Yapıcıoğlu: Türkiye'nin ihtiyacı darbe anayasasında değişiklik yapmak değil, tamamen yeni bir anayasa yapmaktır

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, beraberindeki heyetle birlikte TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'u ziyaret ederek yapılacak yeni anayasa ile ilgili partisinin görüşlerini aktardı.

Yapıcıoğlu: Türkiye'nin ihtiyacı darbe anayasasında değişiklik yapmak değil, tamamen yeni bir anayasa yapmaktır

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, anayasa ile ilgili konuları müzakere etmek üzere Meclis'te grubu bulunmayan ancak Meclis'te temsiliyeti olan partilerin genel başkanlarıyla bir araya gelmeye devam ediyor.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un daveti üzerine gerçekleşen ziyarete, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, HÜDA PAR Genel Sekreteri Şahzade Demir, HÜDA PAR Sözcüsü Serkan Ramanlı ve HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanı Faruk Dinç katıldı.

Gündemdeki yerini korumaya devam eden yeni anayasa çalışmalarının ele alındığı görüşmede, Yapıcıoğlu, partisinin yeni anayasa hakkındaki görüşlerini Meclis Başkanı Kurtulmuş'a aktardı.

Görüşme sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, Türkiye'nin tamamen yeni bir anayasaya duyduğu ihtiyaca vurgu yaptı.

Yapıcıoğlu, "Malumlarınız olduğu üzere Sayın Meclis Başkanımız bir süredir Meclis'te bulunan siyasi partilerle yeni bir anayasa yapım sürecinin usulüne ilişkin görüşmeler gerçekleştiriyor. Bugün de bu kapsamda bizleri davet ettiler. Sayın Meclis Başkanımızla verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Önceki görüşmelerle ilgili kısaca bilgilendirme bulundular. Biz de bu yeni anayasa yapım sürecine elimizden gelen katkıyı vereceğimizi söyledik." ifadelerini kullandı.

"Türkiye'nin ihtiyacı darbe anayasası üzerinde 22'nci kez değişiklik yapmak değil, tamamen yeni bir anayasa yapmaktır"

"Türkiye'nin tamamen yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır." diyen Yapıcıoğlu, "1982 yılından beri Türkiye bu mevcut darbe anayasası ile yönetilmektedir. Bu anayasa üzerinde bugüne kadar 21 kez değişiklik yapıldı. Bizim inancımız şudur; Türkiye'nin ihtiyacı bu darbe anayasası üzerinde 22'nci kez değişiklik yapmak değil, tamamen yeni bir anayasa yapmaktır. Birileri parlamentonun tamamen yeni bir anayasa yapma yetkisinin olup olmadığı hususunda bir tartışma yapmak istiyor. Bu konu da tartışılmalıdır elbette, kamuoyunun önünde herkes bunu tartışmalı, eteğindeki taşları dökmelidir. Darbecilerin seçtikleri kişilerin oluşturmuş olduğu danışma meclislerinin tamamen yeni bir anayasa yapabileceğini kabul edip halkın yüzde 95'inin iradesinin yansımış olduğu bir parlamentonun böyle bir anayasa yapma yetkisinin olmadığını kimler söylüyor, bunu herkes görsün." dedi.

"Bu Meclis'in tamamen yeni bir anayasa yapma yetkisi vardır ve bu yetkisine sahip çıkmalıdır"

Hiç kimsenin kendi kırmızı çizgilerini, olmazsa olmazlarını peşinen masaya koyarak müzakere sürecini baltalamaması gerektiğinin altını çizen Yapıcıoğlu, "Bu süreç önemlidir, bize göre bu Meclis'in tamamen yeni bir anayasa yapma kabiliyeti vardır, yetkisi vardır ve bu Meclis bu yetkisine sahip çıkmalıdır. Evet usul esasa takaddüm eder. Biz başından beri şunu söylüyoruz, diyoruz ki; herkesin kırmızı çizgileri, herkesin öncelikleri, herkesin olmazsa olmazları farklı olabilir ama kimse bunları peşinen masanın üzerine koyup bu müzakere sürecini baltalamasın, engellemesin. Siyasi partiler bir araya gelebilsinler, hatta Meclis'te temsil edilmeyen siyasi partiler de ve hukuk çevreleri de akademi çevreleri de bu tartışmalara dahil olsun ve ortak bir noktada nasıl buluşabileceğimizi birlikte tartışalım." şeklinde konuştu.  

