İkiyüzlülük! Aylan Kurdi’nin katilleri 'mülteci sever' oldu

Ukrayna-Rusya savaşında 9'uncu güne girilirken, Birleşmiş Milletler (BM), 1 milyondan fazla mültecinin Ukrayna'dan komşu ülkelere geçtiğini duyurdu. AB ve ABD’nin Ukraynalı göçmenlere geçici oturum verme kararı alması ise Aylan Kurdi’nin, kıyıya vuran cansız bedenini bir kez daha akıllara getirirken kamuoyu Batı vicdansızlığını ve ikiyüzlülüğünü sorguluyor.

İkiyüzlülük! Aylan Kurdi’nin katilleri 'mülteci sever' oldu

Amerika ve Rusya'nın on binlerce insanı katlettiği Ortadoğu’da, yıllardır devam eden işgaller neticesinde yerinden olan milyonlarca insanın Avrupa ülkelerine gitme çabaları karşısında Avrupa'nın sergilediği insanlık dışı acımasız tutumu ve sahillere vuran cesetler hafızalardaki tazeliğini korurken uluslararası kuruluşlar başta olmak üzere birçok ülkeden sosyal medya kullanıcıları da “Avrupa'nın mülteci konusunda ikiyüzlü” davrandığını belirtti.

Putin'in talimatıyla başlatılan saldırılar devam ederken müzakere sürecinde de olumlu  bir sonuç çıkmaması ve Kiev başta olmak üzere, ülkenin pek çok noktasındaki çatışma ve bombardımanlar devam etmesi neticesinde Ukraynalı siviller canlarını kurtarmak için komşu ülkelere geçmeye devam ediyor.

BM, savaşın başlamasının üzerinden henüz bir hafta geçmişken 1 milyondan fazla Ukraynalı mültecinin Avrupa ülkelerine geçtiğini duyurdu.

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler ise, savaştan kaçan Ukraynalılara geçici koruma sağlanmasını öngören AB Geçici Koruma Yönergesi'ni harekete geçirme konusunda siyasi uzlaşı sağladı.

ABD yönetimi de, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle 1 Mart tarihi itibarıyla ABD'de bulunan Ukrayna vatandaşlarına 18 aylık "Geçici Koruma Statüsü" verileceğini açıkladı.

Ukrayna'dan tahliyeler devam ederken Independent gazetesi muhabiri Nadine White, Ukrayna'da yaşayan Afrikalı ve Arapların ise Polonya'ya trenlere alınmadığını, "Sadece Ukraynalılar" binebilir diyerek ırkçılık yapıldığını söyledi.

Ayrıca, geçtiğimiz günlerde ABD merkezli CBS NEWS muhabiri Charlie D'Agata canlı yayında, "Burası on yıllardır kaosla yaşayan Irak veya Afganistan değil. Burası böyle şeyleri görmeyi hiç ummadığınız medeni Avrupalılara has bir kent." ifadelerini kullanması izleyenleri şaşırtmış, rahatsız edici ton sosyal medyada geniş tepkilere neden olmuştu.

Başta Afrika ülkeleri olmak üzere birçok ülkede Batının bu insanlık dışı çifte standardına büyük tepki gösterdi.

Mülteci botlarını batırarak Ege'yi "deniz mezarlığına" çeviren Yunanistan'ın Başbakanı Kiryakos Miçotakis ise, Yunanistan'ın Ukrayna'dan gelecek mültecileri kabul etmeye hazır olduğunu söyledi.

Bu gelişmelerin ardından, "Avrupa, sadece Katolik Hristiyanlara mı kapılarını açıyor?" sorularını akıllara getirdi.

Öte yandan, bundan sadece bir ay önce Türkiye üzerinden Yunanistan'a geçmek isteyen Afgan ve Suriyeli mültecileri, Yunan Sınır Muhafızları geri itmiş ve donarak can vermelerine sebep olmuştu.

2 Eylül 2015 tarihinde ise Yunanistan'ın kabul etmediği Suriyelileri taşıyan ve içinde 14 kişinin bulunduğu botun batması sonucu 5 kişi hayatını kaybetmiş, Aylan Kurdi, kıyıya vuran cansız bedeniyle dünya gündemine oturmuştu.

10 Ekim 2013'te ise Libya'dan İtalya'ya gitmek için denize açılan gemi Akdeniz açıklarında batmıştı. Çoğunluğu Suriyeli yaklaşık 400 kişi bulunduğu gemiden sadece 200 kişi kurtarılabilmiş, diğerleri hayatını kaybetmişti.

BM İnsan Hakları Komitesi, yaptığı soruşturma neticesinde, İtalya'nın 200'den fazla sığınmacının "yaşama hakkını" korumakta başarısız olduğuna kanaat getirdiklerini açıklamıştı.

Bu örnekler dünya kamuoyunda yankı uyandırdığı için tepkilere yol açsa da, başta Yunanistan olmak üzere Batı'nın neredeyse her yerinde mültecilere aynı muamele reva görülüyor.

Mülteciler yaşlı, genç, çocuk demeden sınırlarda polisin şiddetine, açlığa ve soğuğa maruz kalıyor.