Amerikan-İslam Konseyi, Gazze soykırımı için ABD'ye dava açtı

Joe Biden'ın başkanlık döneminde ABD yönetiminin güç ve araçlarını kullanarak Gazze'de devam eden soykırıma verdiği destek ve karıştığı insan hakları ihlalleri nedeniyle açılan davalar yeni yönetime devredilerek devam ediyor.

Amerikan-İslam Konseyi, Gazze soykırımı için ABD'ye dava açtı

Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Başkanı Nihad Awad, AA'ya verdiği mülakatta, Joe Biden ve yönetiminin İsrail'in insan hakları ihlallerinin farkında olduğunu belirterek, "Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray iç raporları, eski ABD Başkanı Biden ve eski Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın bu raporları örtbas ettiğini ve reddettiğini açıkça ortaya koyuyor." ifadelerini kullandı.

Awad, Amerikan silahlarıyla gerçekleştirilen ve Gazze'deki soykırımda sevdiklerini kaybeden Filistin asıllı Amerikalılar adına açılan davaların yeni yönetime devredilmesine ilişkin "Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Beyaz Saray şu anda davalı konumundadır ve bu dava süreci 2025 yılında da sürecek gibi görünüyor." dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı görevlisi Josh Paul, ABD yönetiminin Leahy Yasası'nı takip edip etmediğini izlemekle görevli ana yetkililerden biriyken kendisi Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığına İsrail'in insan haklarını açıkça ihlal ettiğine dair raporlar sundu. Awad, Paul'un raporlarında "İsrail'in Filistin halkını kasıtlı ve ayırım gözetmeden öldürerek insan haklarını ihlal ettiğinin" yer aldığını belirtti.

Josh Paul, Biden yönetimindeki diğer birçok yetkili gibi protesto nedeniyle bakanlıktan istifa etti.

İsrail lobilerinin ABD yönetimi üzerindeki etkisi

Awad, İsrailli lobilerin ABD hükümeti ve bürokrasisi üzerindeki yoğun etkisine vurgu yaparak, "Hükümet içerisindeki iç raporlar, ABD yönetiminin silah yardımı ile ilgili gereklilikleri ihlal ettiğini ortaya koymaktadır. Ancak sorun, hükümetimizin bu bilgileri değerlendirmemesi ve bu bilgileri kamu politikalarını değiştirmek için kullanmamasıdır. Bunun başlıca nedeni, İsrail yanlısı lobilerin hükümetimiz üzerindeki etkisi ve hükümet yetkililerimizin İsrail politikalarına karşı durmaya, bir pozisyon almaya cesaret edememesidir." ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın başkan seçildikten sonra ateşkes anlaşması için baskı yapmasını memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Awad, "Ne yazık ki Joe Biden ve Antony Blinken soykırımı durdurmak için ellerine fırsat geçmesine ve bu sorumluluğa sahip olmalarına rağmen bunu yapmadılar. İnanıyoruz ki Kamala Harris seçimi kazansaydı, soykırım devam ederdi." diye konuştu.

Trump'ın İsrail'in soykırımı devam ettirmesine izin vermeyeceğini umduklarını belirten Awad, ABD'nin yeni yönetimi içindeki savaş yanlısı isimler hakkında ise şöyle konuştu:

"Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İsrail'e atanacak büyükelçisi Mike Huckabee veya Savunma Bakanı Pete Hegseth olsun, bu isimler savaş yanlısı. Onlar, güç kullanımı yerine mantığı tercih etmeyen kişiler ve aşırı dini ideolojileri kılavuz ediniyorlar. Bu ideolojiler, İsrail'in her şekilde ve her koşulda desteklenmesi gerektiğini savunuyor."

İsrail'e verilen ABD yardımları geri alınabilir mi?

ABD'nin İsrail'e yaptığı yardımlara değinen Awad, "Aslında bu yardımların geri alınması mümkün çünkü Amerikan halkının parası. Amerikan halkı İsrail’e gönderilen bu paraları çok zor şartlar altında kazandı, Amerikalı aileler kendilerini geçindirmekte zorlanıyor. ABD’nin altyapısı kötü durumda. ABD’nin eğitim seviyesi düşüşe geçti. Milyonlarca Amerikalının sağlık sigortası bile yok." diye konuştu.

Kaliforniya’da çıkan yangınların ABD federal hükümeti ve eyalet yetkilileri tarafından söndürülemediğini dile getiren Awad, şunları kaydetti:

"Binlerce ev ve arazi yok olurken, aralarında Hollywood yıldızlarının da bulunduğu onlarca insan evsiz kaldı. Bu yangınlarda federal hükümet ve eyalet hükümeti çaresiz kaldı. Amerikalılar, hükümetlerinin kazandıkları parayı bir yabancı devlete nasıl bu kadar savurganca aktardığını gördüklerinde öfkeleniyor. O yabancı devletin vatandaşlarının neredeyse tamamının sağlık sigortası var. Konut sorunu yaşamıyorlar. Ancak Amerikalılar bunca sıkıntı içindeyken, hükümetlerinin paralarını İsrail’e vermesi, halkın güvenine ihanettir ve bu paranın yanlış kullanımından başka bir şey değildir."

Eğer bir irade ortaya konursa ABD'nin İsrail'e yaptığı toplam 251,2 milyar dolarlık askeri yardımın geri alınabileceğini ve ABD ekonomisinin toparlanabileceğini belirten eden Awad, "Hükümetimiz öncelikli olarak kendi vatandaşlarına hizmet etmeye karar verir ve İsrail’i diğer ülkeleri sorumlu tuttuğu gibi sorumlu tutarsa yani aynı ölçütleri İsrail’e de uygularsa ancak bu yardımlar geri alınabilir. Amerikan ekonomisi toparlanır. İsrail de diğer devletler gibi hukuk sınırları içinde hareket etmek zorunda kalır." ifadesini kullandı.

ABD'nin İsrail'e yardımları 251 milyar doları buluyor

Brown Üniversitesi Watson Enstitüsü’nün yayımladığı 'Amerika Birleşik Devletleri'nin İsrail’in askeri operasyonlarına ve bölgedeki ilgili ABD operasyonlarına yaptığı harcamalar' başlıklı raporda, ABD’nin İsrail'e 1951'den 2022 yılına kadar enflasyona göre ayarlanmış şekilde yaklaşık 317 milyar dolar yardım sağladığı, bunun 225 milyar dolarının doğrudan askeri yardımları içerdiği belirtildi. ABD'nin 2023 ve 2024 yıllarında İsrail’e yaptığı askeri yardım miktarları da bu rakama eklendiğinde tespit edilebilen verilere göre toplam yardım 251,2 milyar dolara yükseliyor.

ABD'de vergi konusunda hassas olan halk, zor şartlar altında çalışarak kazandıkları paraların artık başka devletlerin bekası için kullanılmasından rahatsızlık duyuyor. ABD hükümetlerinin müesses nizamın halk tarafından revize edilmesine ne kadar dayanabileceği tartışmaları devam ediyor.