Muhammed Sudan Hoca vefatının 11'inci yılında mezarı başında yad edildi

Tüm hayatını İslam davasına adayan bölgenin mütefekkir ve irşat önderlerinden Muhammed Sudan Hoca, vefatının 11'inci sene-i devriyesinde mezarı başında rahmetle anıldı.

Geçirdiği ağır bir hastalık sürecinden sonra 10 Nisan 2014'de hakkın rahmetine kavuşan dava adamı Muhammed Sudan Hoca, vefatının 11'inci yıl dönümünde de rahmetle yad ediliyor.

1990'lı yıllarda yaptığı cami faaliyetleriyle nesillerin ihyasına yönelik tüm hayatını aziz İslam davasına adayan, bu uğurda yıllarca muhaceret ve akabinde yaklaşık 10 yıllık zindan hayatı yaşayan, geçirdiği hastalık sürecinde dahi davasından bir an olsun ödün vermeyen dava adamı Muhammed Sudan Hoca için, her yıl olduğu gibi bu sene de vefatının sene-i devriyesinde anma programı düzenlendi.

Kılınan ikindi namazından sonra mezarının bulunduğu Diyarbakır merkez Sur ilçesi Mardin Kapı Mezarlığında düzenlenen anma programı Ammar Zeren'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Okunan Yasin Suresi'nden sonra Muhammed Sudan'ın hayatı ve mücadelesi hakkında bir konuşma yapan İTTİHADUL ULEMA Yönetim Kurulu Üyesi Molla Remzi Uçar, onun cami çalışmaları ve Kur'an dersi verme konusunda bıraktığı manevi mirasa dikkat çekti.

"O, Mescid-i Nebevi'nin 20'nci asırda yeniden nasıl hayata geçirileceğini bizlere öğretti"

Bugün binlerce insan ve hatta yüzbinlerce gencin Muhammed Sudan Hoca'nın salih ameline şahit olduğunu belirten Uçar, "Ya Rabbim sen de şahit ol. Nasıl ki Peygamber Aleyhisselatu Vesselam salih kişinin cenazesi için cennet ona vacip oldu manasında 'vecebet' dediyse şu an camilerde, hayır mekanlarında insanları irşad eden binlerce insan salih amelleriyle Muhammed Sudan Hocamızın da salih olduğunu beyan etmiştir." dedi.

Uçar, "Bazıları sadece bilgiyi okur, bazıları rivayet eder ve bazıları da ilimlerini hayatlarıyla insanlara okuturlar. İşte o muhterem şahsiyetlerden biri de Muhammed Sudan Hocamızdır. Bilgiyi hayatıyla insanlara okuttu, yaşantısıyla öğretti ve bizlerin bugün buna çok ihtiyacı var. Camiyi, caminin ne manaya geldiğini, neler ifade ettiğini, Medine'de inşa edilen Mescid-i Nebevi'nin asr-ı saadette misyonunun ne olduğunu Muhammed Sudan Hoca hayatıyla, fikirleriyle, yaşamıyla öğretti ve Türkiye'deki tüm Müslümanlar bu çalışmanın ne manaya geldiğini Mescid-i Nebevi'nin tekrardan 20'nci asırda yeniden nasıl hayata geçirileceğini bizlere öğretti." ifadelerini kullandı.

"Hocamız hayatıyla Kur'an'ın ne manaya geldiğini bizlere gösterdi"

Merhum Sudan Hoca'nın insanları camilere ve cami çalışmalarına yönlendirdiği dönemlerde toplumlar içerisinde manevi hastalıklara dikkat çeken Uçar, "Onun döneminde insanlar 'camiye gidelim mi? gitmeyelim mi? bu camide namaz kılınır mı? kılınmaz mı?' tartışmasını yaşayıp birbirlerini kırarken Muhammed Sudan Hocamız kardeşlerimizi camiye yönlendirdi ve camilerin misyonunu ihya edip insanlara anlatılmasını istedi. Onun bu çalışması neticesinde binlerce insan Allah'ın kitabını okumayı öğrendi. Nitekim o dönemlerde Allah'ın kitabını okuyabilecek insan sayısı parmakla gösterilebilecek azdı. Fakat Muhammed Sudan Hocamızın çalışması ve gayretiyle öyle bir hale geldi ki bütün camilerde çocuklar ve gençler halkalar kurarak Allah'ın kitabını okuyor, Peygamber Aleyhisselatu Vesselamın hayatını öğreniyordu." şeklinde konuştu.

"Muhammed Sudan Hocamızın bizlere miras bıraktığı bu çalışmayı bizler yaşatabiliyor muyuz? Aynı şekilde çocuklarımıza o inancı ve misyonu anlamayı öğretebiliyor muyuz? diye biraz düşünmemiz gerekmektedir" diyerek konuşmasını sürdüren Uçar, şunları söyledi:

"Hocamız hayatıyla Kur'an'ın ne manaya geldiğini, Kur'an dersi vermenin ne olduğunu bizlere öğretti. O aslında 'Kim Allah’ın kitabından bir harf okursa, onun için bir sevap vardır. Her sevap da on misli kadar artar. Ben elif lam mim bir harftir demiyorum. Elif bir harf, lam bir harf, mim de bir harftir diyorum' hadisindeki anlayışla Kur'an'ı öğretiyordu. Nitekim onunla cezaevinde kalan bazı kardeşlerimiz 'Muhammed Sudan abimiz oturduğunda kaldırılmasa akşama kadar Kur'an dersi verirdi' derlerdi. Tıpkı İmam Şafii gibi…İmam Şafii de Kahire'de mescitte oturur sabah namazından akşam namazına kadar ilim öğretirmiş."

"Sudan Hoca bütün malını Allah yolunda feda etti"

Tüm malını İslam davası yolunda feda eden Sudan Hoca'nın mali fedakarlıklarını ayet ve hadislerde aktaran Uçar, "Muhammed Sudan abimizin hayatından insan 'Allah yolunda malını nasıl feda eder?'i öğrenir. O; yaşayan, anlayan, algılayan biriydi. Onlar Allah'ın kitabından ayetler okuyunca sadece ezber olsun diye okumamıştılar. O, 'Allah yolunda mallarını harcayanların durumu, kendisinden yedi başak çıkan ve her başakta yüz tane bulunan bir buğday tohumuna benzer. Allah dilediğine kat kat verir; Allah her şeyi kuşatandır; her şeyi bilendir' ayeti kerimesini en iyi bir şekilde anlamış, algılamış ve bunu hayatında tatbik etmişti ki bütün malını Allah yolunda feda etti." diye belirtti.

Uçar, "Bu tür şahsiyetlerde üzerinde durmamız gereken nokta bizlere bıraktığı mirasa dört elle sahip çıkmaktır. Bu mirası yaşamak, yaşatmak, bunun uğruna yorulmak ve fedakarlıklarda bulunmaktır. Rabbim bizleri bu mirası yaşayıp yaşatan ve onu unutmayan kullarından eylesin." temennisinde bulundu. (İLKHA)