Mısır’da baskı sürüyor: Akademisyenler ve muhalifler hedefte

Mısır’da hükümetin insan haklarını iyileştirme yönündeki vaatleri sürerken, sahadaki uygulamalar tam tersini gösteriyor. Güvenlik yaklaşımı devam ederken muhalifler, akademisyenler ve araştırmacılar üzerindeki baskılar artıyor. Cezaevlerinde ise ihlallerin ve kötü muamelenin sürdüğü belirtiliyor.

İnsan hakları avukatı Halid Ali, araştırmacı ve akademisyen Dr. Takaddum el-Hatib’in “terör örgütüne üyelik” ve “suç işlemek için anlaşmaya katılmak” suçlamalarıyla yargılanacağını açıkladı. El-Hatib’in ilk duruşmasının pazar günü yapılacağı bildirildi.

Halid Ali, el-Hatib’in 2013’ten bu yana yurt dışında yaşadığını ancak Tiran ve Sanafir adalarına dair belge topladığı için 2017’den itibaren idari ve akademik baskılara maruz kaldığını ifade etti. El-Hatib’in bursunun iptal edildiği, üniversiteyle ilişiğinin kesildiği ve kendisine mali cezalar verildiği belirtildi.

Ayrıca, resmi belgelerini (pasaport ve kimlik) yenileme sürecinde zorluklar yaşadığı, bu durumun mesleki ve ailevi yaşamını olumsuz etkilediği vurgulandı.

Aynı günlerde araştırmacı Hani Subhi de gözaltına alındıktan iki gün sonra Devlet Güvenlik Savcılığı’na çıkarıldı. Subhi’ye “terör örgütüne katılmak” ve “yalan haber yaymak” suçlamaları yöneltildi. Gözaltının nedeni, Facebook’ta yaptığı iki paylaşım olarak açıklandı: biri “altın buzağı” hikâyesine dair, diğeri ise bir televizyon sunucusunun İsrail halkını överken Filistinlilerin acısını görmezden gelmesine yönelik ironik bir yorumdu.

Ekonomist Abdülhalık Faruk hakkındaki beş yıllık hapis cezasına yönelik itiraz davası ise savunma taleplerinin reddi nedeniyle ertelendi. Faruk, idari başkent projesini eleştirdiği bir video sonrası yargılanıyor. Savunma ekibi, projenin finansmanına dair belgelerin dosyaya eklenmesini isterken mahkeme bu talepleri reddetti.

Bu arada, Mısır İnsan Hakları Ağı, Dr. Abdunnasır Mesud Salim Yusuf adlı 65 yaşındaki akademisyenin, el-Minya Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ciddi sağlık sorunları yaşadığını açıkladı. Yusuf’un geçtiğimiz hafta mahkeme sırasında sara nöbeti geçirdiği, daha sonra hastaneye kaldırıldığı belirtildi.

Ağ, Yusuf’un yıllardır epilepsi, beyin zarı kisti ve kalp damar rahatsızlıklarıyla mücadele ettiğini; tıbbi tavsiyelere rağmen cezaevi yönetiminin tedaviyi ihmal ettiğini bildirdi. Ayrıca Yusuf’un 2015’ten beri maruz kaldığı işkence, tecrit ve zorla nakil işlemleri nedeniyle durumunun ağırlaştığı kaydedildi.

Hak örgütü, Yusuf’un başka bir cezaevine “iki gün süren insanlık dışı bir yolculukla” nakledilmesini “ek bir cezalandırma” olarak niteledi. Açıklamada, yaşananların “yaşam ve sağlık hakkının açık ihlali” olduğu vurgulandı.