Lübnan'da yaşayan Filistinliler, ramazan adetlerini yaşatmaya çalışıyor

Lübnan'daki Burc el-Beracine Mülteci Kampı sakinleri, aradan geçen yıllara rağmen Filistin'e ait ramazan adetlerini yaşatmaya çalışıyor.

Lübnan'da yaşayan Filistinliler, ramazan adetlerini yaşatmaya çalışıyor

Lübnan'daki mülteci kamplarındakilerin çoğunluğu, Filistin'in kuzeyindeki bölgelerden 1948'deki Nekbe (Büyük Felaket) sonrasında göçe zorlananların çocukları ve torunlarından oluşuyor.

Başkent Beyrut'un güneyindeki Dahiye bölgesi yakınında yer alan Burc el-Beracine Filistinli Mülteci Kampı'ndakiler de çoğunlukla söz konusu Filistinlilerden oluşuyor. Zor şartlar altında yaşayan kamp sakinleri, aradan geçen yıllara rağmen atalarından öğrendikleriyle ramazan ayını geleneklerine göre yaşamaya gayret ediyor.

"Kadayıf ve cellab olmadan ramazan güzel geçmez"

Kamp sakinlerinden Meryem Mustafa, AA muhabirine, ramazan ayında Filistinliler için geleneklerin çok önemli olduğunu belirtti.

İftar ve sahur yemeklerinde Filistinlilerin bir araya geldiğini ve ramazan süsüne önem verdiklerini aktaran Mustafa, iftar sofralarında Filistinlilerin en çok geleneksel yemekleri tercih ettiğini dile getirerek, "En önemlisi kadayıf ve cellab (pekmezden yapılan bir şerbet) Bunlar olmadan ramazan güzel geçmez." dedi.

"Kötü günlerin geride kaldığını ümit ediyoruz"

Mülteci kampında fırıncılık yapan Fitna Aşvah ise "İftarları evde ya da bir akrabada yaparız. Akrabalar yoksa da evdekilerle bir araya geliriz. Çocuklarımızın evlerine de gideriz. Filistinlilerin hayatı bu şekilde." diye konuştu.

Filistinlilerin ramazanda kadayıf ve "Şuaybiye" tatlılarını tercih ettiğini paylaşan Aşvah, hep birlikte sahur yapmanın da kendileri için önemli olduğunu anlattı.

Gazze'deki Filistinliler başta olmak üzere zor durumdaki herkes için dua eden Aşvah, "Kötü günlerin geride kaldığını ümit ediyoruz. Biz muzafferiz, kaybedenler değiliz." ifadelerini kullandı.

Arap kahvesi geleneği

Kahvehane işleten Velid Davud ise Filistinlilerin ramazan akşamlarında Arap kahvesi diye bilinen "kakuleli kahve" içtiğini belirterek, iftara 3 veya 4 saat kala kahve yapımına başladığını söyledi.

Filistinlilerin iftar sonrasında, özellikle teravih namazının ardından kahvehaneye geldiğini aktaran Davud, burada toplananların geç saatlere kadar sohbet ettiklerini anlattı.

Husem Ara ise "Biz Filistin'den gelen nesil değiliz ama gelenekleri miras olarak aldık. Bu gelenekleri koruyoruz, çünkü bu bizim kimliğimiz." dedi.

Ramazanda Filistinlilerin sofralarının çeşitlendiğini ifade eden Ara, akraba ve komşuların yemekleri paylaştıklarını dile getirdi.

Ara, "Lübnan'daki mülteci kamplarındaki herkes Filistin'in kuzeyinden geldi. Yani köylerden geldiler. Köyden gelirken de oradaki geleneklerini getirdiler." şeklinde konuştu.