İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Gazze'deki gibi bir yıkım görülmedi

Balakrishnan Rajagopal, işgalci İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü ayrım gözetmeyen ve sistematik saldırılarla Gazze'nin yaşanılmaz bir yere dönüştüğünü belirterek, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana bu seviyede bir yıkım görmediklerini söyledi.

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Gazze'deki gibi bir yıkım görülmedi

Birleşmiş Milletler (BM) Konut Hakkı Özel Raportörü Rajagopal, AA muhabirine, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de gerçekleştirdiği yıkıma ilişkin değerlendirmede bulundu.

"Gazze'deki yıkım, kapsamı, vahşeti ve orada yaşayan insanlar üzerindeki büyük insani etkileri açısından benzeri görülmemiş durum. 15 aydır aralıksız bombalama ve yıkımla karşı karşıyayız. Gazze'deki evlerin yüzde 80'inden fazlası tamamen yıkıldı. Fiziksel manzaranın neredeyse yüzde 100'ünün yok olduğu Gazze'nin kuzeyindeki bazı kesimlerde yıkım yüzde 80'den fazla." ifadelerini kullanan Rajagopal, Gazzelilerin 19 Ocak'ta başlayan ateşkesle evlerine döndüğünü ancak karşı karşıya kaldıkları enkazla ve konaklama yeri konusunda ne yapacaklarını bilmediklerini bildirdi.

Rajagopal, Gazzelilerin enkazdan altından değerli eşyalarını kurtarabilme, enkazın temizlenmesi ve hayatlarını nasıl yeniden inşa edebilme gibi büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu anlattı.

"(Gazze'deki yıkım) Yakın tarihte bu kadar kapsamlı bir çatışmada, buna benzer bir şeyle karşılaştığımızı sanmıyorum." diyen Rajagopal, Gazze'de görünen her yerde muazzam bir yıkım tablosu olduğunu söyledi.

"40 yılı aşkın süredir bu kadar yıkıcı bir çatışma görmedim"

Rajagopal, şöyle konuştu:

"40 yılı aşkın süredir uluslararası ilişkiler çalışıyorum, bu kadar yıkıcı bir çatışma görmedim. Sadece evlerin değil, dini yapıların, okulların, tüm ticari kuruluşların, dükkanların yanı sıra yollar gibi tüm fiziksel altyapının bile bu seviyede tamamen yok edildiğini görmedim. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, Hiroşima ve Nagazaki'ye nükleer bomba atıldığından veya Dresden'in tamamen yok edildiğinden beri bu seviyede bir yıkım görmedik diyebilirim. Dresden'de bile tüm şehir, Gazze'deki gibi yok edilmedi."

Ateşkesin ardından insani yardım görevlilerinin Gazze'ye giriş yapabildiğine değinen Rajagopal, insanların gördükleri manzara karşısında afalladığını anlattı.

Rajagopal, "Gazze'ye geri dönenler veya taşınmaya zorlanan Filistinliler, yıkımın seviyesine tamamen şaşırmış durumda ve herkes yeniden inşa etmenin nasıl mümkün olacağını merak ediyor." ifadelerini kullandı.

Gazze'de şu anda esas önceliğin, insanların geri döndüklerinde yaşayabilmeleri açısından insani yardımların ulaştırılması olduğuna dikkati çeken Rajagopal, Gazze'de barınak erişimine acil ve kapsamlı ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Rajagopal, ateşkes anlaşmasının ilk aşamasında, 60 bin mobil ev veya karavanın yanı sıra 200 bin çadırın temin edilmesi konusunda mutabakata varıldığını bildirdi.

Gazze'nin kuzeyine neredeyse hiç yardım ulaşmadığını belirten Rajagopal, bu bölgelere yeniden inşa sürecinden önce acil insani yardımların ulaştırılması gerektiğini kaydetti.

Rajagopal, Gazzelilerin yardımlarla çadırlarını ve evlerini kurabildiklerinde, yeniden yapılanmayla ilgili planların hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Gazze'de öncelikle enkazların kaldırılması gerektiğine değinen Rajagopal, enkazlarda patlamamış mühimmatlar bulunmasının da çok tehlikeli olduğunu vurguladı.

Rajagopal, ülkelerin Gazze'ye yardım etme arzusunda olduğunu ancak çatışmaların yeniden başlaması halinde, inşa edilen yerlerin yeniden yıkılmayacağından emin olmak istediklerini belirtti.

"Bu yüzden Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkına tam olarak saygı gösterilmesi, Filistin'in bölgede barış içinde yaşayan bir devlet olarak tam anlamıyla kurulmasının yanı sıra fiziksel ve insani altyapısının yeniden inşası için yeterli güvenliğin olması çok önemli." ifadelerini kullanan Rajagopal, ateşkes anlaşmasının tüm taraflarca tam olarak saygı görmesinin önemine işaret etti.

Rajagopal, ateşkes anlaşmasının garantör devletleri Katar, Mısır ve ABD'nin, uluslararası toplumun geri kalanından destek almasının daha da önemli olduğunu bildirdi.

"Gazze'de yaşananlar gerçek bir soykırımdır"

Raportör Rajagopal, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yaşananlara ilişkin şunları aktardı:

"Gazze'de olanlar, yaşamayı imkansız kılan ve Gazze'yi yaşanmaz hale getiren koşullar oluşturması bakımından gerçek bir soykırımdır. Orada yaşayan insanlar için bir bölgeyi veya yeri yaşanmaz hale getirdiğiniz takdirde, bu aslında bir soykırım eylemidir. Soykırım Sözleşmesi'nin ikinci maddesi uyarınca tanım çok açık. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) sunduğu tam olarak budur. Dünya genelinde İsrail'in Gazze örneğinde yaptığı şeyin, bir soykırım eylemi olduğu konusunda ezici bir uzman görüşü var. Ateşkes anlaşmasının olması, soykırımın durduğu anlamına gelmez. Soykırım, Gazze'nin halk için yaşanamaz olmaya devam ettiği, halkın tamamının veya bir kısmının fiziksel olarak yok olmasına yol açacak koşullar olduğu sürece devam eder. Eğer bebekler soğuğa maruz kaldıkları için hayatını kaybediyorsa, bu hala İsrail'in Ekim 2023'ten sonra başlattığı soykırım eylemlerinin devam eden insani etkisinin bir parçasıdır. Ateşkes anlaşması Gazze'de işlenen suçlar için adaletten bahsetmiyor. Ancak bu suç işleyen tarafların, özellikle İsrail askerlerinin cezasız kalabileceği anlamına gelmiyor. Onların uluslararası mahkemeler önünde hesap vermeleri gerekiyor."