'Kadın üniversitelerinin Türkiye’de kurulması sürecini destekliyoruz'

Kadın üniversitelerinin açılmasının önemli bir ihtiyaç olduğuna dikkat çeken HÜDA PAR, kadın üniversitelerinin Türkiye’de kurulması sürecini önemli bir adım olarak gördüklerini ve bunu desteklediklerini belirtti.

'Kadın üniversitelerinin Türkiye’de kurulması sürecini destekliyoruz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kadın Üniversiteleri” hakkında yaptığı açıklamalarının önemli olduğuna işaret eden HÜDA PAR,  yaptığı haftalık gündem değerlendirmesinde “kadın üniversitelerinin Türkiye’de de kurulması sürecinin başlatılmasını gecikmiş ancak önemli bir adım olarak görüyor ve destekliyoruz.” ifadelerine yer verdi.

HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından yapılan haftalık iç gündem değerlendirmesinde ayrıca Başbağlar  ve Sivas olaylarının hâlâ aydınlatıl(a)madığına dikkat çekildi.

Aydınlanmayı bekleyen iki karanlık nokta: Başbağlar ve Sivas

26 yıl önce Başbağlar’da yaşanan katliamın hatırlatıldığı iç gündem değerlendirmesinde, “05 Temmuz 1993 günü Başbağlar köyünü basan 100 civarındaki katil güruh, köylüleri meydana topladıktan sonra kimisini kurşuna dizerek, kimisini de evlerinin içerisinde yakarak büyük bir vahşete imza attı. Vahşiler köyden ayrıldıklarında geride 33 ceset; okul, cami ve köy misafirhanesiyle beraber yakılmış 191 ev ve dört araç enkazı bırakmışlardı. Katil güruh, köylüleri meydanda toplarken ‘Sivas’ın intikamı’ naralarını atmış, sonradan malum örgütün başı, kendisiyle ihtilafa düştüğü için infaz edilen Dr. Baran tarafından katliamın merkezden habersiz bir şekilde gerçekleştirildiğini itiraf etmişti.” denildi.

Başbağlar katliamını yapanların, o dönemin siyasi iradesi tarafından aklanmasını ikinci bir katliam olarak nitelendiren HÜDA PAR, değerlendirmesinde, “Sahipsiz kalan Başbağlar, katillerden hesap sorulmasını beklerken, yargı süreci büyük bir ucubeye dönüştürülerek dosya ‘Faili meçhul’ olarak kapatılmıştı. Yargı sürecinde katliamı kabul eden itirafçıların bir türlü duruşmalara getirilmemesi, çevre köylerden katliama katıldıklarını itiraf eden milislerin kısa bir yargılama sürecinden sonra salıverilmeleri, Başbağlar sakinlerine göre dönemin siyasi iradesinin baskıları sonucunda gerçekleşmiş ve zanlılar aklanmıştır. Dönemin siyasi iradesi ve yargısının el ele vererek üstünü örtmeleri, kamu vicdanı ve maktüllerin aileleri açısından ikinci bir katliam kadar elem verici olmuştur.” ifadelerine yer verdi.

“Başbağlar katliamının ‘Sivas’ın intikamı’ olarak icra edildiği realitesini kimse inkâr edemez.” denilen değerlendirmede şöyle devam edildi:

“Herkes tarafından malum şahısların tavırları bu olayda önemli tahrik faktörü olmuştur. Bu tahrik nedeniyle Madımak oteli önünde binlerce kişi toplanarak gösteri yapmış, mahiyeti bugün bile anlaşılmamış bir şekilde olay büyümüş ve otel yakılmıştır. Göstericiler ile oteldekilerden karşılıklı olarak 37 kişinin ölmesiyle sonuçlanan olayın faturası, trajikomik bir yargı süreci sonunda 33 kişiye kesilirken, bunun intikamı olarak icra edilen Başbağlar katliamı alelacele kapatılarak meçhul bırakılmıştır. Oysa ceza alan sanıkların bir kısmı olay günü Sivas şehrinde olmadıklarını belgelerle ispat bile etmişlerdi.”

Sivas ve Başbağlar davalarının yeniden ele alınması çağrısında bulunulan değerlendirmede, “Sivas ile Başbağlar davaları, hem olayların yaşanması hem de skandallarla dolu yargı süreçleri açısından yeniden ele alınmalıdır. Faili meçhul olayların yoğun olduğu ve çetevari odakların devlet adına hareket ettiği bir dönemde yaşanan bu iki katliam, geçirdikleri yargı süreçleriyle birlikte yeniden araştırılmalı, karanlığa terkedilen olaylar zinciri aydınlığa kavuşturularak gerçek failler ortaya çıkarılmalıdır.” denildi.

“Kadın üniversitelerinin açılması bir ihtiyaçtır”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Japonya’nın Makogawa Kadın Üniversitesi tarafından fahri doktora ünvanı verilmesinden sonra yaptığı açıklamalara değinilen değerlendirmede, “Bu vesile ile yaptığı açıklamada kadınların eğitimine öncelik veren ve sadece kadınların kabul edildiği 80 kadın üniversitesinin bulunduğu Japonya’nın, Türkiye için de örnek oluşturabileceğini söylen Erdoğan; ‘Ben şimdi bu üniversiteyi inceleyeceğim. Büyükelçime de diğer 80 üniversiteyi incelemesi talimatını verdim. YÖK başkanıma da buradan sesleniyorum. Bizim de böyle üniversiteler açmamız lazım. Hazırlıklarını buna göre yap’ diyerek eğitim sisteminin en önemli açmazı olan karma eğitime alternatif oluşturulması umudunu oluşturdu.” denildi.

Kadın üniversitelerinin Türkiye’de kurulmasını destekliyoruz

Diğer ülkelerde bulunan kadın üniversitelerin Türkiye’de de kurulmasını desteklediklerinin altı çizilen değerlendirmede, “İran, Ürdün, Kuveyt, Sudan, Pakistan gibi Müslüman ülkelerin yanında Avusturya, İngiltere, Kanada Japonya, Güney Kore, Çin ve Hindistan gibi diğer dünya ülkelerinde de yaygın olarak kadın üniversitelerinin bulunmasına karşın Türkiye’de bu imkânın oluşturulmaması büyük bir eksikliktir. Öteden beri HÜDA PAR olarak biz, karma eğitimin hem pedagojik olarak hem de insanın yaratılış özellikleri itibarıyla büyük sıkıntı olduğunu ifade ediyor ve alternatif okul sisteminin oluşturulmasını istiyoruz. Bu açıdan kadın üniversitelerinin Türkiye’de de kurulması sürecinin başlatılmasını gecikmiş ancak önemli bir adım olarak görüyor ve destekliyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Son olarak karma eğitim dayatılmasından vazgeçilmesi gerektiğine dikkat çekilen değerlendirmede, “Dünyada eğitimde söz sahibi ülkeler, öğrencinin başarısını düşürdüğü ve disiplinsizliğe neden olduğu için karma eğitim sistemini sorgularken ülkemizde karma eğitim sistemi üzerinde ısrar edilmesini anlamakta güçlük çekiyoruz. Velilere karma eğitim sisteminin dayatılmasından vazgeçilmelidir. Alternatif olarak ayrı okul tercihinin de verilmesi, insani ve fıtri bir gerekliliktir. Sayın Cumhurbaşkanının bu açıklamalarının sözde kalmaması ve bir an önce somut adımlara dönüşmesini temenni ediyoruz.” denildi.

İLKHA