Şehadetinin yıl dönümünde Şehid Şeyhmus Narin'i rahmetle yâd ediyoruz

“Bir Müslüman geçmişinden ders almayıp geleceğini düşünmüyorsa, o Müslüman kâmil bir Müslüman değildir” şiarıyla İslami davaya hizmet eden Şeyhmus Narin, 5 Aralık 1993’te mürted örgüt PKK tarafından şehid edildi.

Şehadetinin yıl dönümünde Şehid Şeyhmus Narin'i rahmetle yâd ediyoruz

Şehid Şeyhmus; Mir-u Siwiya Aşiretine bağlı olarak, 4 kardeşin üçüncü evladı olarak ailesinin sevinç kaynağı oldu.

Şehid Şeyhmus’un ailesi sonraki yıllarda, aşiretlerinde vuku bulan kan davası nedeniyle, annesi ile beraber Diyarbakır’a, kardeşleri ve amcaları da Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesine yerleştiler.

Kan davasından olacak ki, ailece Mürcek olan soy isimlerini Narin olarak değiştirdiler.

Şehid Şeyhmus; cahiliye dönemlerinde, düğünlerde şarkı söyler ve ailesinin geçimine katkı sunardı. Ancak Şehid Muhammed Ata’nın şehadetinin ardından 1992 yılında İslam’ın Nuruyla hidayete erdi ve bambaşka bir insan olup çıkıverdi.

Hidayet aşkı Şehid Şeyhmus’a ulaşınca, cahili düğünlerde şarkı söylemeyi bırakıp, başta Allah’ın Kelamı olan Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek için evlerinin yakınında bulunan bir camiye gitmeye başladı. Artık onun hayatında hep Allah (c.c.) O’nun davası ve camiye gitmek vardı.

Şehid Şeyhmus; camide kendinden küçüklerden Kur’an-ı Kerim dersi alır ve okuduğu İslami kitaplardan ise onlara nasihat ederdi. Yani minik Seydalarının yüreğine, büyük bir dava aşılıyordu.

Annesine aşırı düşkünlüğü ve annesine gerekli olan ilgi ve alakayı gösterememesi, İslami çalışmalarının aksamaması için işini bırakıp en çok sevdiği Davası ve annesi ile meşgul olmaya başlamıştı.

Şehid Şeyhmus’un kalbi İslam’ın nuruyla parlayınca, artık hayatının her alanında bir devrim yapmaya başladı. Kişisel hayatında; aile hayatında ve iş hayatında. Eski işini yapmak caiz olmadığı için saman simsarlığı yapmaya başlamıştı. Kamyonlarla gelen samanları, tüccarlara pazarlayarak bir süre geçimini sağlamaya çalıştı. Ancak, mürted örgüt PKK, onun İslami çalışmalarından dolayı rahatsız olmuş ve Şehid Şeyhmus’u takip etmeye başlamıştı. Şehid; iyi para kazanmasına rağmen, güvenlik gerekçesi ve İslam’i çalışmalarına engel oluyor diye saman tüccarlığını terk etmek zorunda kaldı.

Şehid Şeyhmus çalışamıyordu ama maddiyata da önem vermiyordu. Rahmetli babasından kalan emekli maaşını annesi alıyordu. Şehid Şeyhmus bu maaşın da yüzde seksenini yine ihtiyaç sahibi yakın arkadaşlarının ihtiyacı için kullanırdı.

Kendisinden küçük olan dava arkadaşlarını korur ve onlara koruyucu kanadını gererdi.

İslam düşmanlarının baskı ve saldırılarını sezdiği ve gördüğü anda, kendini öne atar ve ‘‘bana zarar gelsin de kardeşlerime zarar gelmesin’’ diyerek, İslam’da en üst kardeşlik makamı olan ‘‘isar’’ (kendini kardeşlerine feda etme) nöbetini devralmış olarak kardeşliğin hakkını veriyordu. Bunu yaparken de Allah (cc) rızası için yapıyordu. Hatta o, bazen koruyup kolladığı insanın; bunu anlamamasına da özen gösteriyordu. Zira bunun bilinmesinin, riyakârlık olduğunun idrakindeydi.

Mürted örgüt PKK’nın bölgede halka uyguladığı baskı ve asimilasyondan da aşırı derecede rahatsızdı. Hatta mürted örgütün baskısı sonucu ‘‘esnafa kepenk kapattırma’’ günlerinde Şehid bizzat gidip, Dava arkadaşlarının işyerlerinde oturur ve Dava Arkadaşlarının baskı altında kalıp işyerlerinin kapanmamasını sağlardı.

Şehid Şeyhmus; bu şekilde (daha sonra şehid olmuş) birçok Dava arkadaşının işyerlerinde bulunmuştu. Dava arkadaşlarının Şehadet haberini alınca da, saatlerce ağlardı.

Annesi şehidi anlatırken; “Oğlum Şeyhmus, her sabah evden çıkınca elimi öperdi ve ben de ona hayır duasında bulunur ve oğlumu öylece hayır duası ile uğurlardım. Şehid olduğu gün; sabah evden çıkmadan önce yine elimi öpmüş ve ben de sanki dilim tutulmuşçasına ve LAL olmuş gibi oğluma istediğim halde hayır duasında bulunamadım” demişti.

Şehid Şeyhmus, evden çıkar çıkmaz bir arkadaşının marangoz dükkânına gider ve kısa bir zaman sonra da 3 kişi gelip dükkân sahibini sorar. Şehid Şeyhmus onlardan şüphelenir ve arkadaşına zarar gelmesi diye “dükkân sahibi benim” der. Der demez de, elleri kırılası mürted örgütten olan o 3 kişi ellerini bellerine atıp silahlarını çekerler ve Şehid Şeyhmus’a kurşun yağdırırlar. Şehid’e 5 kurşun isabet eder ve hemen ruhunu Rahman’a Şehid olarak teslim eder. Ruhu şad olsun.

Şehid, 5 Aralık 1993’te şehid oldu.

Şehid Şeyhmus  yakın arkadaşlarına hep şu vasiyetini tekrarlar dururdu: “Her Şehid arkasında bir söz bırakır. Benim sözüm de şu olsun; -Bir Müslüman geçmişinden ders almayıp geleceğini düşünmüyorsa, o Müslüman kâmil bir Müslüman değildir” derdi.

 Allah c.c. Şehid Şeyhmus (Mürcek) Narin ve tüm Şehidlerin Şehadetini kabul etsin ve bizleri de onların yolundan ve şefaatinden mahrum etmesin inşaallah. Âmin