Geçenlerde gördüğüm bir rüyanın hikayesi / Ahmet Rençber

Geçenlerde çok ibretli bir rüya gördüm. Şimdiye kadar hayatımda gördüğüm en ibretli rüyalardan biriydi. Bilindiği gibi insanlar çok ibretlik rüyalar görebiliyor. İşte benim de görmüş olduğum bu rüya onlardan biriydi.

Geçenlerde gördüğüm bir rüyanın hikayesi / Ahmet Rençber

Geçenlerde çok ibretli bir rüya gördüm. Şimdiye kadar hayatımda gördüğüm en ibretli rüyalardan biriydi. Bilindiği gibi insanlar çok ibretlik rüyalar görebiliyor. İşte benim de görmüş olduğum bu rüya onlardan biriydi.

Rüyayı gördüğüm gece, çok ağır bir mevzuyu tefekkür ediyordum. Daha  sonra öylece dalıp uyuya kalmışım. Rüyamda evden dışarı çıkmıştım. Biraz ileride küme küme insan toplulukları gördüm. Bu topluluklar dikkatimi çekmişti. Hemen yanlarına vardım. Kalabalığın nedenini sordum. Herkes elinde ki telefonlara bakıyordu. Orada bulunan insanların yüz ifadeleri acayip bir hal almıştı. Bunun nedeni ise, telefonlarına gelen haberdi. Bu ilginç olayı ben de merak ettim. Bir baktım ki  bütün haber ajanslarında son dakika olarak bir haber geçiyor. Ajanslarda geçen haberlere göre uzayda yaşadığımız gezegene benzer, hayat olan bir gezegenin varlığı tespit edilmişti. Bu benzerlik, hem coğrafi, hem de iklim benzerliğiydi. Bu haberin doğruluğunu araştırdık. Araştırmalarımız sonucu bahse konu olan haberin doğru olduğu sonucuna vardık.  

Birkaç arkadaş gezegen hakkında bir araştırma yapmaya karar verdik. Aldığımız karara göre bir ekip oluşturulacak ve bu ekip o gezegene gidip gerekli araştırmaları yapacak. Bu ekip içerisinde daha önce  mecliste milletvekilliği yapmış ve hala mecliste görevde olan bazı milletvekilleri de vardı. Hemen hazırlıklara başlandı. Yolculuk için bir uzay aracı temin edildi. Sanırım bu araç Amerika’ dan gelmişti. Aracın Amerika’dan ya da Rusya’dan  nereden geldiğinin önemi yoktu.  Önemli olan bizleri oraya götürecek olmasıydı. Gitmeden önce beraber gideceğimiz heyet ile tekrar bir araya geldik. Gidilecek tarih ve zamanı netleştirdik. Daha sonra aramızda görev dağılımı yaptık. Bu görev dağılımı sonrası bana gurup sözcüsü olarak görev verildi. Nihayet gidecek tarih ve saatimiz geldi. Uzay aracına bindik. Uzun ve yorucu bir yolculuk olacağı belliydi. Bu uzun yolculuktan sonra  oraya vardık. Yol yorgunluğunu gidermek için biraz dinlenmeye ihtiyacımız olmuştu. Dinlendikten sonra tekrar grup olarak bir araya geldik.  Bundan sonra nelerin yapılacağı, burada kimlerle görüşüleceği konusunda fikir alış verişinde bulunduk. Aramızda bu konularda tecrübeli olan milletvekili arkadaşlar da vardı. Bu arkadaşların tavsiyesi üzerine gezegende yaşayan, gezegenin sahibi olan insanlarla görüşmek için yola çıktık. Bir süre sonra aracımızla gezegene vardı. Burada oturan gezegenin sahipleri olan uzaylıların meclisine vardık. Bizleri kapıda bekleyen uzaylılar, bizleri içeri aldılar.

