, Pakistan ve Myanmar’ın da bulunduğu birçok ülkede görev yaptığını ifade etti.

Mohammed Shakiel Shabir, “Yaptığım her şey ortada. Çift kişilikli bir güce de sahip değilim. Ne yani gündüz yardım dağıtıp, gece cihat mı ediyorum?” diye sordu.

Kendisinin sadece İdlip’teki yardımları koordine etmek, onları dağıtmak, ambulans şoförlüğü yapmak ve hava saldırılarından sonra kurtarma operasyonları yapmak gibi işler yaptığını belirtti.

İngiltere’de Doğup Büyüdüm

Vatandaşlığının elinden alınması, Ekim 2017’de ailesine gönderilen bir mektupla kendisine bildirildiğini belirten Mohammed Shakiel Shabir, “İngiliz olduğumu kanıtlamak için bir İngiliz rozetine sahip değilim ama beni tanıyan herkes bilir ki ben İngiliz vatandaşıyım. Ben orda doğup büyüdüm. Orası sonsuza kadar benim vatanım olacak.” dedi.

Mohammed Shakiel Shabir, İdlip’te bulunurken vatandaşlığı elinden alınan ikinci İngiltere vatandaşı.

Mart ayında da Doğu Londra’dan İdlip’e insani yardım için gitmiş olan Tevkir Şerif’in 2017 yılından beri vatandaşlığının elinden alındığı ortaya çıkmıştı.

Her iki insani yardım görevlisi de İngiltere’de doğup büyümelerine rağmen, ebeveynleri Pakistan vatandaşları olduklarından, İngiltere hükümeti onları aynı zamanda Pakistan vatandaşı olarak görüyor.

Buna karşın olarak kendileri, böyle bir durumun olmadığını ve vatandaşlıklarının ellerinden alınması ile resmi olarak devletsiz bırakıldıklarını ifade ediyorlar.

Tevkir Şerif, “İngiltere’de iki aşamalı bir hiyerarşi var ve bu ırkçılığa neden oluyor. Normal olarak beyaz İngilizler var ve bir de İngiliz vatandaşı olmasına rağmen ikinci sınıf kabul edilen, göçmenler ve onların çocukları gibi kimseler, yani bizler varız.” dedi.

Şerif, “Burada vatandaşlıkları ellerinden hukuksuzca alınan birçok meslekten kimseler var ve bunlar insanlara yardım etmeye çalışıyorlar. Gazeteciler, doktorlar var. Eğer vatandaşlıktan çıkarılma cezası suiistimal ederek devam ettirilirse birçok insan devletsiz kalabilir.” diye ifade etti.  

İngiliz hükümeti tarafından vatandaşlıkları iptal edilenlerin sayısı son yıllarda ciddi bir artış göstermektedir. İçişleri bakanlığından alınan bilgilere göre, 2010 ile 2015 yılları arasında bu sayı 33 iken, 2016 yılında sadece 14, 2017 yılında ise 104 olarak kaydedilmiş.

İçişleri Bakanlığının Endişe Verici Kararları

İçişleri bakanlığı sözcüsü Sacid Cavid, bu yılın başlarında, daha 15 yaşında iken İŞİD’e katılıp daha sonra Suriye’nin kuzeyinde kaderine terkedilen Şemima Begum’un vatandaşlığının elinden alınması ile de gündeme gelmişti. Şemima Begum’e gönderilen vatandaşlıktan çıkarılma mektubu, hükümetin vatandaşlık gibi bir temel hakkı elinde bir koz olarak kullandığına dair endişeleri arttırmıştı.

Mohammed Shakiel Shabir, Sacid Javid’in de kendisi gibi bir Pakistanlı ailenin çocuğu olduğunu, lakin kendisinin bunu unutmuş gibi göründüğünü ifade etti. Şekil, “Halbuki babası ona iyi bir gelecek ayarlayabilmek için ülkesini terk etmişti. Ben de kendi rahatlığımı bırakarak acı çeken insanlara yardım etmek için Suriye’ye geldim. Ne ben ne de benim gibi rahatlıklarından vazgeçip acı çeken insanlara yardıma koşan kimseler bencil değiller.” diye ifadelerine ekledi.

Belirlenmiş Bölgeler Hukuku

Öte yandan İçişleri Bakanlığı yeni bir yasa tasarısını gündemine aldı. Bu yasa tasarısı daha önceleri İŞİD’in elinde olan Suriye’nin kuzeyindeki bölgelere giden veya gidip geri dönen İngiliz vatandaşlarını kapsayacak. Bu yasaya göre o bölgelere herhangi bir haklı gerekçe ile gitmeyenler, İngiliz halkını terörizmden koruma gerekçesi ile 10 yıl hapis cezası, seyahat yasağı ya da İngiltere’ye geri alınmama gibi cezalar ile karşılaşabilecekler.

Sacid Cavid’in, acilen o bölgelere giden İngiliz vatandaşlarını tespit edilmesi ve onlar hakkında yasal işlemlerin başlatması konusunda emir verdiği dile getirildi.

Öte yandan, normal şartlar altında insani yardım görevlilerinin bu soruşturmadan muaf tutulmaları gerekirken, insani yardım gönüllülerinin vatandaşlıklarının ellerinden alınması akıllarda soru işaretleri bıraktı. İngiliz hükümeti, mayıs ayının başlarında yayınladığı bir rapora göre o bölgelere gidecek olan insani yardım gönüllülerinin bu niyetlerini kanıtlamaları gerektiği ve uluslararası kaide ve şartları taşıyan vakıflarla hareket etmesi gerektiğini belirtilmişti. Bu vakıflara örnek olarak da Birleşmiş Milletler (UN) İnsani meseleler Koordinasyon Ofisi (OCHA) ve Kızılhaç önek olarak verilmişti.

Mohammed Shakiel Shabir, “Herhangi bir gruba bağlı değilim. Temel amacım insani yardım çalışmalarında bulunmak. Yıllardır İngiltere, Fransa, Güney Afrika ve Türkiye’ye bağlı kuruluşlar ile birlikte yardım çalışmaları yapıyorum.” diye ifade etti.

Mohammed Shakiel Shabir, vatandaşlığının elinden alınması ile İdlip’teki durumunu daha da tehlikeye attığını, bununla birlikte bir daha ülkesine ve evine dönemeyeceğinden ötürü üzgün olduğunu ifade etti.

Şekil, son olarak “Bu durum geleceğin kapılarını bana kapattı. Şimdi devletsiz bir insanım ve gerçek bir kimliğim bile yok” dedi.

Ali Titiz / Habernas Çeviri