NYT’den sert eleştiri: “Kaşıkçı cinayetini örtbas etmek ABD’nin ağırlığını zedeliyor”
NYT, bin Selman’ın Washington ziyaretinde Trump’ın Kaşıkçı cinayetini görmezden gelen tavrını sert şekilde eleştirerek ABD’nin insan hakları ihlallerini aklamaması gerektiğini vurguladı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Washington ziyareti, ABD yönetiminin insan hakları konularına yaklaşımı konusunda geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Ziyaret, özellikle 2018’de öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı hakkındaki sorulara ABD Başkanı’nın verdiği tepkiler nedeniyle eleştirilerin odağında gerçekleşti.
New York Times, ziyaretle ilgili yayımladığı başyazıda “Hayır Sayın Başkan, Bu Konuyu Öylece Bırakamayız” başlığını kullandı. Gazete, jeopolitik gerçeklerin ABD’yi zaman zaman insan hakları sicili kötü liderlerle işbirliği yapmaya zorladığını belirterek sözlerine başladı.
Açılış yazısında, dış tehditleri bertaraf etmek için çoğu zaman liberal demokrasi standartlarına uymayan ülkelerle çalışmanın kaçınılmaz olduğu vurgulandı. Gazete, Suudi Arabistan’ın bugün bu duruma en açık örneklerden biri olduğunu, insan hakları karnesinin son derece sorunlu olmasına rağmen ABD’nin İran’ın saldırganlığına karşı bölgede ihtiyaç duyduğu önemli bir ortak olarak görüldüğünü yazdı.
Ancak gazete, “Kusurlu ortaklarla çalışmak, ABD’nin onların hatalarını örtbas etmesi gerektiği anlamına gelmez” diyerek Trump’ın Oval Ofis’te yaptığı görüşmede sergilediği tavrı sert bir dille eleştirdi. Trump’ın Veliaht Prens’e karşı “aşırı iltifatkar ve utanç verici bir tutum” sergilediğini belirten gazete, bunun gerçekçi bir diplomasi değil, bir nevi “günah affı” olduğunu yazdı.
Başkan Trump’ın, Kaşıkçı’nın öldürülmesinde sorumluluğu olduğuna dair uluslararası bulgulara rağmen Veliaht Prens’in masumiyet iddiasını sorgusuz kabul ettiği, konuyla ilgili soru soran ABC muhabiri Mary Bruce’u azarladığı hatırlatıldı. CIA başta olmak üzere BM soruşturmacıları ve birçok insan hakları örgütü, Kaşıkçı cinayetinin emrini büyük olasılıkla Prens Muhammed bin Selman’ın verdiği sonucuna varmıştı.
Gazete, Trump’ın tutumunun üç temel açıdan endişe verici olduğunu yazdı:
Birincisi, gerçeğin önemsizleştirildiği bir yaklaşımı yansıtması;
ikincisi, vahşi bir insan hakları ihlalinin aklanması;
üçüncüsü, ABD Anayasası'nda güvence altına alınan basın özgürlüğüne gösterilen açık saygısızlık.
New York Times, Trump’ın eleştirel sorulara tahammül edemeyip gazetecileri aşağılamasının, ABD medyasını Suudi tarzı sansürlü bir yapıya dönüştürme isteğini yansıttığını yazdı. Bruce’a “korkunç bir kişi” demesi ve başka bir kadın gazeteciyi “sakin ol domuzcuk” sözleriyle aşağılaması buna örnek olarak gösterildi.
Yazı, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın karmaşık bir figür olduğunu vurguladı: Bir yandan kadın haklarının genişletilmesi, dini aşırıcılığın geri çekilmesi ve ekonomik çeşitlendirme gibi modernleşme adımları attığı, diğer yandan muhalifleri hapsettiği, Kaşıkçı cinayetinden sorumlu olduğu ve basit uyuşturucu suçlarında bile idamların arttığı belirtildi.
Gazete, ABD’nin rolünün bu ihlalleri görmezden gelmek değil, Veliaht Prens’e hesap verebilirlik hissi yaratacak bir baskı uygulamak ve Suudi Arabistan’ı daha özgür bir geleceğe yönlendirmek olduğunu vurguladı.



