Tunus'ta cumhurbaşkanlığı yarışında favori bağımsız aday Kays Said

Tunus'ta pazar yapılacak cumhurbaşkanı seçiminde bağımsız aday Kays Said favori isim olarak öne çıkıyor.

Tunus'ta cumhurbaşkanlığı yarışında favori bağımsız aday Kays Said

Tunus, yarın cumhurbaşkanı seçimi ikinci turuyla yaklaşık bir aydır devam eden seçim maratonunu tamamlıyor.

Geçen pazar parlamento seçimini yapan Tunus, bu pazar bağımsız aday Anayasa Profesörü Kays Said ve medya patronu Nebil el-Karvi'nin arasında gerçekleşecek cumhurbaşkanı seçimi ikinci turu için sandık başına gidiyor.

Birinci turu ilk sırada tamamlayan ve sonrasında da diğer adayların desteğini alan Kays Said yarışın favorisi gösteriliyor.

"Yolsuzluk, vergi kaçırma ve kara para aklama" suçlamarından tutuklu Tunus'un Kalbi Partisi'nin Lideri Nebil el-Karvi'nin çarşamba akşamı serbest bırakılmasıyla gözler sandığa çevrildi.

Tunus, 6 Ekim'de aynı şekilde parlamento seçimini tamamladı. Tunusluların yarıdan fazlasının sandığa gitmediği seçimde katılım yüzde 41 olarak kaydedildi.

Nahda Hareketi 52 milletvekiliyle parlamentoda birinci sırada gelirken, Karvi'nin partisi Tunus'un Kalbi 48 milletvekiliyle ikinci oldu.

Sonuçlara göre, 217 sandalyeli parlamentoda hiçbir parti hükümeti kuracak çoğunluğa ulaşamadı. Birinci parti Nahda Hareketi, irili ufaklı 30'dan fazla oluşumun yer aldığı çok parçalı parlamentoda koalisyon ortakları bulmaya çalışacak.

Rüzgarı arkasına alan bağımsız Kays Said

Tunus'ta cumhurbaşkanı seçimi birinci turunda diğer adayların karşısında kazanması zayıf ihtimal şeklinde değerlendirilen Kays Said, oyların yüzde 18,4'ünü alarak birinci oldu.

Tunus'un 2014'te hayata geçirdiği ve "Arap dünyasının en demokratik anayasası" olarak nitelenen metnin mimarlarından 61 yaşındaki Kays Said, seçimlerde klasik anlamda, poster, afiş tanıtım ve benzeri bir kampanya yürütmeyi reddetti.

Tunus'un sahil bölgesindeki Nabil vilayetine bağlı Beni Hiyar kentinde 1958'de doğan Said, eğitimini hukuk, uluslararası hukuk ve anayasa üzerine tamamladı.

Üniversitede anayasa hukuku ve uluslararası hukuk alanında alanında ders veren ve akademik çalışmalar yapan Said, 1989-90 yıllarında Arap Birliği'ne hukuki danışmanlık hizmeti verdi.

Said ayrıca, Arap dünyası içinde en fazla kişisel hak ve özgürlüğü içeren, 2014'te hayata geçen Tunus Anayasası'nı inceleyen uzmanlar komitesi içinde yer aldı.

Seçim kampanyası sırasında herhangi bir siyasi partiyle ittifak kurmaktan uzak duran Said, iş dünyasının ve devletin adaylara sağladığı cumhurbaşkanlığı kampanya ödeneğini de reddetti.

Anayasa Profesörü Said'in, "siyasette ahlak, yolsuzlukla mücadele, kanun devleti" gibi konularda ısrarla ve beceriyle kullandığı klasik Arapçasıyla sunduğu vaatleri dikkati çekti.

Kays Said, 2011'de Arap Baharı'nın fitilini ateşleyen Tunus'ta sıkça kullanılan "Halk rejimin yıkılmasını istiyor" sloganından esinlenerek, seçim kampanyasında "Halk istiyor" ifadelerini tercih etti.

Tunus'taki cumhurbaşkanlığı ve parlamento arasında paylaştırılmış yönetim sistemini reform etmek Said'in kampanya vaatleri arasında yer aldı.

İlk turdaki galibiyetinin ardından Said'e destek yağdı

Said'in birinci turda elde ettiği üstünlüğün ardından Tunus'taki çok sayıda parti ve isimden Said'e destek geldi.

Cumhurbaşkanı seçimini üçüncü sırada tamamlayan ve parlamento seçiminin galibi Nahda Hareketi, Said'e desteğini açıklayan en büyük oluşum. Bunun yanı sıra Tunus'un 2011'de gerçekleştirdiği devrimin destekçisi çok sayıda cumhurbaşkanı adayı ve siyasi parti de cumhurbaşkanı seçiminde Said'in yanında yer aldı.

