30 yıllık esaretin ardından gelen özgürlük...

90'lı yıllarda karanlık yapıların kumpası sonucu 30 yıldır zindan hayatı yaşayan Muhammed Şakir, Diyarbakır'da kaldığı cezaevinden tahliye olarak, özgürlüğüne kavuştu. Muhammed Şakir’e, ilerleyen yaşına ve hastalıklarına rağmen annesi Hanım Şakir, kardeşleri ve yüzlerce dava arkadaşı karşılama töreni düzenledi.

30 yıllık esaretin ardından gelen özgürlük...

90'lı yıllarda karanlık yapıların kumpası sonucu 30 yıldır zindan hayatı yaşayan Muhammed Şakir, Diyarbakır'da kaldığı cezaevinden özgürlüğüne kavuştu. Şakir'in, özgürlüğüne kavuşmasından dolayı yakınları, dava arkadaşları ve sevenleri Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi önüne akın etti.

Cezaevi çıkışında kısa bir konuşma yapan Muhammed Şakir, "Bu dava büyük bir davadır. 30 yıl değil; 300 sene de olsa bu dava uğruna feda etmeye değer." şeklinde konuştu.

Ailesi ve dava arkadaşları tarafından, tekbir ve salavatlar eşliğinde karşılanan Şakir, memleketi Ceylanpınar’a uğurlandı.

HASTA VE YAŞLI ANNESİ DE KARŞILAMAYA GELDİ

Şakir'i karşılamaya gelenler arasında Şanlıurfa'da ikamet eden, ilerleyen yaşına ve hastalıklarına rağmen annesi Hanım Şakir ve kardeşleri de vardı. Yıllardır büyük bir hasretle bekledikleri Muhammed Şakir'e kavuşacak olmanın sevinç ve şükrünü yaşayan Şakir ailesi, sevenlerine ve dava arkadaşlarına bu anlamlı günde kendilerini yalnız bırakmadıkları için teşekkür ettiler. Anne Hanım Şakir, 30 yıl boyunca çektikleri sıkıntılara dikkat çekerek buna rağmen Allah'a daima hamd ettiklerini belirtti.

"EVDE BEKLERKEN SABAH OLACAĞINA İNANMIYORDUM"

Anne Şakir, "Oğlum Muhammed hapishaneye girdiğinde 26 yaşındaydı. Şimdi saçları beyazlaşmış, dişleri düşmüş durumda. Bu 30 yıl içinde eziyet, sıkıntı ve esareti çok yaşadık ama yine Allah'a şükürler olsun." dedi. Oğlu Muhammed Şakir'in özgürlüğüne kavuşacağını haber aldığında büyük bir mutluluk yaşadığını söyleyen Anne Hanım, "Hastaydım ama yine de ölümümü göze alarak geldim buraya. Onun hatırı için geldim buraya. Evde beklerken sabah olacağına inanmıyordum. Allah'a hamd olsun, Allah hem kendisini hem de bütün ümmeti Muhammed'i muhafaza etsin." diye konuştu.

KUMPAS SONUCU 30 YIL  ZİNDANDA KALDI

İslam'ın izzetini koruyup savundukları için 90'lı yılların karanlık yapıları tarafından kurulan kumpaslar sonucu onlarca Müslüman, günlerce süren işkence ve sorgulamalar sonrası ihdas edilen suçlamalarla ömür boyu hapse mahkûm edildi.

O dönemin mahkemelerine başkanlık yapan, savcılık, hâkimlik yapan, operasyonları yapan, polislerin belgeleri altına imza atan savcı ve hâkimlerin çoğu FETÖ üyesi olduklarından dolayı ya tutuklandı ya görevden alındı ya da kimisi firar etti.

Adil yargılama yapmadıkları için DGM'ler kapatıldı, özel yetkili mahkemeler kapatıldı. Buna rağmen bu mahkemelerin verdiği kararlar tekrar yargıya açılmadı.

Mustazaf Müslümanların cezaevinde olmaları yetmiyormuş gibi ailelerine de zindan hayatı çektirildi. Mustazaf Müslümanlar, o cezaevinden bu cezaevine sürgüne gönderildi. Gözü yaşlı anne ve babalar, eşler ve çocuklar kar kış demeden Yusufîlerinin görüş gününe yetişmek için yollara düştü, türlü türlü sıkıntılar yaşadı. Kimi aileler ise çektikleri onca sıkıntı ve eziyete rağmen çoğu zaman Yusufîleriyle görüşemeyerek cezaevi önlerinde saatlerce bekledi.

Bu mahkûmlardan 56 yaşındaki Muhammed Şakir, 1992 yılının Ekim ayında gözaltına alınmış ve diğer zindan arkadaşları gibi haftalarca geçirildiği işkencenin ve uzun yıllar süren yargılamaların ardından müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.