Sumud Filosu katılımcıları: “Çağdaş Hilfü’l Fudul’larla siyonizme karşı durmalıyız”

Gazze'deki ambargoyu kırmak için yola çıkan ve işgal rejimi tarafından engellenen Küresel Sumud Filosu'na Türkiye'den katılan aktivistler, gerçekleştirilen program kapsamında İstanbul'da bir araya geldi.

Sumud Filosu katılımcıları: “Çağdaş Hilfü’l Fudul’larla siyonizme karşı durmalıyız”

Türkiye'nin farklı illerinde bulunan aktivistler, Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu tarafından gerçekleştirilen organizasyon kapsamında Eyüpsultan'da bulunan Siyer Vakfı'nda buluştu.

"Bundan sonra bize düşen tüm bu kazanımları korumaktır"

Vakfın konferans salonunda Abdussamed Aydın'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda konuşan Sumud Delegasyonu Türkiye Koordinatörü Dr. Hüseyin Durmaz, "Eğer mutlak bir şerre karşı sonuç elde etmek istiyorsak bir takım ihtilafları bir kenara bırakmalıyız. Türkiye'deki İslami camialar, 7 Ekim'den sonra dünyanın değişmesiyle, Batı insanın insan olduğunu hatırlaması ve Gazze'de yaşananların ürettikleri değerlerle de ciddi anlamda çatıştığının farkına varmaları, dünyaya 50 yıl kazandırdı. Konferanslarla, kitaplarla, milyar dolarlık Hollywood filmleriyle siyonizmin dünya açısından bu kadar büyük bir tehdit olduğunu anlatamazdık. Ancak 2 yıllık onurlu direniş, dünyanın siyonistler tarafından ne kadar kuşatıldığını ve ne kadar tehdit oluşturduğunu ortaya koydu. Bize düşen bu konjonktürü okuyup soykırımı durdurmak, sınırları zorlayan eylemler gerçekleştirmek ve kazanımları korumaktır. Sumud bir kıvama geldi. Hepiniz 35 günlük süreçte bir tartışma, kavga, ihtilaf yaşamadınız. Bu Allah'ın bir rahmeti, Gazze halkının bereketiydi. Bundan sonra bize düşen tüm bu kazanımları korumaktır. Bir ateşkes oldu ve inanıyoruz ki bunda Sumud Filosu'nun da etkisi var." dedi.

"Yapıcı eleştiri bizi geliştirir"

Küresel Sumud Filosu'na ilişkin değerlendirmede bulunan Siyer Vakfı Kurucusu Araştırmacı Yazar Muhammed Emin Yıldırım, "Müslüman takdirde cimri, tenkitte korkak olmaz. Çok güzel bir hizmet… Takdir edilmesi gereken onlarca özelliği var ama eleştirilmesi gereken yönleri de var. Karalamak, hizmeti lekelemek için değil daha iyisi ortaya çıksın diye ben de delegasyona eleştirilerimi ileteceğim. Eğer eleştirici yapıcıysa bizi geliştirir." diye konuştu.

"Sumud, somut bir şey yaptırdı"

