Mandela'nın torunu Filistin etkinlikleri için İngiltere'ye girmesi engellendi

Nelson Mandela'nın torununun İngiltere’de dokuz şehirde büyük konuşma turu için zamanında İngiltere’nin vize vermeyişi nedeniyle toplantılara katılamadı.

Zwelivelile Mandla Mandela'nın, Sheffield, Manchester, Edinburgh, Dundee, Aberdeen, Glasgow, Bristol ve Brighton olmak üzere sekiz şehirde Filistin yanlısı bir dizi etkinliğe hitap etmesi beklenen İngiltere'ye yapacağı uçuşu iptal edildiği bildirildi. Bu etkinliklerden birinde İşçi Partisi milletvekilleriyle birlikte konuşma yapacaktı.

Perşembe günü yaptığı açıklamada, "Görünüşe göre, [İngiltere'de] fiziksel olarak sizinle olmamı engellemeye niyetli olanlar var," dedi ve "Apartheid'e ve sömürgeciliğe karşı mücadele durdurulamaz veya susturulamaz" diye ekledi.

Vize zorunluluğunun kaldırıldığı İrlanda'nın Dublin şehrini ziyaret etmesi bekleniyor.

Güney Afrika'nın eski cumhurbaşkanının torunu olan Mandela,  bu yılın mayıs ayına kadar Güney Afrika Ulusal Meclisi'nde milletvekili olarak görev yapıyordu.

İsrail Apartheid'ına Karşı Sheffield Filistin Koalisyonu adlı bir grup, perşembe sabahı Mandela'nın "İngiltere'ye seyahat etmesinin engellendiğini" söyledi.

Kuruluşa göre, "İngiliz yetkililer başlangıçta ona Güney Afrika hükümet pasaportunun İngiltere'ye girmek için vize gerektirmediğini söylemişlerdi. Ancak Pazartesi günü Mandla'ya vizeye ihtiyacı olduğu bildirildi.

"Şimdiye kadar, ANC'nin üst düzey isimlerinden gelen üst düzey yaklaşımlara rağmen, İngiliz Büyükelçiliği geri adım atmadı ve vize vermedi."

Örgüt, İrlanda hükümetinin ise "onun için vize zorunluluğunu kaldırdığını" söyledi.

Mandela'nın eski bir milletvekili olarak diplomatik pasaporta sahip olmasına rağmen vize verilmedi.

Bu gelişme, The Times gazetesinin geçen cumartesi günü yayınladığı ve İçişleri Bakanlığı'nın Mandela'nın "kışkırtıcı söylemleri" nedeniyle vize verilip verilmemesi konusunda sorularla karşı karşıya kaldığını bildiren haberin ardından geldi .

Raporda, sağcı bir düşünce kuruluşu olan Henry Jackson Society'de araştırma görevlisi olan Andrew Fox'un şu sözleri aktarıldı: "Bay Mandela, Hamas'a desteğini açıkça dile getirdi. Ayrıca Hizbullah'ı övdü ve İran yönetimiyle yakın bağları var.

"Terörist düşmanlarımızı açıkça öven birinin ülkeye girmesine izin vermek, İngiltere'nin ulusal çıkarlarına açıkça aykırıdır; bunların birçoğu Terör Yasası kapsamında yasaklanmıştır."

İngiltere hem Hamas'ı hem de Hizbullah'ı yasa dışı olarak görüyor.

Hamas'a destek

Mandela, "Filistinlilerin direniş hakkını destekliyoruz ve tüm direniş oluşumlarını aynı şekilde El Aksa Tufanı Harekatı'nı desteklemeye ve mücadeleyi tüm cephelerde yoğunlaştırmaya çağırıyoruz" açıklamasında bulunmuştu.

Uluslararası topluma da "Hamas'a ve Filistin direnişine baskıcı güçlere karşı mücadelede destek olunması" çağrısı yaptı.

Hamas lideri İsmail Haniye'nin Temmuz ayında İşgalci İsrail tarafından Tahran'da şehid edilmesinin ardından Mandela, Haniye'den "büyük bir lider ve dünyadaki tüm devrimciler ve özgürlük savaşçıları için bir ilham kaynağı" olarak söz etti.

Mandela, yaptığı açıklamada, "Filistin Direnişi'ni ve çeşitli oluşumlarını desteklediğim açıklamalarım nedeniyle eleştiriliyorum.

"Biz Güney Afrika'da bu acı dersi öğrenmek zorunda kaldık: Afrika Ulusal Kongresi (ANC) 1906'da kurulduğu günden bu yana onlarca yıldır pasif direnişi sürdürmesine rağmen, Güney Afrika Apartheid rejimi giderek daha acımasız ve şiddetli hale geldi."

Büyükbabası  Nelson Mandela, o dönemde ABD ve İşgalci İsrail tarafından terör örgütü olarak kabul edilen Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) güçlü bir destekçisiydi.

Torunu, "Bu durum onu ​​gerçeği söylemekten, adalet ve herkes için insan hakları savunuculuğu yapmaktan alıkoymadı" dedi.

"Filistin halkının sömürgeci işgale ve topraklarının ve kaynaklarının çalınmasına karşı haklı mücadelesinde yanında olacağız. İşgale, onu kim desteklerse desteklesin karşı çıkıyoruz."

Nelson Mandela, 1997 yılında Filistin Halkıyla Dayanışma Günü'nde yaptığı konuşmada Filistinlilerin haklarına olan desteğini yineledi.

"Filistinlilerin özgürlüğü olmadan bizim özgürlüğümüzün eksik olduğunu çok iyi biliyoruz" dedi. 

1999'da Gazze'ye gittiğinde "vatandaşların arasında kendini evinde gibi hissettiğini" söyledi.

Kaynak: Middle East Eye