BM raportörlerinden Adalet Divanında İşgalci İsrail'e desteğini açıklayan Almanya'ya "soykırım" tepkisi

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin başvurusuyla, Gazze'de Filistinlilere soykırım yaptığı suçlamasıyla Uluslararası Adalet Divanında (UAD) yargılanmaya başlanan İşgalci İsrail'e destek açıklamasında bulunan Almanya, BM raportörlerinden yoğun tepki aldı.

BM raportörlerinden Adalet Divanında İşgalci İsrail'e desteğini açıklayan Almanya'ya "soykırım" tepkisi

BM Sağlık Hakkı Raportörü Tlaleng Mofokeng, X hesabından yaptığı açıklamada, "Tarihinde birden fazla soykırım işlemiş bir devlet (Almanya), sömürgecilik ve apartheid kurbanı bir ülkenin (Güney Afrika) başka bir soykırımı, işgalci nükleer gücü (İsrail) önleme çabalarının altını oyuyor. Almanya, sen gerçek misin? Umarız daha iyisini yapabilirsin." ifadelerini kullandı.

BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal, X mesajında, Almanya'nın UAD'deki soykırım davasına İsrail lehine taraf olacağını açıklayan ilk ülke olduğu yönündeki bir paylaşımı alıntılayarak, bunun Almanya'nın sorumluluklarıyla bağdaşmadığını belirtti.

Rajagopal, "Almanya, soykırımı önleme sözleşmesinin uygulanması çabalarını desteklemeli, tersini yapmamalı." değerlendirmesinde bulundu.

BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese de X paylaşımında, "Filistinlileri kurtarmaya çalışanlar kan kardeşleri Arap ülkeleri değil, insan haklarını teşvik eden Batılı ülkeler de değil fakat (Filistinliler ile) baskı ve apartheid tarihini paylaşan bir ülke (Güney Afrika). Almanya kendi tarihi nedeniyle buna engel olmamalı." ifadelerine yer verdi.

Alman hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit tarafından dün yapılan yazılı açıklamada, UAD'de Güney Afrika tarafından İşgalci İsrail'e yöneltilen "soykırım" suçlamasının hiçbir dayanağı olmadığı savunulmuştu.

Almanya'nın geçmişindeki Holokost suçu nedeniyle 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi Sözleşmesi'ne bağlı olduğu ileri sürülen açıklamada, bu sözleşmenin "uluslararası hukukun temel bir aracı" olduğu ve "siyasi bir araç haline getirilmesine karşı çıkıldığı" kaydedilmişti.

Açıklamada, Almanya'nın UAD'nin çalışmalarını desteklediği ve ana davada üçüncü taraf olarak Siyonist İsrail lehine müdahillik niyeti taşıdığı belirtilmişti.

Almanya'nın Holokost sorumluluğu

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 7 Ekim sonrasında İşgalci İsrail'e kayıtsız şartsız destek vermelerini, ülkesinin Holokost'tan kaynaklanan tarihi sorumluluğuna bağlamıştı.

Alman hükümeti, ülkede Filistin'e destek gösterilerini antisemitizmle mücadele gerekçesiyle engellerken de aynı nedeni öne sürmüştü.

Ülkede bu süreçte Filistin yanlısı 100'den fazla gösterinin düzenlenmesine izin verilmezken, başkent Berlin'de öğrencilerin Filistin şalı ve üzerinde Filistin bayraklarının bulunduğu çıkartmalar taşıması yasaklanmıştı.

Bavyera eyaletinde ise Filistin yanlısı gösterilerde kullanılan "Nehirden denize kadar Filistin özgür olacak" sloganına "antisemitik" olduğu gerekçesiyle yasak getirilmişti.

İşgalci İsrail'i 7 Ekim sonrasında ziyaret eden ilk yabancı hükümet başkanı, Scholz olmuştu.

İşgalci İsrail'in Berlin Büyükelçisi Ron Prosor, 7 Ekim'den bu yana verdiği koşulsuz ve sınırsız desteğin ardından Almanya'nın, ülkesinin "Avrupa'daki en iyi müttefiki haline geldiğini" açıklamıştı.