Sistemin içinde sisteme karşı

Öte yandan Tunus parlamento seçimlerini gerçekleştirirken cumhurbaşkanı adayı Kays Said, sandığa gitmeyerek boykot kararı aldı. Said'in iletişim ofisinden yapılan açıklamaya göre, Kays Said'in şahıslara dayanan seçim yapılmasını savunduğunu ancak parlamento seçimlerinin partilere ve listelere dayandığını, bu nedenle boykot ettiği paylaşıldı.

Tunuslu "Berlusconi" Karvi

Diğer yandan geleneksel siyasetin dışından gelen medya patronu Nebil el-Karvi, cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 15,8 oy alarak ikinci tura kalmadan önce de Tunus'ta yakından tanınan bir isimdi.

Tunus'un kuzeyindeki Binzert kentinde 1967 yazında dünyaya gelen Karvi, 2002'de kardeşiyle "Karvi and Karvi" yapım ve reklam şirketini kurdu.

Karvi, dünyaca ünlü Tunuslu Yapımcı Tarık Bin Ammar ve eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ile ortak olarak 2007'de Tunus'un ikinci özel televizyon kanalını kurdu.

Tunus'ta 2011'de gerçekleşen devrimle görevden uzaklaştırılan Zeynel Abidin bin Ali'ye yakın isimler arasında yer alan Karvi, ülkenin nüfuzlu isimleri arasında gösterildi.

Karvi, Cumhurbaşkanı Kaid es-Sibsi'nin 2014'te başarıya ulaşan seçim kampanyasında medya desteğiyle kritik rol oynadı.

Medya patronu Karvi, oğlunun trafik kazasında hayatını kaybetmesinin ardından 2016'dan itibaren başkanlığını yaptığı Halil Tunus Vakfının ülke genelindeki fakir bölgelere sosyal yardımlarını televizyon kanalı Nesma aracılığıyla duyurmasıyla son yıllarda özellikle ekonomik sıkıntılarla boğuşan halk nezdinde üne kavuştu.

Tunus genelinde maddi sıkıntılar içindeki halka hitap eden Karvi'nin seçim kampanyası da "Allah, Vatan ve Fakirler" sloganı etrafında şekillendi.

Uluslararası uzmanların "Tunuslu Berlusconi" diye tanımladığı Karvi, hakkındaki "kara para aklama" ve "vergi kaçırma" suçlamalarıyla 23 Ağustos'ta tutuklandı. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimi kampanyalarını parmaklıklar arkasında yürüten Karvi, geçen çarşamba serbest kaldı.

Karvi'nin başkanlığını yaptığı Tunus'un Kalbi Partisi, 6 Ekim'de gerçekleşen genel seçimde 217 sandalyeli parlamentoda 38 milletvekili ile ikinci sırada geldi.

Serbest kalmasına rağmen Karvi hakkındaki suçlamalar henüz düşmedi.

Medya patronunun lobi skandalı

Karvi'nin seçim sürecinde Kanadalı bir lobi şirketiyle ABD'de tanıtım için 1 milyon dolarlık anlaşma yaptığının bu ay başında ortaya çıkması ülkede tartışmalara neden oldu.

ABD Adalet Bakanlığının açıkladığı bilgilere göre, cumhurbaşkanı adayı Karvi, adaylık başvurusunu yaptıktan sonra 19 Ağustos'ta Kanada merkezli "Dickens ve Madson" halkla ilişkiler firmasıyla cumhurbaşkanı adaylığı için çalışma yapmak üzere 1 milyon dolarlık anlaşma imzaladı.

Anlaşmanın, Tunus'ta seçim kanunun öngördüğü kampanya süreci harcamaları için belirlenen azami tutar 1,7 milyon Tunus dinarını aştığı aktarıldı.

Belgeye göre, firmaya ilk başta 250 bin dolar ödendi ve kalan miktarın da ekim ayı ortasında verileceği öngörüldü.

Eski bir İsrail ajanı, şirketin sahibi Ari Ben Menashe'nin imzasının yer aldığı anlaşmada "hem ABD Başkanı Donald Trump hem de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşme ve (Karvi'nin) cumhurbaşkanlığına katkı için somut destek" vaadinde bulunduğu yer aldı.

Uluslararası basında, lobi şirketinin Karvi'yi Libya krizinde bir arabulucu gibi yansıtmaya çalışacağına ilişkin haberler de yer aldı.

Karvi'nin seçim kampanyası anlaşmayı kesin bir dille reddederken, konuyu yargıya taşıdığını duyurdu. Tunus içinde bazı siyasetçiler de iddiaların araştırılması talebiyle mahkemeye dilekçe sundu.

Cumhurbaşkanı seçiminde başarıya ulaşsa bile Karvi'nin yolsuzluk davasının yanı sıra bir lobi skandalıyla uğraşması gerekecek.

AA