Mamoste bir şehid: İbrahim Hoca

Şehid İbrahim Kızmaz. İslama hizmet ve genç nesillerin ifsad edilmesine karşı mücadele ile geçen bir ömür… “Ya Rabbi! Bana izzetli ve şerefli bir şahadet nasip et” duasıyla yaşadı ve bu duasına yakışır bir izzetle Rabbine iltica etti. Onu şehadetinin sene-i devriyesinde rahmet ile yâd ediyoruz. Ruhu şad olsun…

İslamî davanın yılmaz savunucusu; Kürt halkının Mamostesi, İbrahim Xocası… Mültecilerin, muhacirlerin iyilik umudu; çocukların, gençlerin öğretmeni… Gönüllerin şairi; zalimlerin her dem korkulu rüyası… Karanlık ve zorlu yılların yol gösterici azimli dava eri; genç nesilleri ifsad bataklığından kurtarmak, İslam davası ile can vermek için kendi hayatını tereddütsüz ortaya koyan canfeda dava şehidi…

Tüm bu güzel vasıflarla İslam’ı hayatının her alanına nakşetti. Ve bunun getirdiği sorumluluk ile; mağdur, mazlum, muhacir, her nerede yardıma muhtaç kim varsa elini uzatmakta asla tereddüt etmedi. Zamanın maddi imkansızlıklarına rağmen kapı kapı dolaşarak ihtiyaç sahiplerine ulaştı.

Eğitime ve okumaya çok önem verirdi. Asri kitapları takip eder, sürekli okuma halinde olurdu. Etrafındaki gençlerin de ilime, bilgiye, kitaba ulaşmaları için her türlü fedakarlığı gösterir elinden gelen yardımı esirgemezdi. Bu konudaki hassasiyeti onu kitabevi açmaya götürdü. ‘Düşünce’ adını verdiği kitabeviyle ulaşabildiği gençlere kitap hediye ederek İslami bir bilinç kazanmalarına vesile oldu.

Alim ve kanaat önderlerini ihmal etmez, daima saygılı davranırdı. Akraba ziyaretlerine çok önem verirdi. Çocuklar ile özel olarak ilgilenir, hediyeler alırdı. Güzel ve yumuşak ahlakıyla etrafına örnek olurdu. Sanata, şiir ve tiyatroya ilgisi vardı.  Şiir yazarlığı  ve seslendirmesi yapardı.

Hayatının her anında ve alanında İslami şiarları kendine düstur edinen Şehid İbrahim hoca, Kürd halkının ve gençliğinin İslam ile uyanmasına razı olmayan şer şebekeleri rahatsız etmişti. Onu kendileri için bir sıkıntı olarak görmüş ve defalarca tehdit etmişlerdi. Ancak duası “Ya Rabbi! Bana izzetli ve şerefli bir şahadet nasip et” olan hoca için bunların hiçbir kıymeti yoktu.

Rabbinden dilediği gibi izzetli ve şerefli bir şekilde Rabbine iltica etti. Rabbim bizleri onların yolundan ayırmasın ve bıraktıkları davayı sürdürebilmeyi nasip etsin. Katillerini  bir kez daha lanetliyoruz.  

Mamoste... Unutulmayacaksın! Rahmet ve özlemle...

HAYATI VE MÜCADELESİ

Adı Soyadı: İbrahim KIZMAZ

Doğum yeri ve tarihi: Batman / Gercüş –Kelehê (Akburç) Köyü, 01.01.1956

Şehadet yeri ve tarihi: Nusaybin, 06 Ocak 1992

Şehadeti: Okul çıkışında PKK tarafından şehid edildi.

Hayatı ve mücadelesi:

1956 yılında o zaman Mardin iline bağlı Gercüş İlçesi’nin Kelehê (Akburç) Köyü’nde doğdu. Köyde ilkokulu bitirdikten sonra, ‎katıldığı sınavlarda Ergani Öğretmen Lisesi’ni kazanarak öğrenimine ‎burada ‎devam etti. Ergani Öğretmen Lisesini bitirdikten sonra Ankara İktisadi Ticari İlimler Fakültesi’ni kazandı

Eğitimini tamamladıktan sonra 1974 yılında mezun olan İbrahim hoca, Muş Malazgirt’te iki sene Nusaybin’e bağlı Tepeüstü (Tılmınar) köyünde de yedi yıl boyunca öğretmenlik yaptı.

70’li yıllarda  İslami faaliyetlere başlayan Hoca, 12 Eylül döneminden önce Nusaybin’de birkaç arkadaşı ile birlikte; halkın sorun ve meseleleriyle ilgilenmek ve onları örgütlemek için Nusaybin Düşünce ve Kültür Derneği” adında bir dernek kurar.

Bu dönemde Hizbullah Cemaati ile tanışır. Bundan sonra İslami faaliyetlerini daha düzenli, daha örgütlü ve kapsamlı bir şekilde yürütür. Hoca, sürekli köy imamlarını ziyaret eder, onlara davayı ‎götürürdü. ‎Kendisiyle beraber olan bir arkadaşı bu durumu şöyle açıklamaktadır: “Hoca ile ‎beraber tebliğe çıkardık. Bazen bu ziyaretler kışın ortası, ‎yağmurlu ve ‎karanlık gecelerde dağ köylerine olurdu. Çoğu zaman karanlıktan dolayı ‎yolumuzu ‎şaşırırdık…” ‎

1984 yılında İbrahim Hoca’nın tayini Nusaybin’e çıkar. 1992 yılından şehid edilinceye kadar burada öğretmenliğine devam eder. Hoca Nusaybin’e yerleştikten sonra mesaisinin çoğunu İslami çalışmalara verir. Bu dönemde, Düşünce Kitap ‎Kırtasiye ‎isimli bir kitabevi açar. Hem öğretmenlik yapar hem de kitabevi ile uğraşırdı. Aldığı maaşını da kitaplara veriyor, bu kitapları da gençlere vererek sol örgütlerin, dinsizlerin kucağına düşmemesi için gayret sarf ediyordu. “Öğretmenlik mesleğimden atılmam pahasına da olsa öğrencilerime İslam’ı anlatmaktan geri durmayacağım. Atılacağımı bilsem dahi İslam’a hizmetten taviz vermeyeceğim” derdi.

Tarihler 06 Ocak 1992’yi gösterdiğinde, İslam düşmanları okul önünde İbrahim Hoca’yı yaylım ateşine tutarak orada şehid ettiler. Vücudundan 18 tane kurşun çıkarıldı.

Allah’u Teâlâ şehadetini kabul etsin.

HABERNAS