'Kürt meselesi ancak İslami kardeşlik temelinde çözüme kavuşabilir'

Onlarca yıldır devam eden ve zaman zaman konusunda girişimlerde bulunulan ancak bir neticeye varılamayan Kürt meselesi ile ilgili konuşan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, "İslami kardeşlik temelinin tahrip edilerek ortaya çıkarılan bu sorunun yine ancak İslami temelde çözüm bulunabileceğine inanıyoruz." dedi.

'Kürt meselesi ancak İslami kardeşlik temelinde çözüme kavuşabilir'

HÜDA PAR tarafından 15-16 Şubat tarihlerinde Diyarbakır'da düzenleyeceği "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı" ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der) Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Kürt meselesinin ancak İslami kardeşlik temelinde çözüme kavuşturulabileceğini ifade etti.

"Laik, Kemalist sürecin ortaya çıkardığı bu soruna bir başka laik temelde çözüm arayışları bizatihi çözümsüzlüktür"

Kürt meselesinin on yıllardır Türkiye'de büyük huzursuzluklara yol açan kadim sorun olduğunu vurgulayan Kaya, "Bu soruna dönük maalesef çözüm arayışlarının da genelde laik temelde, seküler, ulusalcılık temelde arandığına şahitlik ediyoruz. Bu noktada aslında sorunun kökenine baktığımızda, İslami kardeşlik temelinin, İslami aidiyet temelinin tahrip edilerek ortaya çıkarılan bu sorunun yine ancak İslami temelde çözüm bulunabileceğine inanıyoruz. Laik, Kemalist sürecin ortaya çıkardığı bu soruna bir başka laik temelde çözüm arayışlarının bizatihi çözümsüzlük olduğunu görmek durumundayız. Gerek Türkiye'nin gerekse de Ortadoğu'nun, bölgenin bu yakıcı sorun ile ancak İslami temelde, adalet ve kardeşlik zemininde bir çözüm arayışının mümkün olacağının görülmesi lazım. Bir yangından kaçarken bir başka yangına tutulmak anlamına gelecek seküler, laik arayışların aslında bizatihi çözümsüzlük olduğunu vurgulayarak bu noktada 'Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı'nın daha adil, daha tutarlı ve açık bir şekilde İslami kimliğin öne çıkartılması ve ancak İslami temelde çözüm arayışlarının kabul göreceği, soruna tutarlı bir şekilde karşılık bulunabileceği bir perspektifin öne çıkarılması gerektiği kanaatindeyim." diye konuştu.

"Hükümetin ciddi bir özeleştiri yaparak süreçle ilgili daha samimi adımlar atmasını bekliyoruz"

Bozulan kardeşlik zemininin yeniden tesis edilmesi için hem siyasilere-hükümete hem de sivil topluma görevler düştüğünü hatırlatan Kaya, "Bunu iki ayak olarak düşünmek gerekir. Birincisi; siyaset zemininin, resmî kurumların atması gereken adımlardır. Bunlar belki anayasadan başlayarak yasal düzeydeki düzenlemelerin, yönetmelikler ve kurumların işleyişi ile ilgili olarak Türkçülük dayatmasından vazgeçilmesi noktasında atılması gereken adımlar var. Toplumsal zeminde de İslami kimliğin öne çıkartılmasıyla kardeşlik zemininin toplumsal yapıda yaygınlaştırılmasına dönük olarak yapılması gereken çabalar var. Birinci ayağı temsil eden resmî kurumların, devletin, hükümetin atması gereken adımlar ya da yapması gereken işlerle ilgili olarak bu konuyla ilgili ciddi bir özeleştiri süreci bir müddettir başladı ama maalesef Kemalist resmî ideolojinin aşılamamasından dolayı bu konudaki çabaların güdük kaldığını görüyoruz. Bununla alakalı hükümetin ve devletin ciddi bir özeleştiri yaparak en azından bu süreçle ilgili daha samimi adımlar atması noktasında beklentimiz var. Toplumsal zeminde atılacak adımlar da en az diğer adımlar kadar önemli. Ancak maalesef Türkçü zehirlenmeye karşı bir tepki olarak Kürtçü zehirlenmenin ortaya çıktığı, dolayısıyla toplumsal yapıyı Türklük-Kürtlük zemininde ayrıştırarak kardeşlik zemininin toplumsal zeminde de tahrip edildiğini ve bu yöndeki çabalarla bunun daha da derinleştiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu noktada ulusalcı çözüm çabalarıyla bu zeminin giderek daha da derinleşerek kopmaya doğru gittiğini gördük. Bu yüzden mutlaka bu konuyla alakalı olarak artık laik, seküler arayışlarla değil kardeşlik zeminine anlam katacak olan İslami kimliğin öne çıkartılması veya buna dönük aleyhteki çabaların artık durdurulması, yapılan propaganda ve karalamalara son verilmesinin şarttır." şeklinde konuştu.