"Kur'an öğrenen çocukların babaları namaza, anneleri örtünmeye başlıyor"

Yaz Kur'an Kurslarının çocuklar, gençler, aileler ve toplum üzerinde olumlu etkileri ile ilgili konuşan Hürrem Çavuş Camii İmamı Metin Kaçar, bu çalışmanın gönülden yapılması halinde çok büyük bereket getirdiğini, çocukları Kur'an-ı Kerim öğrenen babaların namaza, annelerin ise örtünmeye başladığını söyledi.

"Kur'an öğrenen çocukların babaları namaza, anneleri örtünmeye başlıyor"

1 Temmuz tarihinde başlayan ve 7 hafta süren Yaz Kur'an kursları bu hafta itibarıyla sona eriyor. Kimi camilerde bir dahaki yaza kadar noktalanan bu çalışma, Hürrem Çavuş Camii'nde yıl boyunca çeşitli aktivitelerle devam ediyor.

Her yıl görkemli bir açılışla Hürrem Çavuş Camii'nde başlayan ve yüzlerce öğrencinin kayıt yaptırdığı, camiye sığmadıkları için okulda sürdürülen Yaz Kur'an Kursu hem mahalleli hem de toplumun büyük bir kesiminden takdir topluyor.

Yaptıkları çalışma ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan Hürrem Çavuş Camii İmamı Metin Kaçar, Yaz Kur'an Kursu ile yaptıkları hayırlı çalışmanın hem çocuklarda hem de ailelerinde olumlu etki bıraktığını ifade etti.

"Peygamberimizden aldığımız görevi mukaddes bir iş olarak görmeliyiz"

Kaçar, "Kur'an-ı Kerim okuma ve okutma manevi bir hizmettir. Ne bir yasa ne de kanun ile yapılacak bir iş değildir. Tamamen gönülle, imanla ve maneviyatla yapılan iştir. Her zaman söylediğim bir şey var; Kur'an okutma görevini bizlere diyanet, devlet, toplum ve milletten önce Hazreti Muhammed Efendimiz bize verdi. Efendimizin hadisi şerifinde, 'sizin en hayırlınız Kur'an-ı öğrenen ve öğretendir' diye buyuruyor. Dolayısıyla Peygamberimizden aldığımız görevi mukaddes, ulvi bir iş olarak görmemiz gerekiyor. Bu şekilde düşünürsek topluma muazzam bir yansıma verir. Bu işi eğer diyanet istedi diye geçiştirirsek çocuklar yazın gelirler, bir 1,5 ay cami avlusunda oynarlar, süre bittikten sonra gideler ve bir daha onları göremezsiniz." dedi.

"Yaz biter ama Kur'an eğitimi bitmez"

Kur'an öğretimini ulvi bir görev olarak görüldüğünde çocukların camiden kopmadığını belirten Kaçar, "Bunun bize yansımalarını ailelerden müşahede ediyoruz. Bu sene 570'in üzerinde resmi kaydımız var. Her yıl Kur'an kurslarımızda bu coşkuyu yaşıyoruz. Gençlik ekibimizin oluşturduğu, 'yaz biter ama ders ve Kur'an eğitimi bitmez' diye bir slogan var. 14 Ağustos Çarşamba günü 'Yaz Kur'an Kursu' bitiyor fakat bu kapanış tarihi bizim için 'Kış Kur'an Kursu' projesinin başladığı tarihtir. Dolayısıyla ekimin ilk günlerinde yeniden bir açılış düzenliyoruz. Bu tarihte Hürrem Çavuş Camii'nin Kış Kur'an Kursu başlama tarihini duyuruyoruz. Yaz Kur'an Kursumuzun yansıması etüt programımızla, hafta sonu programımızla, 'Gelin Birlikte Okuyalım' projemizle, 'Metin Hoca Gençlerle Baş Başa' projemizle karşımıza çıkıyor. Camimizde rutin olan etkinliklerin dışında 20'nin üzerinde programımız var. Yaz Kur'an Kursunda iletişime geçtiğimiz ailelerle ve hediye verdiğimiz öğrenciler, kışın da bizleri yalnız bırakmıyorlar. Kur'an Kursunda verdiğimiz hediyeler ile gölüne dokunduğumuz evlatlarımız, kış sezonunda bizi yalnız bırakmıyorlar. Kış sezonunda hafta sonu derslerimiz oluyor ve 100-150 öğrencimiz, haftada bir gün gelip 2 saat ders yapıyor. Cumartesi akşamı 'Metin Hocayla baş başa’ isimli bir programımız var. 100'e yakın öğrencimiz gelip bu çalışmaya katılıyor. Camii içi itikaf dediğimiz kaplarımız oluyor.  Geçtiğimiz günlerde yaptık. Buna da 80 öğrencimiz ile 24 saati camide geçirdik. Yaz Kuran Kursu deyip geçmemek lazım. Yaz kuran kursu işin temelini oluşturuyor." diye konuştu.

