Siyonist yerleşimciler, Filistinlilere ait 150 bin dönümü gasp etti

Tel Aviv merkezli örgüt, İşgalci İsrail ordusunun koruması altında siyonist yerleşimciler Filistinli Müslümanların Batı Şeria'da 150 bin dönüm arazisini gasp ettiğini açıkladı.

Siyonist yerleşimciler, Filistinlilere ait 150 bin dönümü gasp etti

Yıllarca Filistinli vatandaşlara yönelik saldırıların ardından rastgele arazileri işgal eden yerleşimciler, Ramallah ve el-Bireh’in doğusundan Batı Şeria’daki Eriha’nın eteklerine kadar uzanan, yaklaşık 150 bin dönümlük geniş bir arazide yaşayan Filistin vatandaşlarının çoğunluğunu sınır dışı etmeyi başardı. İsrailli sol bir örgütün raporuna göre bunu, son yıllarda İşgalci İsrail ordusunun koruması altında ve çoğu zaman askerlerin de katılımıyla gerçekleştirdiler.

Sınır dışı etme faaliyetleri, Binyamin Netanyahu, Naftali Bennett ve Yair Lapid hükümetleri döneminden başlayarak birkaç yıl boyunca kesintisiz olarak gerçekleştirildi. Yerleşimcilerin başvurduğu yöntem, Yahudi çobanların işgal ettiği bölgede on yerleşke kurmaktı. Batı Şeria’daki C Bölgesi’nde yerleşim faaliyetlerini takip eden sol görüşlü İsrailli örgüt Kerem Navot’a göre yerleşimciler, bölgenin kontrolünü ele geçirmeyi ve Bedevi kabilelerini bölgeden çıkarmayı pratikte başardılar. Bu arazilerin tamamı C bölgesinde yer alıyor. Bunların bir kısmı, Filistinlilerin özel mülkiyetinde, bir kısmı ise hükümet arazisi. Bugün Filistinliler, bu toprakların yalnızca bin dönüm kadarına erişebiliyor.

Örgüt, “Bu olayları bir süreç olarak çerçevelemek mümkün değil. Ordu kamyonlarla gelmedi. Ancak bölge sakinlerini kovdu ve evlerini yıktı. Ayrılmaya karar verenler bölge sakinleriydi. Az sayıdaki eşyalarını toplamışlar, hatta bazıları eşyalarını geride bırakmışlardı. Geçimlerini sağlamanın zor olduğu, meraların olmadığı bir yerlere kaçtılar” açıklamasında bulundu.

Gazeteci ve araştırmacı Oren Ziv, Siha Mekomit internet sitesi tarafından yayınlanan bir haberde, ayrılmak zorunda kalan bazı topluluklardan çok sayıda Filistinliyle görüştüğünü söylerken, onlara ne olduğunu anlattı. Bu da yerleşimci faaliyetlerinin ortak bir modelinin olduğunu gösterdi. Yerleşimcilerin eylemlerinin birleşik bir yöntem olduğunu belirten Ziv, Yahudi yerleşimcilerin koyunlarını otlatmaya getirdiğini, ancak aynı zamanda Filistinlilerin hayvanlarını otlatmasını engellediklerini söyledi. Oren Ziv’e göre ordu ve polis, Filistinlileri engellemeden, gece gündüz onları taciz ediyor. Öte yandan herkes, korkudan, psikolojik sıkıntıdan bahsediyor. Öyle ki geçtiğimiz Mayıs ayında sınır dışı edilen Ayn Samiya topluluğundan Muhammed Hüseyin, “Koşullar, 1948’de yaşananlar gibi” dedi.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) ve İsrailli örgüt B’Tselem’in verilerine göre şu ana kadar dört grup sınır dışı edildi. 2019 yılında bölgenin güney kısmından, Tayiba Kavşağı yakınında iki grup aile ayrıldı. Geçen yılın Temmuz ayında Ras et-Tin sakinleri (100 kişi) sınır dışı edildi. Mayıs ayında Ayn Samiye halkı (200 kişi) ve Ağustos ayı başında da Kabun halkı (88 kişi) sınır dışı edildi. Şu anda bölgede yalnızca üç nüfus merkezi kaldı; Ayn er-Raşaş, Gebeit ve Ras Ayn el-Avca. Hepsi, tehlikeyle karşı karşıya. Aynı şekilde bu durum, komşu bölgelerdeki topluluklara da yayılmaya başladı. Örneğin Vadi es-Sig’te yakın zamanda 35 kişi bölgeyi terk etti ve bölgede kalan ailelerin çoğu risk altında. Bekaa’da yaşayan 43 vatandaşın çoğu, yerleşim yerlerinin kurulması ve bir evin yerleşimciler tarafından yakılmasının ardından Temmuz ayında bölgeden kaçtı. Ayrıca bu yılın başında Binyamin Netanyahu liderliğindeki aşırı sağ hükümetin kurulmasıyla birlikte bölgede yerleşimcilere yönelik şiddet olaylarının sayısında artış yaşandığına dikkat çekildi. 2019 yılında 14, 2020’de 13, 2021’de 14 ve 2022’de ise 40 yerleşimci saldırısı yaşanırken, 2023’ün başından bu yana 29 saldırı yaşandı.

Bu toplulukların sakinlerinin çoğunun, 1948’de Batı Şeria’ya sınır dışı edilen Necef bölgesinden gelen mülteciler olduğu ve 1967’den bu yana bir veya iki kez sınır dışı edildikleri belirtildi.