"Göçmenleri Ruanda'ya gönderme planı utanç verici bir politika"

İngiltere'de ana muhalefetteki İşçi Partisi eski milletvekili ve İngiliz parlamentosunun üst kanadı Lordlar Kamarası Üyesi Lord Alfred Dubs, ülkesinin göçmen ve sığınmacıları Ruanda'ya gönderme planını 'utanç verici bir politika' olarak niteledi ve planın ahlaki olmadığını belirtti.

"Göçmenleri Ruanda'ya gönderme planı utanç verici bir politika"

Dubs, İngiltere'nin, yaşa dışı göçmen ve sığınmacıları Ruanda'ya göndermek için 14 Nisan'da bu ülkeyle imzaladığı "Göç ve Ekonomik Kalkınma Ortaklığı Anlaşması"na ilişkin eleştirilerde bulunarak, Ruanda'da insan hakları konusunda sorunlar olduğunu ifade etti.

Bu sorunlarının üstesinden gelinse bile insanları Ruanda'ya göndermeyi düşünmenin bile meşru olup olmadığı konusunda zaten endişelerin dile getirildiğini kaydeden Dubs, "Güvenlik için kaçan insanları koruma yükümlülüğümüz olduğunu düşünüyorum." dedi.

Dubs, göçmenlerin potansiyel olarak güvensiz olacakları bir ülkeye gönderilmemeleri gerektiğinin altını çizerek, İngiliz sığınma sisteminin de işlevsiz olduğuna dikkati çekti.

Lordlar Kamarası Üyesi Dubs, "Ancak insanları Ruanda'ya göndererek, 1951 Cenevre Sözleşmesi'ni ihlal etmenin ahlaki olduğuna inanmıyorum. Bunun utanç verici bir politika ve mahkemelerimizde itiraz edilecek bir politika olduğuna inanıyorum. İşe yarayacağını bile sanmıyorum." ifadelerini kullandı.

Dubs, öte yandan göçmenleri Ruanda'ya göndermenin "oldukça maliyetli" bir plan olduğuna da işaret etti.

İngiliz medyasındaki haberlere göre, Ruanda planı uçuşlar, konaklama ve yaşam masrafları dahil yaklaşık 120 milyon sterline mal olabilecek.

UKRAYNALILAR BEYAZ, AFGANLAR VE SURİYELİLER BEYAZ DEĞİL GİBİ ALGILANIYOR

Lord Dubs, Ukraynalı mülteciler konusuna da değinerek, bu mültecilere diğerlerinden daha fazla sempati duyulmasının bir nedeninin, Ukrayna'da gelişen olayların her gün medyada yayınlanması olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Buna karşılık, "Medyada Suriye ve Afganistan'daki gelişmelere her gün yer verilmedi." eleştirisinde bulunan Dubs, İngiltere'deki mülteci tartışmalarında kişilerin ırkının da rol oynadığını dile getirdi.

Lord Dubs, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ukraynalılar beyaz, Afganlar ve Suriyeliler beyaz değil gibi algılanıyor. İnsan haklarının ten rengine dayanmadığından, zulümden kaçan insanların ihtiyacına dayandığından emin olmalıyız. Bunu söylemeye devam etmeliyiz. Dolayısıyla, bir Ukraynalıyı memnuniyetle karşılamaya ne kadar ihtiyaç varsa, bir Suriyeliyi veya bir Afgan'ı aynı şekilde memnuniyetle karşılamaya da o kadar ihtiyaç var. "

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, 14 Nisan'da yaptığı açıklamada, 1 Ocak'tan itibaren ülkesine yasa dışı giriş yapan herkesin Ruanda'ya gönderileceği ve oraya yerleştirileceğini açıklamıştı.

Plana muhalefetin yanı sıra sivil toplum kuruluşları da tepki göstermişti.

Londra merkezli Uluslararası Af Örgütünün İngiltere Mülteci ve Göçmen Hakları Direktörü Steve Valdez-Symonds, sığınma işlemleri için insanları başka bir ülkeye göndermenin, "sorumsuzluğun zirvesi" olduğunu, hükümetin ise şu anda iltica konularında "insanlıktan ve gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu" gösterdiğini belirtmişti.

Ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin lideri Keir Starmer da Johnson'ın, yeni göçmen planıyla, Kovid-19 kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle aldığı para cezasının ardından dikkatleri üzerinden başka yöne dağıtmaya çalıştığını öne sürerek, söz konusu planı "işe yaramaz" ve "insafsız" olarak nitelendirmişti.