"Kur'an öğrenen çocukların babaları namaza, anneleri örtünmeye başlıyor"

Yaz Kur'an Kursunda verdikleri eğitimin aileler ve çocuklar üzerindeki etkisi ile ilgili örnek veren Kaçar, "Tesettürlü olmayan bir bayan gelip 3 kızını kaydetti. İnsanları kılık kıyafetinden dolayı hiçbir zaman dışlayamayız ama arzu ederiz ki her bayan kardeşimizin tesettürlü olsun. Örtülü değil diye kayıt yapmaya gelen kardeşlerinizi önyargı ile bakmayız. Ablamız geldi ve 3 kızını kaydettirdi. Kaydettikten 3 gün sonra aradı ve kız çocukların annesi olduğunu söyledi. Ardından 'hocam ben hayatımda böyle bir güzellik görmedim' dedi. Çocuklarını daha öncesinde Kur'an Kursuna gönderdiğini fakat 10-15 dakika sonra geri geldiklerini söyledi. Şimdi ise öğlen okula teslim ettiğini, ikindi vakti aldığını ve çocukların camiyi çok sevdiğini belitti. Asıl kazanç budur. Yaz Kur'an kursunda biraz mustarip olan aileler, asıl yaz Kur'an Kursunun burası olduğunu, burada bir ilgi ve alakanın olduğunu ifade ediyorlar. Çocuğu Kur'an öğrenen babalar namaza başlıyor. Çocuğu Yaz Kuran Kursunda bir şeyler öğrenmiş olan anne tesettüre bürünüyor. Kur'an eğitimi manevi bir eğitimdir. Bizler bunu gönülden samimiyet ile yaparsak Allah bize başka bereketler getiriyor. Yıl boyu aileler bizi bırakmıyor." şeklinde konuştu.

"Derdimiz ümmete hizmet olmalı"

Kur'an öğrenimi için genç hocalara tavsiyelerde bulunan kaçar, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Yeni görev almış din gönüllüsü kardeşlerime veya yaz Kur'an Kursuna angarya gibi görenler varsa onlara şöyle seslenmek istiyorum. Arkadaşlar! Muhterem hocalarım, Yaz Kur'an Kursunu boş görmeyiniz. Yaz Kur'an Kursunu geçiştirmeye çalışmayınız. Yaz Kur'an Kursu çok önemlidir. Peygamber Efendimiz, 'düşmanlarınızın sizin üzerine üşüşmesinin 2 sebebi vardır. Bunlardan biri ölümden korkmak birisi de dünya sevgisidir' diyor. Gazze'de her gün onlarca masum yavrumuz katledilirken, ben maaşıma kaç kuruş zam geldi? Veya hesabıma yatacak ek ders ücretini hesap etmekten, bunu düşünmekten hicap duyarım. İsmail Heniyye'nin şehit edildiği bir dünyada, Gazze'deki kardeşlerimizin evsiz, barksız, yurtsuz, yuvasız kalıp çöplüklerden ekmek topladıkları bir günde ben ne maaşımı düşünebilirim ne de promosyonun gündemimi meşgul etmesini isterim. Sadece ümmete nasıl hizmet edebilirim? diye düşünmeliyiz.  Gazze'yi dert edecek gençler yetiştirmek zorundayım. Muhterem hocalarıma tavsiyem budur." (İLKHA)