Eski seviye / İbrahim Kızar

Yaşanan gelişmeler gösteriyor ki, köşe başlarını tutan azgın azınlık ve ideolojik saplantıları olanlar iktidar olsun yada olmasınlar hala istedikleri oluyor, istedikleri kanunları çıkıyor ve düzenlemeler yapılıyor.

Eski seviye / İbrahim Kızar

Bir ülkeyi idare etmenin kolay olduğunu kimse söyleyemez. Hele hele  bu ülkede köşe başları beli başlı bir zihniyet tarafından tutulmuş ise, iş daha da zordur. Ne zaman  köşelerden birine dokunulsa cıyaklama sesleri yükselmeye başlar, köşelere yaklaşan yaklaştığına bin pişman olur, köşeyi tutan ise yerini daha da sağlamlaştırarak köşesine kurulmaya devam eder.

Ülkeyi idare etmenin zor olduğunu herkesin söylemesine rağmen, ülke idaresine talip olanların çokluğu hayret edilecek kadar çoktur. Partiler, insanlar  iktidara gelmek için, iktidar denen pastadan bir pay kapmak/almak için olmadık taklalar atar, belli bir yere gelenler ise bulundukları yerden daha yukarı çıkamasalar bile bulundukları yeri terk etmemek için tilkilere rahmet  okuturlar.

Türkiye'de, bir umutla diğer parti ve iktidar taliplerinden farklı olur diye, köşe başlarını tutanların cenderesinden bizleri kurtarır, belli bir kesime akan hortumları keser, gelir dağılımında adaleti sağlar, halkın yararına yasal ve anayasal düzenlemeler yapar  diye şu anki partiyi millet iktidara getirdi.

Hani halk böyle düşünmekte haksız da değildi yani, başta İstanbul olmak üzere belli başlı şehirlerde yaşanmakta olan bir belediye tecrübesi vardı. Azgın azınlığı ve ideolojik saplantılı olanları bir kenara bırakırsak halk hizmetlerden memnun idi.

Halk iktidarı şeriksiz ortaksız verdi hemde bir kere değil iki kere değil daha fazla ve kesintisiz verdi. Sonra isteklerinin  gerçekleşmesi için sabır ile bekledi.

Yeri geldi sokaklara döküldü, canını siper etti, yeri geldi bankalara koştu kara gün için sakladığı bir kaç kuruşunu bankalara yatırdı, dövize sırtını döndü TL de kaldı.

Allah var hiç bir iyileşme olmadı denemez. İyileşmeler oldu olmasına da halkın istediği iyileşmelerin kalıcı ve temelli olması gelen gidenin keyfine kalmaması idi.

Yaşanan gelişmeler  gösteriyor ki, köşe başlarını tutanlar hala eski yerlerinde duruyorlar, ellerinden bir şey çıkmış değil, kanuni düzenlemeler hala onların istediği şekilde yapılıyor. Halk yapılan kanuni düzenlemelerden ne kadar rahatsız olursa olsun, nereye başvurursa vursun elde ettiği bir şey yok. Hatta bazı konularda geçmişi aratır duruma gelmiş durumda.

Yani azgın azınlığın ve ideolojik saplantıları olanların, iktidarda olsun yada olmasınlar hala istedikleri oluyor, istedikleri kanunlar çıkıyor, istedikleri düzenlemeler yapılıyor, istedikleri insanlar hapislerde tutuluyor. Hatta kendi iktidarlarında çıkarmaya cesaret edemedikleri kanunlar şimdiki iktidar döneminde çok rahat bir şekilde çıkarılıyor.

Oysa halkın umduğu, eski halden kurtulmak, hem maddi yönden rahatlamak, yasal ve anayasa düzenlemelerin günlük yaşamını  kolaylaştıracak şekilde yapılması hemde köşe başlarını tutan kan emici zihniyetin köşe başlarından sökülüp zararsız hale getirilmesi idi.

Geldiğimiz durum ise aklıma şu hikayeyi getirdi. Çocuklarının çarşafını her sabah yıkamaktan bıkan aile köyün doktoruna, hekimine, muskacısına  gider ve bir çare bulmasını ister. Köyün doktoru, hekimi yada muskacısı yapacağını yapar, ilacını, otunu, muskasını verip aileyi gönderir. Sabah olduğunda aile, doktorun, hekimin yada mukacının kapısına gelir ve aman dileyerek çocuklarını eski seviyeye geri getirmesini ister. Çünkü durum eskisinden de berbat bir hale gelmiş aile dünü, önceki durumu arar duruma gelmiştir.

İstediğimiz, umudumuz halkın yukarıda geçen aile gibi şimdiki iktidar öncesi durmu seviyeyi arzulayacak, arayacak duruma gelmemesidir.

Umarız halk eskisini arar duruma gelmez.

Allah'a emanet olun.

İbrahim Kızar / Habernas