İngiltere, düzensiz göçmenleri 10 bin kilometre uzaklıktaki Ruanda'ya gönderecek
İngiltere'de hükümet, ülkeye yasa dışı yollardan giren düzensiz göçmenlerin Afrika ülkesi Ruanda'ya gönderilmesi ve başvuruları sonuçlanana kadar orada tutulmasını planlıyor.
Yapılan açıklamaya göre, Başbakan Boris Johnson bugün "yasa dışı göç sorunu ve tekneyle geçişlerle mücadele" konusunda yeni bir planı duyurdu.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, bugünden itibaren İngiltere'ye yasa dışı yollarla girenler ve 1 Ocak'tan bu yana yasa dışı giriş yapan herkesin Ruanda'ya yerleştirilebileceğini bildirdi.
"Bu cesur yeni planla hükümetin sınırların kontrolünü geri aldığını" ifade edecen Johnson, paralel bir yasa dışı sistemi sürdüremeyeceklerini, merhametlerinin sonsuz olduğunu ancak insanlara yardım etme kapasitelerinin sonsuz olmadığını belirtti.
Kontrolsüz göçün, İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi, okullar ve toplu taşımada "yönetilemez talepler" yarattığına işaret eden Johnson, geçen yıl küçük teknelerle İngiltere'ye gelen 10 kişiden 7'sinin 40 yaşın altındaki erkeklerden oluştuğunu ve insan kaçakçılarına para ödediklerini belirtti.
Johnson, bu insanların çoğunun güvenli ülkelerden geçtiğini ve tehlikede olmadıklarını savundu.
Boris Johnson, dün sadece yaklaşık 600 kişinin Manş Denizi'ni geçtiğini dile getirerek, insan kaçakçılarını, Manş Denizi'ni, "karaya çıkmaya elverişli olmayan teknelerde boğulan erkek, kadın ve çocukların olduğu mezarlığa" dönüştürmekle suçladı.
Hükümetin zulümden kaçan insanları neden gözaltı merkezlerinde kötü muamele ve işkence raporlarının olduğu bir ülkeye göndereceği sorusu üzerine Johnson, Ruanda'nın son yıllarda "tamamen dönüştüğünü" ve "dünyanın en güvenli ülkelerinden biri" olduğunu savundu.
Johnson, Ruanda ile yapılan anlaşmanın düzensiz göçle mücadelede çözümün önemli bir parçası ve sorunun çözümü için attıkları birkaç adımdan biri olduğunu ifade etti.
İngiliz Kızıl Haçı Direktörü Zoe Abrams, yaptığı açıklamada, travma geçirmiş insanları dünyanın öbür ucuna, Ruanda'ya gönderme planları karşısında derin endişe duyduğunu belirtti.
Planın vergi mükelleflerine maliyeti de olacağına işaret eden Abrams, "Bu sert önlemin çaresiz insanları, Manş Denizi'ni geçmeye çalışmaktan da caydıracağına kani olmadık. İnsanlar buraya, sevdikleriyle tekrar bir araya gelmek gibi hepimizin anlayabileceği nedenlerle ya da İngilizce konuşabildikleri için geliyorlar." değerlendirmesinde bulundu.