Keşmir'de Müslüman kimliğine sistematik saldırı: Aktivistler BJP politikalarını kınadı

Yeni Delhi hükümeti, Müslüman kimliğine ve Hindistan yönetimindeki Keşmir'in sosyal, kültürel ve politik yapısına yönelik amansız saldırıları nedeniyle eleştirildi.

Keşmir'de Müslüman kimliğine sistematik saldırı: Aktivistler BJP politikalarını kınadı

Keşmir Medya Servisi'nin haberine göre, Srinagar'da yapılan açıklamada, sivil toplum aktivistleri, Başbakan Narendra Modi'nin Bharatiya Janata Partisi (BJP) liderliğindeki hükümetinin 5 Ağustos 2019'dan bu yana bölgedeki Müslüman çoğunluğu güçsüzleştirmeyi ve haklarından mahrum bırakmayı amaçladığını söyledikleri sistematik önlemleri özetledi.

Aktivistler, "BJP hükümetinin eylemleri, Keşmir'in acı dolu tarihinde acımasız yeni bir bölümü işaret ediyor" diyerek, Hindutva odaklı politikaların bölgedeki Müslümanların kültürel, dilsel ve dini kimliğini aşındırdığını vurguladı.

"Bu önlemler münferit değil; işgal altındaki Filistin'deki İsrail yerleşimci-sömürgeci politikalarını yansıtıyor" diye eklediler.

Aktivistler, özgürlük yanlısı bireylerden ve gruplardan milyonlarca değerindeki mülklere el konulması ve Hindutva ideolojisine uyan kişilere yol açmak için Keşmirli Müslüman çalışanların işten çıkarılması gibi bir dizi gelişmeye işaret etti. Aktivistler ayrıca, Keşmirlilere ait arazileri yabancılara devretmeyi amaçladığını iddia ettikleri yeni arazi yasalarının uygulanmasına da dikkat çekti.

Aktivistler, yargısız infazlar, işkence ve zorla kaybetmeler de dahil olmak üzere insan hakları ihlallerinin hız kesmeden devam ettiğini söyledi. "Hindistan'ın IIOJK'deki taktikleri, Keşmir'in özgürlük talebini susturmak için hesaplanmış bir stratejinin parçasıdır. Ancak böyle bir baskı, Keşmir Müslümanlarının işgale direnme kararlılığını yalnızca güçlendirecektir," diye uyardılar.

Aktivistler ayrıca Hindistan yetkililerinin muhalifleri bastırmak için sert önlemler kullandığını ve bölgenin sosyo-ekonomik yapısını sistematik olarak parçaladığını söyledi. Açıklamada, "Artan baskı sadece Keşmir'e değil, aynı zamanda adalet ve insan hakları ilkelerine de bir saldırıdır" denildi.