Gaspçı İsrailliler, ordu koruması altında Filistinlilerin geçim kaynaklarını hedef alıyor

İşgalci İsrail ordusunun koruması altında Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Nablus'a bağlı Beyt Lid ve Deyr Şeref beldelerinde Filistinlilerin geçim kaynaklarını hedef alıyor.

Gaspçı İsrailliler, ordu koruması altında Filistinlilerin geçim kaynaklarını hedef alıyor

Görgü tanıkları ve yerel yetkililer, İsrail askerlerinin koruması altında gaspçı İsrailliler tarafından dün akşam gerçekleştirilen, Filistinli bedevi topluluğu ve sanayi bölgesinin hedef alındığı, araçların ve depoların yakıldığı, Filistinli işçilerin saldırıya uğradığı olayların "son aylarda yaşanan en şiddetli saldırı" olarak niteledi.

El-Cüneydi Süt Ürünleri Şirketi Müdürü Munzir el-Cüneydi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Saldırı geniş çaplı ve organize bir şekilde gerçekleşti, yaklaşık 150 yerleşimci vardı, bunlardan 60'ı tesisin iç avlusuna saldırdı." dedi.

Saldırıya ilişkin Cüneydi, "Saldırganlar, çalışanlara saldırdı ve tesisin içindeki beş dağıtım aracını, birkaç küçük yapıyı ve sivil araçları ateşe verdi. Tesis yeni açılmıştı ve bu saldırı, bizi korkutup ayrılmaya zorlamak için tehdit mesajıydı. Ancak biz kalıyoruz ve ayrılmayacağız." diye konuştu.

Tam anlamıyla terörizm

İsraillilerin saldırıları yalnızca sanayi bölgesiyle sınırlı kalmayıp civardaki yerleşim yerlerine de yayıldı.

Saldırının mağdurlarından Filistinli Mahmud Duays, saldırının "tam anlamıyla terörizm" olduğunu söyledi.

Duays, "Yerleşimciler bize saldırdı ve biri kardeşime ait olmak üzere kamyonları ateşe verdi. Kamyonda önemli belgeler ve çekler vardı." şeklinde konuştu.

Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin evlere de saldırdığını söyleyen Duays, "Evlere zorla girdiler, çadırlarımızı ve su depolarımızı yaktılar, yaklaşık 300 koyun ve buzağıyı çaldılar, bunları daha sonra geri alabildik." dedi.

Duays, İsraillilerin saldırılarında 3 yakınının yaralandığını ve birinin yoğun bakımda, durumunun kritik olduğunu anlattı.

İsraillilerin daha önce de Filistinlileri yerinden etmek için saldırılar düzenlediğine dikkati çeken Duays, "Sürekli endişe içinde yaşıyoruz, ancak bedeli ne olursa olsun topraklarımızı terk etmeyeceğiz ve dayanıklılığımızı güçlendirecek desteğe ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.

Yaklaşık 10 Filistinli ailenin yaşadığı bedevi topluluğunda İsraillilerin saldırılarıyla meydana gelen yangının izleri hala görünürken, bölge halkı yeni bir saldırı tehdidiyle evlerini ve hayvanlarının barınaklarını ellerinden geldiğince onarmaya çalışıyor.

Filistinli Bakan, saldırıya maruz kalan bölgeyi ziyaret etti

İsraillilerin saldırısına maruz kalan el-Cüneydi tesisini ziyaret eden Filistin Sanayi Bakanı Arafat Asfur da "Yaşananlar, yerleşimcilerin Filistinlilere karşı uyguladığı terörün gerçek yüzünü ortaya koyuyor." dedi.

Filistinlilerin fabrika ve çiftliklerine yönelik saldırıların amacının ulusal ekonomiyi baltalamak olduğunu söyleyen Asfur, bunun "sistematik bir İsrail politikası" haline geldiğini aktardı.

Asfur, "Nablus'ta yaşananlar, Filistinlilerin geçim kaynaklarını yok etmek amacıyla ağaçların sökülmesi ve tarım tesislerin yakılması gibi zeytin hasadı mevsiminde tanık olduğumuz olayların bir devamıdır." ifadesini kullandı.

Filistinli Bakan, hükümetin mağdurlara yardımda bulunacağını ve üretimi destekleyeceklerini söyledi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.

Ayrım Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi verilerine göre, Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler Ekim 2023'ten bu yana 36 Filistinliyi şehit etti ve yaklaşık 700 kundaklama suçu işledi.

Konsey Başkanı Müeyyed Şaban, İsraillilerin Filistinlileri ve mülklerini hedef alan saldırıları "Filistin halkına yönelik soykırım" olarak nitelemişti.

Şaban, Filistinlilerin evlerinin, çiftliklerinin ve endüstriyel tesislerinin hedef alındığı saldırı ve kundaklama eylemlerinin, Filistin halkını yerinden etmeyi, ekonomik ve sosyal hayatı baltalamayı amaçlayan "organize terör politikası" olduğunu söylemişti.