Rehberlik eden şahıs bizleri takdim ettikten sonra bizlere oturulacak yerler gösterildi. Oturduktan sonra uzaylıların yetkilisi olan zat bizlere dönerek kimsiniz, ne istiyorsunuz diye bazı sualler sordu? Gurubun sözcüsü olarak ayağa kalktım, kendimi tanıttıktan sonra sözlerime şöyle başladım. Bismillah deyip Allah’ın adıyla konuşmama başladım. Efendim bizler yüz yıllardır yer yüzünde yaşayan bir milletiz. Bu milletin adı Kürd milletidir. Ve kendimizi ifade etiğimiz dil olan, anadilimiz de Kürtçedir. Kürd milleti olarak, yeryüzünde çok çile ve meşakkatler yaşadık, çok acılar çektik. Görünen o ki bundan sonra da hayatımızda acı ve zorluklarla dolu geçecek bir gelecek bizleri bekliyor. Bu nedenle istiyoruz ki burada kurulacak olan yeni bir dünyada bizlere de bir yer olsun. Bunun için buraya geldik bu konudaki isteklerimizi sizlere arz etmek istedik. Umarız bu arzu ve isteklerimiz tarafınızdan da kabul görür. Uzaylı bir süre sessiz kaldı. Ve bizlere ait olan kimliklerimizi bizlerden istediler. Kimliklerimizi kendilerine uzattık. Uzaylı, kimliklerimizi inceledi tekrar başını kaldırıp bizlere dönüp şunları söyledi: “Bakınız! sizlere ait olduğunu iddia etiğiniz bu kimliklerde millet olarak  Kürd diye bir şey göremiyorum” dedi. Gerçekten sizlere ait bir kimliğiniz yok mu? O zaman ben sizlerin gerçekten nereden geldiğinizi nasıl bileceğim? Şimdi sizleri tanıtacak bir kimliğiniz yok mu?  Birlikte gittiğimiz milletvekillerine dönerek şunları söyledi: Beyler! Sizler, mecliste anadilinizle yaptığınız konuşmalar nasıl ve ne şekilde kayıtlara geçiriliyor? Millet vekili: Efendim! mecliste ana dillerimiz ile yaptığımız konuşmalar tutanaklara anlaşılmayan dil olarak kayıtlara geçiriliyor. Uzaylı tekrar milletvekillerine dönerek şunları söyledi: Peki sizlerin oradaki göreviniz nedir? Sizler orada ne yaparsınız? Milletvekilleri cevap olarak şunları söylediler: Efendim bizim görevimiz ellerimizi kaldırıp indirmek suretiyle milletinvekilliğini yapmaktır. O anda uzaylı bağırmaya başladı. Onun bağırmasıyla uyandım. Uyandığımda kan ter içinde kalmıştım.

Yataktan kalktım. Korku ve şaşkınlık ile beraber bunun gerçek mi yoksa hakikaten rüyamı olduğunu hala tam olarak karar veremedim. Biraz sonra anladım ki bu bir rüya imiş. Kendi kendime dedim; bu bir rüyadır üzerinde fazla düşünmeye ne gerek var? Kendi kendimi teselli etim. Ama bu rüya da olsa günümüzde bunlara benzer bazı olaylar yaşanıyor ve halen de devam ediyor. Yirmi birinci asırda ülkemizde bunlar yaşanırken, başka ülkeler gerçekten uzayda yer edinmek için bir birleriyle yarış halindedirler. Sakın kimse benim ırkçılık yaptığımı, ayırımcılık, kürtçülük yaptığımı söylemesin. Ben bunu asla kabul etmem. Böyle olmaktan Allah’a sığınırım. Bende  asla iğne ucu kadar bile kavmiyetçilik olamaz Allah’ın izniyle. Öte yandan hep konuşulur denir ki; bizler kardeşiz. Ne gerek var bu tur söylemlere. Ey Vallah! Doğrudur, bizler kardeşiz. O halde senin kardeşin olan bu adamın bir ismi yok mu? Bu kardeşin nasıl kendini tanıtacak, neden kendisine ait olan bir kimliği olmasın! Bunu isterken bölücümü oluyorum? Bunu bana Allah verirken başkaları bunu nasıl inkar edebilir? Mademki kardeşiz, ki bunu bende kabul ediyorum, o halde kardeşliğin neyi gerektiriyorsa hep birlikte onu beraber yapalım. Buna var mısınız? Ben varım.

Ahmet Rençber