Henüz 13 yaşındayken Erzurum'un Horasan ilçesinde İhsan Süreyye Sırma'yı konuk ettikleri bir konferans ile İslami serüveninin başladığını, 1989'da geldiği İstanbul'da her hafta İslam beldelerinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle Beyazıt Meydanı'nda yapılan gösterilere katılarak devam ettiğini Hatırlatan Yıldırım, "1999 yılında başörtüsü için yapılan 'el ele' eylemi ve katıldığımız Sumud Filosu, hayatımda bambaşka bir yer oluşturdu. Bundan sonraki ömrümüzü anlattığımızda Sumud'u iftihar ile anlatacağız. Bunu kendimizi kahraman olarak göstermek için anlatmayacağız tabi… Bizi sahaya süren Gazze'dir. 1999'daki eylem, başörtüsü için yapılan el ele eylemiydi. Türkiye'nin her tarafından insanlar el ele tutuştu yapılan haksızlığı dile getirmek için kitlesel manada bir eylem yapıldı. Sumud da öyle… 2 yıl içerisinde belki yüzlerce programa katıldım. Siyaseti eleştirdiğim için başıma çok iş geldi, selamı sabahı kesen çok oldu. İnanın Allah için yaptığıma inandığım için bunlar umurumda olmadı. Ancak Gazze'deki soykırıma engel olmak adına somut bir şey yapamadığımız için hepimizin için yanıyordu. Sumud, somut bir şey yaptırdı. Her şeye rağmen Allah bizi bu işin bir parçası kıldığı için binlerce kez hamd olsun. İnşallah bundan sonraki süreç hepimizi için ne riyaya ne ucb'a kapılmadan bu süreci Gazze'nin hayrına dönüştürmektir." şeklinde konuştu.

Gazze için el ele eylemi yapılması çağrısı

Gazze'de varılan ateşkesin gevşemeye neden olmaması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Küresel Sumud Filosu'nun tüm bileşenlerini katarak başörtüsü için yapılan el ele eylemi gibi bir şey yapamaz mıyız? Tüm dünyayı ayağa kaldıracak şekilde siyonizm için Gazze için ele ele diye bir eylem yapamaz mıyız? Bence bu, daha fazla gündem oluşturmak adına önemli." dedi.

"Çağdaş Hilfü'l Fudul'ler ile siyonizme karşı durmalıyız"

Kimi çevrelerin gayrimüslimlerin organizesiyle gerçekleşen filo ile ilgili eleştirilerine yönelik de bir cevap veren Yıldırım, "Fıkıh her konuya bir cevap verir. İhramlıyken pire öldürmenin hükmüne ilişkin cevap buluruz. Ancak pire öldürmenin hükmü sorulduğunda Kerbelâ'da Hazreti Hüseyin şehid edilmişse İbn-i Abbas gibi 'utanmıyor musun?' diye cevap veririz. Ben de Türkiye'deki bazı kardeşlerimize bunu söylemek istiyorum. Niye bunu gündem ediyorsunuz? Gazze'de hala binlerce insan enkaz altında. 2 milyarlı Müslüman ümmeti olarak siz fıkha göre mahremiyet esasına göre bir filo oluştursaydınız biz de ona katılsaydık. Onu yapamamışsınız, her türlü şeyden geri durmuşsunuz, elin gâvuru dedikleriniz böyle bir organizasyon yapmış ve biz de buna mecbur kalmışız, bir de kalkıp burun kıvırarak yok mahremiyet, yok bilmem ne meselesi diyerek eleştiriyorsunuz. Bunları söylemek inanın ki İbn-i Abbas'ın verdiği gibi cevap verilmelidir. Neyi nerede konuştuğumuzu iyi bilelim. Şurada bir yangın olsa onu söndürmek için birçok şey yapmamız gerekecek. Gazze de böyle bir şey. Eğer her şeyi kendimiz yapabiliyorsak buyurun yapalım. Yok, eğer bunu yapamıyorsak siyonizm tek başına Müslümanların mücadele edebileceği bir güç değildir. Siyonizm küresel bir kötülüktür ve dünyanın kılcal damarlarına sirayet etmiş, yönetimlerin tüm iplerini de elinde tutan organize ve küresel bir kötülüktür. Bu kötülüğe karşı İstanbul'da, Ankara'da, Şanlıurfa'da birkaç STK ile mücadele edemeyiz. Onun için mecburen insanlık ortak paydasında, çağdaş Hilfü'l Fudul'lar kurarak bunu yapmalıyız." diye konuştu.

