Bütün dünya soruyor: Kaşıkçı'nın cenazesi nerede

Cemal Kaşıkçı'nın, ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğunda Suudi Arabistan'dan özel olarak gelen 15 kişilik infaz timince katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti, ancak cesedinin nerede olduğuna ilişkin gizem devam ediyor.

Bütün dünya soruyor: Kaşıkçı'nın cenazesi nerede

Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğundan bir daha çıkamadı.

Türkiye'deki adli birimlerce yürütülen titiz soruşturma sonucu Suudi Arabistanlı yetkililerin itiraf etmek zorunda kaldıkları Kaşıkçı cinayetinde, cesedine ne olduğu halen gizemini koruyan bir soru.

BM Raporu: "Zorla yok etme suçunu teşkil ediyor"

Geçen bir yıllık süreçte Kaşıkçı'nın ne zaman, nerede ve nasıl öldürüldüğüyle ilgili birçok bilgi tespit edilmesine rağmen, cesedinin nerede olduğu, ne olduğuna ilişkin şu ana kadar herhangi bir resmi açıklama yapılmadı.

Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın, cinayete ilişkin hazırladığı raporda, Kaşıkçı'nın öldürülme koşullarının, Suudi Arabistan tarafından onaylanan "İşkenceye Karşı Sözleşme" hükümleri uyarınca işkence eylemi oluşturduğuna dikkat çekildi. Cesede halen ulaşılamamış olmasının da "zorla yok etme" suçunu teşkil ettiği dile getirildi.

"Boğuldu, cesedi parçalara ayrıldı"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmayla ilgili yapılan yazılı açıklamada, Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin detaylara yer verildi. "Kaşıkçı'nın boğularak öldürüldüğü, önceden yapılan planlama doğrultusunda cesedinin parçalanarak yok edildiği" bilgisi paylaşıldı.

Kaşıkçı'nın katlini itiraf ettiler

Suudi Arabistan Başsavcı Sözcüsü Şelan eş-Şelan da başkent Riyad'da 15 Kasım'da düzenlediği basın toplantısında, soruşturmanın sonuçlarını paylaştı. Sözcü Şelan eş-Şelan, zanlılardan birinin konsolosluktaki kameraları bozduğu, Kaşıkçı'nın cesedinin konsoloslukta parçalanarak dışarı çıkarıldığı, cesedi teslim alan yerel işbirlikçinin robot resmine ulaşıldığı ve 21 şüpheliden 11'ine suç isnat edilerek dava dosyasının mahkemeye gönderildiği açıklamasında bulundu.

Asitle mi erittiler

Kaşıkçı'yı infaz eden ekibin, parçalara ayırdıktan sonra yanlarında getirdikleri malzemelerle asit dökerek cesedi erittikleri, Suudi Arabistan'a götürdükleri, belirli bir yere gömdükleri veya yakarak yok ettikleri yönünde çeşitli iddialar ortaya atıldı. Süreç içinde Kaşıkçı'nın cesedenin nerede olduğu sorusu, cinayetle ilgili açıklamaların önüne geçti.

Konuttaki su kuyuları ve tandır şüphe uyandırdı

Kaşıkçı'nın cesedinin akıbetiyle ilgili bugüne kadar resmiyete en yakın açıklamayı yapan İstanbul Emniyet Müdürlüğü, geçtiğimiz şubat ayında yayımladığı 2008 yılı faaliyet raporunda, ortaya çıkan bulgulara göre, Kaşıkçı'nın cesedine ne olduğuna yönelik sorulara cevap bulmaya çalıştı.

Raporda, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu konutunda 2 su kuyusu, bir de doğalgaz ve odunla ateşlenebilen tandır bulunduğu belirtildi. Çifte ateşle ısı değeri bin dereceye kadar yükseltilebilen tandırın bu seviyede yakılması halinde bir kişinin cesedindeki DNA'dan tek bir zerre bile kalmayacağı vurgulandı.

Cinayet günü başkonsolosluğa giriş yapan 15 kişilik infaz ekibinin içinde, yüksek lisans tezini "Kemikten elde edilen DNA analizi" üzerine yapan Suudi İçişleri Bakanlığı Adli Tıp Uzmanı 47 yaşındaki Tabip Yarbay Salah Mohammed A. Tubaigy'in bulunduğuna da dikkat çekilen raporda, bu kişinin çürüyen ve yakılan kemikler üzerinde DNA olup olmadığını bilebilecek uzmanlığa sahip olduğu aktarıldı.

Raporda, bölgede yapılan araştırmalara göre, infaz timinin Kaşıkçı'yı öldürdükten sonra konuta ünlü bir restorandan 32 porsiyon pişmemiş et sipariş ettiği de belirtilirken, "İster istemez akıllara birçok soru daha takılıyor. Tandırda et pişirmek önceden yapılan planların bir parçası mıydı? Elbette bu sorular aydınlatılacak. Araştırmalar henüz sonuçlanmış değil." ifadelerine yer verildi.

AA