Uzmanlar: Ürdün-ABD Zirvesinin Gündemi Gazze ve Zorunlu Göç
Uzmanlar, Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın Washington'da ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı görüşmede, gündemin ilk sırasında Gazze ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesi meselelerinin olacağını değerlendiriyor.
![Uzmanlar: Ürdün-ABD Zirvesinin Gündemi Gazze ve Zorunlu Göç](https://habernas.com/uploads/images/2025/02/image_750x_67a9f9ad5c1e5.jpg)
ABD Başkanı'nın ocak ayında göreve başlamasından sonra ilk kez, bir Arap ülkesinin lideriyle gerçekleştireceği görüşmenin gündem maddeleri merak ediliyor.
Zirvede en başta Gazze ve Filistin'deki gelişmelerin ele alınması bekleniyor. Ürdün, Trump'ın Gazze'yi "devralma" ve Filistinlileri zorla bölgeden çıkarma planını reddettiğini açıklamıştı.
Amman'ın Trump'ın Filistinlileri "zorla yerinden etme" planına tepkisi
Trump, 25 Ocak'tan bu yana Gazze'deki Filistinlilerin Mısır ve Ürdün gibi komşu ülkelere zorla yerleştirilmesini öneren bir planı savunuyor. Ancak bu teklif, hem Mısır hem de Ürdün tarafından reddedildiği gibi, diğer Arap ülkeleri ve uluslararası örgütler tarafından da kabul görmedi.
Söz konusu açıklamalardan hemen sonra Ürdün Kralı, Arap liderleri ve Batılı yetkililerle iletişime geçerek, Filistinlilerin yerinden edilmesini reddetti ve onların topraklarında kalmalarını destekledi.
Kral 2. Abdullah, aynı zamanda Filistinlilerin göç ettirilmesinin "tehlikeli" bir girişim olduğunu ve bunun Ürdün'ün güvenliği ve bölgesel istikrar açısından kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Ürdün'deki sivil toplum kuruluşları (STK) da bu görüşleri destekleyerek, 7 Şubat'ta, Trump'ın Gazze planına karşı ülke çapında protestolar düzenledi.
Trump'ın söz konusu Gazze planı, Washington'un 7 Ekim 2023 ile 19 Ocak arasında Gazze'ye karşı başlattığı ve yaklaşık 160 bin Filistinlinin ölümüne ve yaralanmasına yol açan işgalci İsrail'in çıkarlarına hizmet ediyor.
Trump planının sonraki adımı merak konusu
Tüm bu gelişmeler, Ürdün ve ABD arasındaki zirvenin bazı riskler içerdiğine işaret ediyor.
İsrail'in politikasıyla uyum gösteren Trump'ın planı sonrasındaki adımın ne olacağı merak ediliyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün yaptığı açıklamada Trump’ın planını "yenilikçi" olarak tanımlarken "Filistinliler için bir yer bulunması gerektiğini" savundu.
Netanyahu'nun açıklamaları, ateşkes anlaşmasına varılan Gazze'de şiddetli bir çatışmayı yeniden başlatma riskini taşıyor.
Analistler, Netanyahu'nun bu hedefi gerçekleştirme çabasıyla, Gazze'de ateşkesi bozmaya ve daha sert bir saldırı başlatmaya yönelebileceğini belirtiyor.
Ürdün ise bu planın kendi güvenliği için taşıdığı büyük tehditlerin farkında ve demografik yapısını sarsma potansiyeline karşı ciddi endişeler taşıyor.
Kral Abdullah'ın görüşmede, ülkesinin bu konudaki tavrını kesin bir şekilde koruyacağı beklenirken bununla birlikte, Trump’ın Gazze’yi "satın alma" ve "yeniden inşa etme" planı da daha fazla uluslararası gerilimi beraberinde getirebilir.
Bölgedeki son gelişmeler göz önüne alındığında iki lider arasındaki görüşme daha da önem kazanıyor.
Uzmanlar, ABD-Ürdün liderler zirvesini AA muhabirine değerlendirdi.
Gazze ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesi meseleleri
Ürdün-Alman Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bedir el-Mazi, bu buluşmanın bazı riskler taşıdığına işaret etti.
Ürdün Krallığının ABD ile olan köklü ilişkisini hatırlatan Mazi, "Ancak Trump, diplomatik ve siyasi ilişkilerde tarihi bir geçmişe sahip bir ülkenin lideriyle muhatap olacak. Bu da toplantının içeriğini ve sonucunu, Trump'ın günlerdir Gazze ve zorla yerinden etme konularına ilişkin sarfettiği ifadelerden tamamen farklı kılacak." tahmininde bulundu.
"ABD Başkanı'nın Gazze’deki Filistinlileri bölge ülkelere zorla gönderme planı bu görüşmenin ana gündemi olacak." diyen Mazi, "Trump, önce yaptığı gibi (taleplerinin) çıtasını yükseltmeye çalışacak; aynı zamanda farklı görüşler, çözümler veya öneriler ortaya koyacak. 2. Abdullah tüm bunlara hazırlıklı olacak." yorumunu yaptı.
Mazi, Ürdün Kralı'nın görüşmede Filistinlilerin zorla yerinden edilme konusuna ilişkin hem Arap ülkelerinin hem de Filistin-Ürdün'ün yaklaşımlarını izah edeceğini belirtti.
Ürdünlü uzman, bu durumda mesele hakkında ya yeni bir bakış açısı oluşturulacağı ya da Filistinlilerin Gazze'de kendi topraklarında kalmaları konusunda Trump'tan yeni bir yaklaşım için garanti almaya çalışacağı öngörüsünde bulundu.