"Gazze yalnızca Müslümanları değil dünyanın vicdanlı insanlarını da bir araya getirdi"

Programda bir konuşma yapan HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, "Rabbimiz, Gazze'deki kardeşlerimiz için dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yanından bizi bir araya getirdi. Kalplerimizi birbirine ısındırdı, muhabbetimizi pekiştirdi. Gazze yalnızca Müslümanları değil dünyanın vicdanlı insanlarını da bir araya getirdi. Bir can çok önemli ve insan o canın kurtulması, zarar görmemesi için her şeyi yapar. Irak'ta da Suriye'de de Myanmar'da da katledildik ama kimse sesimizi duymadı. Ancak Gazze dünyayı uyandırdı. Hatta diğer İslam ülkelerinde katledildiğimizde bırakın birleşmeyi bazen birbirimize düşer ve bu da siyonizmin işine yarardı. Gazze öyle bir ortam oluşturdu ki, tüm Müslümanlar aynı şey söylüyor ve aynı noktada duruyor." şeklinde konuştu.

"Bundan sonra işgalciler için dünyada huzur olmayacak"

Görüştükleri birçok siyasi ve bürokratla soykırımın durması adına talepte bulunduklarını ancak sürekli dengelerden bahsedildiğini aktaran Dinç, "Bu anlamda Sumud'a katılan insanların tek bir dengesi vardı. O da ablukayı kırmaktı. Sumud bu dengeye odaklandığı için dünya zalimlerinin dengesini altüst etti. Trump bile Netanyahu 'ya, 'dünya ile savaşamazsınız' dedi. Bu sözü bu filoya dayanarak söyledi. İnşallah bu saatten sonra bu vicdan hareketi burada bitmeyecek. Birileri işgalcilerin imajını kurtarmak için barış elçisi gibi ortada dolansa da bundan sonra işgalcilere huzur olmayacak. Onlar kendilerinde Filistin'i, Gazze'yi işgalk ederek kendilerine bir huzur ortamı oluşturmak istediler ama bu saatten sonra gidecekleri her yer onlar için cehennem olacak. Tabi ki gargat ağacı gibi onları koruyanlar da olacak." dedi.

"Gazze'ye ulaşamasanız da Gazze halkının kalbine girdiniz"

Küresel Sumud Filosu'nun fiili olarak Gazze'ye yardım ulaştıramasa da amacına ulaştığını ve Gazze hakkının gönlüne dokunduğunu belirten Filistin Dayanışma Derneği Muhammed Mişeniş, "Ben israil diye bir ülke tanımıyorum. Onun için sizler işgal altındaki Filistin'e ulaştınız. Özellikle uluslararası alanda çok ses getiren bir eylem oldu. Uluslararası alanda yaşananlara bir başkaldırı oldu. Uluslararası bir vicdanın Gazze halkı için de bir tepki verebileceğini gösterdiniz. İslam ümmeti adına da bir mesaj verdiniz. Batılıların mazlum toplumların hakkını korumak adına daha önde olduklarını, Müslümanların pasif olduğunu söylüyorlardı. Ancak siz, özellikle Türkiye'den yoğun katılım göstererek kardeşleriniz için harekete geçtiğini, oluşturulan algının doğru olmadığını ortaya koydunuz. Bunun için size teşekkür ederim. Aslında bu günümüzün geçmişteki tarihi bir misyonu, Osmanlı'nın Müslümanlar için ortaya koyduğu fedakârlıkların bugünkü devamıdır. En zor his, Gazzelilerin yalnız kaldıklarını hissetmesiydi. Bu duyguyu siz kırdınız. Küresel Sumud Filosu katılımcıları olarak Gazzelilerin yalnız olmadığını gösterdiniz. Belki Gazze'ye ulaşamadınız, ablukayı tam olarak kıramadınız ama Gazzelilerin kabine girdiniz." diye konuştu.

Program, Küresel Sumud Filosu katılımcılarına verilen plaket takdimi ile son buldu.

(İLKHA)