Suriye'deki savaşın perde arkasındaki petrol pazarlıkları

"Eskiden zafer kazananlar ganimeti toplardı. İnanın bana burada zafer kazanan yok. Ama hep söylediğim gibi, petrolü alın."

2011 yılında söylenen bu sözler Donald Trump'a ait. Trump, ABD Başkanı olduktan sonra da bu açıklamasına uygun adımlar atıyor. 

Suriye'deki enerji rezervleri birçok kesimin iştahını kabartıyor. Ülkeler ve taşeronları pastadan pay kapma telaşında.

Daha önce DEAŞ'ın elindeki alanlar şimdi bir başka örgüt YPG'nin elinde. Suriye rejimi, ekonomik darboğazdan kurtulmak için bu alanlardan pay istiyor. ABD de petrol gelirlerinden pay alma niyetini artık açıkça dile getiriyor

Donald Trump birkaç gün önce verdiği demeçte o planını açıkladı. 

"Bizim de bu petrolden pay almamız gerekir. Benim niyetim exxon mobil ya da başka bir büyük şirketle anlaşmak. Şu anda petrol alanı çok büyük değil. Ama yer altında büyük bir rezerv var."

Peki ABD neden buradaki petrolü istiyor?

Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi'nin Başkanı Oğuzhan Akyener'e göre ABD'nin esas amacı, bölgede ürettiği petrolü kaybetmek istememesi. 

"Bölgede DEAŞ'ın bölgeye intikal ettirildiği, bölgede hakimiyet kurdurulduğu dönemden PYD'nin hakim olduğu döneme kadar Amerikan ve Rus menşeli özel şirketler bölgede petrol üretiyorlardı. Neden istiyordan ziyade, bölgede zaten petrol üretiyor Amerika. Bunları kaybetmek istemiyor."

"YPG'nin yıllık kazancı 550 milyon dolar"

Suriye petrolünün yüzde 90'ını ABD'nin desteklediği YPG kontrol ediyor. 

En verimli alan olan Haseke dışında Deyrizor ve Rakka'dan önemli miktarda petrol çıkarılıyor.

Petrol satışının büyük kısmı yasa dışı yollarla Kuzey Irak'ta yapılıyor.

Oğuzhan Akyener, YPG bu petrolden yıllık yaklaşık 550 milyon dolar kazandığını, bunun da YPG'nin finanse edilmesi için yeterli olduğunu söylüyor.  

TRT