'Türkiye’nin siyaset dili başarısız bir performans ortaya koyuyor'

​Gerginlik siyasetinin toplum içinde derin faylar açtığına dikkatleri çeken HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, "Türkiye’nin siyaset dili, sıcak siyasi gündemlerde başarısız bir performans ortaya koymaya devam etmektedir." dedi.

'Türkiye’nin siyaset dili başarısız bir performans ortaya koyuyor'

Siyasi parti liderlerinin, rakipleri hakkındaki ayrıştırıcı, aşağılayıcı, hakaret içeren söylemlerden uzak durmaları gerektiğini söyleyen HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, kullanılan dilin toplumsal barış ve huzur ortamını sağlamaya hizmet etmesine dikkat edilmesi çağrısında bulundu.

Sağlam, yaptığı haftalık iç gündem değerlendirmesinde ayrıca; çiftçilerin yaşadığı elektrik çilesi ve tek haneye düşürülmesi beklenirken her geçen ay yükselen enflasyon canavarını gündemine aldı.  

"Siyaset dili birleştirici olmalıdır"

Siyaset dilinin başarısız performans ortaya koyduğunu söyleyen Sağlam, "Türkiye’nin siyaset dili, sıcak siyasi gündemlerde başarısız bir performans ortaya koymaya devam etmektedir. Zira siyaset anlayışı halen ayrıştırma, ötekileştirme ve düşmanlaştırma geleneğinden kurtulmuş değildir. Oysa siyaset üreten kurumlar, memleket meselelerinde bütün farklılıkları bir kenara bırakarak sorunları masaya yatırabilme ve müzakere kültürünü geliştirme olgunluğu göstermelidirler." dedi.

"Herkes üslubuna dikkat etmelidir"

Herkesin üslubuna dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Sağlam, "Gerginlik siyaseti, kısa vadede faydalı gibi düşünülse de uzun vadede toplum içinde derin faylar oluşmasına ve halkın birbirinden uzaklaşmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle gerginlik siyasetini strateji haline getirenler en kısa zamanda bunu terk etmelidir. Tüm partililerin, özellikle siyasi parti liderlerinin, rakipleri hakkında ayrıştırıcı, aşağılayıcı, hakaret içeren söylemlerden uzak durmaları, kullandıkları dil ve üslubun siyasi nezakete ve insan onuruna yakışır olmasına, kullanılan dilin toplumsal barış ve huzur ortamını sağlamaya hizmet etmesine dikkat etmeleri gerekmektedir. Bu hassasiyet sadece parti liderlerinde değil, partiler ve kurumlar adına konuşan herkeste olmalı ve herkes üslubuna dikkat etmelidir." ifadelerini kullandı.

Çiftçilerin elektrik çilesi

Çiftçilerin elektrik konusunda yaşadığı sorunları dile getiren Sağlam, "Elektrikli pompalarla, kuyulardan su çıkarmak suretiyle sulu tarım yapan çiftçilerimizin, yüksek elektrik maliyetleri nedeniyle mısır ve pamuk ekiminden vazgeçmek zorunda kaldıkları ifade edilmektedir. Çiftçilerimizin basına yansıyan açıklamalarına göre mahsulün tamamı dahi elektrik faturalarını karşılamaya yeterli olmamaktadır. Ödenemeyen bu faturalar nedeniyle çiftçilerimize haciz ihbarnameleri gönderilmekte, destek primleri ve hesapları bloke edilmektedir." dedi.

"Hükümet, bir an önce çiftçinin, üreticinin, sanayicinin sorunlarına çözümler üretmelidir"

Hükümetin ekonomi politikasını eleştiren Sağlam, "Ekonomi yönetiminden tarım ve sanayide maliyetleri düşürmek suretiyle ekonomiyi canlandıracak adımlar beklenirken bir ay sonrasında mevcut maliyetlerin dahi korunamadığı bir süreç yaşanmaktadır. Elektrik, doğalgaz, gübre, mazot ve özellikle tarım ilaçlarının fiyatı çok yükselmiştir. Bu şartlarda kötü gidişat ivme kazanacaktır. Zira yüksek maliyetli ürünler terk edilecek, taleplere mukabil arzda sıkıntılar yaşanacak ve ciddi anlamda döviz kaybı söz konusu olacaktır. Doğal olarak çiftçilerimiz de zengin toprakların aç insanları olmaya devam edeceklerdir. Hükümet, bir an önce ekonomi politikalarına neşter atmalı, çiftçinin, üreticinin, sanayicinin sorunlarına çözümler üretmelidir." ifadelerine yer verdi.

"Enflasyon canavarı durdurulmalıdır"

Açıklanan şubat ayı enflasyon oranlarını değerlendiren Sağlam, "Şubat ayı itibariyle yıllık enflasyon yüzde 12,37 olarak açıklandı. Enflasyonu önce tek haneye daha sonra da yüzde 5'lere kadar indirmeyi hedefleyen ekonomi yönetiminin başarısız olduğu ortaya çıkmıştır. Enflasyon oranının tespit edilmesinde esas alınan kalemler içerisinde düşük gelirli kesimin, gelirlerinin tamamına yakınını harcadığı gıda gurubundaki yükseliş dikkat çekmektedir. Son üç ayda gıda grubunda meydana gelen fiyat artışı yüzde 10’a ulaşmıştır. Uzun bir süredir gıdada görülen bu artış trendi özellikle düşük ve orta gelir gurubu için ciddi bir geçim sıkıntısı doğurmuş, mutfağa ateş düşürmüştür. Hükümetin gündemine girecek kadar önemsenmese de ekonomik darboğaz bugün halkın birinci gündemidir. Enflasyon canavarı bir an önce durdurulmalı ve dar gelirli vatandaşlarımızın aşını yutması engellenmelidir." dedi.

Sağlam son olarak, "TÜİK’in enflasyon tespit sepetinde yer alan gıda kalemlerinin ağırlığının düşürülmesini anlamak mümkün değildir. Halkın gıdaya harcadığı miktarda bir azalma olmadığı ve temel gıda kalemleri, özellikle dar gelirliler için genel giderlerin kahir ekseriyetini teşkil ettiği halde enflasyon sepetindeki oranlarının düşürülmesi, enflasyon rakamlarının hatalı tespitine sebep olmaktadır. TÜİK bu konuyu gözden geçirmeli, kalemlerin oranlarını reel enflasyonu en iyi yansıtacak şekilde düzeltmelidir." diye kaydetti.

İLKHA