Enfal Katliamı'nın üzerinden 34 yıl geçti

Sosyalist BAAS rejiminin Kürtleri kimyasal silahlarla yok etmeye çalıştığı Enfal katliamının üzerinden tam 34 yıl geçti. ​Müslüman Kürd halkını hedef alan Enfal Katliamının yıl dönümü nedeniyle, katledilen 100 binin üzerindeki Kürd rahmet ve minnetle anılıyor.

Enfal Katliamı'nın üzerinden 34 yıl geçti

Bugün 14 Nisan… Güney Kürdistan için ölüm, soykırım ve çığlık günüdür bugün. Sosyalist BAAS rejiminin Kürtleri kimyasal silahlarla yok etmeye çalıştığı Enfal katliamının üzerinden tam 34 yıl geçti. 100 bini aşkın Müslüman Kürt, Saddam`ın vahşeti ile hayatını kaybetti ama BAAS'ın ırkçı, asimilasyoncu politikalarına boyun eğmedi. 

Saddam Hüseyin`i Halepçe`nin katili olarak biliriz… Oysa Halepçe Enfal katliamının belki de en küçük parçasıdır. 1983 ile 1989 yılları arasında güney Kürtleri sistematik bir şekilde katledildi, yurtlarından sürüldü, işkencelere uğratıldı.

8 aşamadan oluşan Enfal Katliamı kapsamındaki operasyonlar 1988 Şubatı'nın ortalarında göç ettirmelerle başlamıştı. Kürdistan'ın neredeyse bütün alanlarına doğru genişleyen Enfal operasyonu hızla yayılan sindirme politikalarıyla 14 Nisan 1988'de çok tehlikeli bir seviyeye çıktı.

Katliam süreci 1983 yılında Barzan bölgesinde başladı. Barzani aşiretinden 10 bine yakın erkek Irak çöllerinde diri diri toprağa gömüldü. 

SİSTEMATİK KATLİAM

14 Nisan 1986 da başlayan saldırganlık artık sistematiktir. Kimyasal silahların rahatlıkla kullanıldığı katliam silsilesi kesintisiz bir şekilde 3 yıl sürer. Daha sonra kendisine Kimyasal Ali denilecek olan Ali Hasan el Mecid tarafından komuta edilen Enfal saldırılarında toplu infazlar ve çölde aç bırakarak öldürmelerin yanı sıra kara ve hava operasyonları dâhil 77 kimyasal saldırı yapıldı.

Sadece uçaklar ve zehirli gazlarla öldürülmedi Kürtler, Dokan Baraj Gölü'nün kapaklarını açtıran Saddam binlerce Kürdün çamurlar altında kalarak hayatını kaybetmesine neden oldu.

Enfal vahşeti kapsamında Kürdistan`ı ‘insansızlaştırmaya çalışıyordu Saddam. Kimyasal saldırılardan dolayı toprak zehir ve ölüm kokuyordu öyle ki günümüzde bile toprak hala dirilememiş ve ölüdür.

Irak Kürdistanı'nda 4665 köyün 4000'i Enfal soykırımı ile yerle bir edilir. 100 bini aşkın Kürd katledilir. 

3 bin cami, 2 bin okul, 300 hastane, 27 kilise harabeye çevrilmiş, bir milyon kişi Kürdistan'dan göç etmek zorunda kalmıştı. Baas rejiminin yıkılması sonrasında ise çok sayıda toplu mezar bulunmuştu.

Saddam Hüseyin`in bu kimyasal vahşetinin üretiminde ABD, İsviçre, Belçika, Almanya ve Fransa tedarikçi; bir kısım Arap devleti askeri, maddi ve lojistik destekçi konumundaydı.

Bu katliamlarda Avrupa ülkelerinin kör, sağır ve dilsiz rollerine bürünmesini Kürtler çok da yadırgamaz. Çünkü zaten onlardan bir yardım beklemiyorlardı ama İslam dünyasının bu barbarlığa ciddi bir tepki göstermemesi özellikle Halepçe`den sonra  “Kürtler ümmetin yetim evlatları” deyişini ortaya çıkardı.

Kürd halkı ağır saldırılar karşısında yerini yurdunu terk etmek zorunda kalır. Yüzbinlerce Kürd, şiddetli soğuklara rağmen İran`a ve Türkiye`ye sığınmak zorunda kalır.

Enfal katliamının en bilinen ayağı Halepçe katliamıdır. Irkçı BAAS rejimi 1988 yılında Halepçe`de en az 5 bin Kürd`ü katleder. Halepçe, Enfal vahşetini dünyaya tanıtmada önemli bir rol üstlendi. Kürd çocuklarının sokaklardaki cansız-nefessiz görüntüleri her ne kadar devletleri harekete geçiremediyse de mezkûr görüntüler 30 yıldır insanlığın ciğerlerini kanatmaya devam ediyor.

Irak Yüksek Ceza Mahkemesi, 2007 yılında aldığı bir kararla Enfal operasyonunu, Kürtlere karşı girişilen bir soykırım olarak kabul etti ve ardından Enfal katliamına katıldıkları gerekçesiyle yüzlerce kişinin tutuklanması sürecini başlattı.

Kürdistan Parlamentosu, 14 Nisan'ı Enfal Katliamı'nı anma günü olarak kabul ediyor.