Sayısal olarak anayasayı değiştirme kabiliyetine sahip tek bir partinin bulunmadığına işaret eden Yapıcıoğlu, "Elbette bizim de kendimize göre önceliklerimiz, kendimize göre önerilerimiz vardır fakat biz bu belirttiğimiz usul çerçevesinde peşinen hiçbir şeyi ortaya koymuyoruz ve elimizden gelen bütün çabayı sarf edeceğiz, diyoruz. Bugünkü Meclis aritmetiği göz önünde bulundurulduğunda hiçbir partinin tek başına, kendi metnini, 'anayasa böyle olsun' deme hakkına sahip olmadığını, böyle bir yeterliliğinin olmadığını herkes kabul eder. Kaldı ki sayısal olarak herhangi bir partinin böyle bir yeterliliği varsa yani tek başına anayasayı değiştirebilecek bir çoğunluğa sahip olsa bile böyle yapmamalıdır." dedi.

"Bir parlamenter olarak biz de elimizden gelen katkıyı sunacağız"

Yeni anayasa yapma sürecinde ellerinden gelen katkıyı vermeye hazır olduklarına vurgu yapan Yapıcıoğlu, "Bizim inancımız odur ki, bütün siyasi partiler bir araya geldiğinde, ortak nokta neresidir, nerede buluşabiliriz, hususunda tartışırlarsa, bu Türkiye'nin siyasetinin normalleşmesi açısından da ciddi bir katkı sağlayacaktır. Biz buna inanıyoruz, biz HÜDA PAR olarak kendi adımıza şunu söyleyebiliriz ki, o masada biz otururuz ve milletin menfaati neyi gerektiriyorsa o konuda çaba sarf etmeye, elimizden gelen katkıyı vermeye hazır olduğumuzu Sayın Meclis Başkanımıza söyledik. Burada bir kez daha kameraların önünde, sizlerin aracılığıyla aziz milletimize de bunu ifade etmek istiyoruz. Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır, bu Meclis'in yeni bir anayasa yapma yetkisi vardır ve bu konuda Meclis üyesi olarak, bir parlamenter olarak biz de elimizden gelen katkıyı sunacağız." ifadelerini kullandı.

"Seçimle gelinen bir makama atama usulü ile görevlendirme yapılması doğru bir yöntem değildir"

Hakkari Belediye Başkanı'nın gözaltına alınması hususu üzerine sorulan bir soruya yanıt veren Yapıcıoğlu, şöyle konuştu:

"Başından beri söylediğimiz bir şey vardı; halen aynı noktadayız. Diyoruz ki, hiç kimse siyasi fikirlerinden dolayı soruşturulmasın, sadece siyasi fikirlerinden dolayı görevden alınmasın. Ama hiçbir siyasi ya da hiçbir seçilmiş de sadece seçilmiş olmanın, istediği gibi davranma ya da kanunların dışına çıkma hakkını da kendisinde görmesin. Hiç kimsenin suç işlem hürriyeti yoktur. Suç işleyenler bunun elbette soruşturulmasını ya da bunun karşılığı olan şeyi de görmeyi beklemelidirler. Hakkâri Belediye Başkanı ile ilgili iddialar vahim. Bunları yaptı mı yapmadı mı bilemiyoruz. Dosyanın içeriği ile ilgili bir bilgimiz yoktur. 'Suç işleyen kişiye de dokunulmasın' noktasında değiliz ama biz şunu söylüyoruz; diyoruz ki, herhangi bir kişi suç işledi diye bir görevden alınırsa, seçimle gelinen bir makama atama usulü ile görevlendirme yapılması doğru bir usul, doğru bir yöntem değildir. (İLKHA)