Görüşmede konuya ilişkin bazı pratik çözümlerin de önerilebileceğini belirten Mazi, "Fakat bu durum sadece Filistin ve Arap ülkeleriyle ilişkili değil aynı zamanda İsraillilerin ne teklif edeceğine ve Tel Aviv'in bölgenin daha fazla istikrara ve sakinliğe doğru ilerleyeceği yönündeki inancına da bağlı." değerlendirmesini yaptı.
Mazi, Ürdün Kralı'nın Gazze Şeridi meselesine ilişkin ise Filistin halkının meşru ve tarihi haklarına vurgu yapacağını ve bölgede özellikle Ürdün'deki demografik değişimlerin bölgenin geleceği ve istikrarı üzerindeki etkisine değineceğini dile getirdi.
Ürdün Kralı'nın Mısır ve Suudi Arabistan gibi önemli Arap ülkelerinin yanı sıra Türkiye gibi bölgesel bir gücün desteğiyle bu toplantıda hazır bulunacağını ifade eden Mazi, "Ayrıca Trump'ın açıklamalarını kınamakta tereddüt etmeyen uluslararası toplumun yanı sıra ABD'nin kendi içindeki çekinceli tutum da görüşmede etkili olacak." diye konuştu.
Askıya alınan ABD yardımları
Mazi, 2. Abdullah ile Trump görüşmesinde, aralarında Ürdün’ün de bulunduğu birçok ülkeye durdurulan ABD yardımlarının da ele alınacağını belirterek, bu yardımların Ürdün’ün ve bölgenin güvenlik ve istikrarının korunmasını sağladığına dikkati çekti.
Ürdün Kralı'nın Filistinlilerin tehciri ve ABD yardımlarının durdurulması arasında bir seçime zorlanması durumunda ise Mazi'ye göre, Kral Abdullah, ABD yardımlarının durdurulmasını seçecek.
Ürdün'ün en önemli destekçisi olarak görülen ABD ile Ürdün arasında, Eylül 2022'de, Washington’un Amman’a 2023-2029 yılları arasında yıllık 1,45 milyar dolar mali yardım sağlamasını öngören bir mutabakat zaptı imzalanmıştı.
Ancak Trump yönetimi ocak ayının sonunda, bir inceleme süreci yürütmek amacıyla tüm ülkelere yönelik dış yardımları 90 gün süreyle durdurma kararı almıştı.
Bölgedeki istikrar denklemi
Yazar ve siyasi analist Revan Süleyman Hayari ise görüşmenin zamanlamasına işaret ederek, "Zirve, jeopolitik krizlerin iç içe geçtiği, güvenlik ve ekonomik zorlukların arttığı, bölgesel ve uluslararası düzeyde hassas siyasi dönemde gerçekleşiyor." diye konuştu.
Ürdün Kralı'nın stratejik siyasi ve askeri deneyimi ile ABD'nin karar alma mekanizmalarına ilişkin bilgisine işaret eden Hayari, 2. Abdullah'ın görüşme için bölgenin jeopolitik ve jeoekonomik boyutuyla şekillenen bir gündem hazırladığını ifade etti.
Hayari, "2. Abdullah'ın görüşmede bölgedeki istikrar denklemine odaklanması bekleniyor." dedi.
Bölgede sürdürülebilir istikrarın, adil ve sürdürülebilir çözümlere dayanması gerektiğini kaydeden Hayari, ayrıca beklenmedik şekilde gerginliğin tırmanmasına yol açabilecek politikalara meyledilmemesi için uyarıda bulunulması gerektiğini de dile getirdi.
Hayari, "Ürdün Kralı'nın Orta Doğu'daki çatışmaların tabiatını isabetli şekilde teşhis edecek; bölgenin gerçekliğiyle en uyumlu, köklü ve sürdürülebilir çözümler önerecektir." ifadesini kaydetti.
Filistin ve Gazze öncelikli meselelerin başında
"Filistin meselesinin bir parçası olarak Gazze meselesi, öncelikli konuların başında gelecektir." diyen Hayari, "Ürdün Kralı, Orta Doğu'da istikrarlı barışı sağlamak için iki devletli çözümün ideal bir seçenek olarak korunmasının gerekliliğini izah edecektir." tahminini yaptı.
Hayari, 2. Abdullah'ın herhangi kısa vadeli çözümün, bölgedeki kaosu daha da karmaşık hale getireceği; ABD'nin çıkarlarını tehdit edecek aşırılık yanlısı grupların ortaya çıkması için verimli bir zemin hazırlayacağı konusunda uyarıda bulunacağı öngörüsünde bulundu.
Siyasi analist, Ürdün Kralı'nın ayırca İsrail-Mısır Barış Antlaşması ile İsrail-Ürdün Barış Antlaşması'na bağlı kalınmasının önemini vurgulayacağını da aktardı.
Suriye'nin görüşmede masada olacağına ihtimal veren Hayari, Suriye meselesinde siyasi çözüme odaklanılması, ülke topraklarının hiçbir bölümünün nüfuz alanı haline gelmemesi ve mültecilerin vatanlarına gönüllü geri dönüşü konularının tartışılmasının da beklendiğini ifade etti.
Hadari, ekonomik yardım ve askeri ortaklık başta olmak üzere Ürdün ve ABD arasındaki stratejik ortaklığın da ele alınacağını tahmin etti.